Cinsiyete Göre 'Narsisizmin' Yüzleri: Farklı Yollar, Aynı Tatmin
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, narsisizmi 'özseverlik' terimiyle özetleyerek, bu kişilik yapısının övgüye bağımlı ve eleştiriye tahammülsüz olduğunu vurguladı. Tarhan, narsisizmin sınırsız başarı, güç ve üstünlük arayışıyla şekillenen bir yaşam felsefesi olduğunu ve bu kişilerin başkalarının hayranlığını kazanma isteğiyle motive olduklarını belirtti.
Kendilerine İtaat Etmeyenleri Aşağılayarak Gücüyle Yok Etmeye Çalışırlar!
Narsistik kişilerin, sevdikleri ve kendilerine itaat eden kişilere her şeyi verdiklerini de anlatan Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti: “Hatta bu kişilere menfaat olmadan bile ellerindeki imkanları sunarlar. Kendi çıkarları için başkalarını mükemmel bir şekilde manipüle ederler. Her masada farklı konuşur, şartlar değiştiğinde hemen fikir değiştirirler. Gücü elinde tutabilmek için zekayı, güzelliği, imkanları ve sevgiyi kullanır, gerektiğinde mütevazı ya da samimi bir rol bile oynayabilirler. Samimiyet rolünü ustalıkla oynarlar ve beden dilini etkileyici bir şekilde kullanarak insanları manipüle ederler. Bu davranışları gözlemlediğinizde, son derece değişken olduklarını fark edersiniz. Narsistik özellikleri olan kişiler insanları kısa vadede etkiler, ancak orta ve uzun vadede güven kaybeder ve toplum tarafından dışlanırlar. Bu kişiler empatiden yoksundur, başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını anlayamazlar, acı çeken insanlara karşı duyarsızdırlar. Özür dilediklerinde bile bu genellikle samimi bir özür değil, bir rolün parçasıdır. Hedeflerine ulaşmak için her türlü rolü oynarlar ve oldukça kıskançtırlar. Ya başkalarını kıskanırlar ya da herkesin onları kıskandığını düşünürler. Ayrıca, kendilerine itaat etmeyenlere karşı büyük bir saygısızlık gösterir, onları aşağılayarak gücüyle yok etmeye çalışırlar.”
Narsistik Kişilik İle Narsistik Davranışları Birbirine Karıştırmamak Gerekir
Bu özellikler nedeniyle, birçok psikoloji ekolü bu durumu ‘patolojik narsisizm’ olarak tanımladığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Çağdaş psikanalizin temsilcilerinden Otto Kernberg, patolojik ve olgunlaşmamış narsisizm olarak adlandırırken, ünlü psikologlardan Heinz Kohut ise bu kişileri ‘trajik insan’ olarak tanımlar. Trajik, felaket ya da habis insanlar olarak görülen bu kişiler, tıpkı bir kanser hücresi gibi hareket ederler. Kanser hücresi, habis bir hücredir; kendi çıkarı için tüm dokuları yok ederek büyür. Aynı şekilde, bu tarz insanlar da ailede ya da çevrelerinde güç sahibi olduklarında, etraflarındaki herkesi kontrol altına alır ve köleleştirirler. Ekonomik gücü ellerinde bulundurduklarında, aile üyeleri onlara itaat eder, ancak çocuklar bu kişilere karşı derin bir düşmanlık besleyebilirler. Bu, babaya ya da anneye karşı bir isyana, evden kaçmaya, madde kullanımına ya da suç işlemeye kadar varabilir. Genellikle kibirli olarak bilinen bu tipler, halk arasında da narsistik kişiler olarak tanınır. Ancak narsistik kişilik ile narsistik davranışları birbirine karıştırmamak gerekir. Hepimiz zaman zaman hayatımızın bir döneminde narsistik davranışlar sergileyebiliriz. Ancak önemli olan, bir dostun samimi eleştirisiyle bu davranışların farkına varıp onları değiştirebilmektir.” diye konuştu.