• Haberler
  • Ekonomi
  • Cevdet Yılmaz duyurdu: Orta Vadeli Program'ın açıklanacağı tarih belli oldu

Cevdet Yılmaz duyurdu: Orta Vadeli Program'ın açıklanacağı tarih belli oldu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 'Planımız, 5 Eylül Perşembe günü güncel Orta Vadeli Programı kamuoyuyla paylaşmak. Öngörülebilirliği artırıcı bir şekilde, gerçekçi, tutarlı bir programı toplumumuzla ve ilgili kesimlerle paylaşmış olacağız.' dedi.

  • 381

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Türkiye ekonomisi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyüdü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Yılmaz, Türkiye'nin Orta Vadeli Program'da öngördükleri gibi dengeli bir şekilde büyüdüğünü ifade etti. Bu büyümenin yarıdan fazlasının dış talep kaynaklı olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bunun sevindirici olduğunun altını çizdi.

Büyümeyi yorumlarken dünyadaki ve bölgedeki durumun da dikkate alınması gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Büyüme oranlarımız tarihsel ortalamaların bir miktar altında. Niye böyle? İki temel meselemiz var. Enflasyonu düşürmek için sıkı bir politika izliyoruz. Bunun şüphesiz etkileri var. Diğer taraftan dünya talebi, büyümesi de iyi değil maalesef. Özellikle temel pazarımız olan Avrupa'ya baktığınızda büyüme oranları çok düşük. 2023 yılında sadece 0,5 oranında büyüyebilmiş Avrupa. 2024'te 0,9 büyüme bekleniyor Avrupa'da. Dünya büyümesine baktığınızda yüzde 3'ler civarında. Dolayısıyla dünyanın tarihsel ortalamaların altında büyüdüğü bir dönemdeyiz. Buna ilave olarak bölgemizde jeopolitik gelişmeler, gerilimler maalesef son bir yılda artmış durumda."

Bu ortam içinde Türkiye'nin tarihinin en büyük deprem afetini yaşadığını anımsatan Yılmaz, bu depreme rağmen ekonominin toparlandığını söyledi.

"Bütün rakamlar OVP'de yer alacak"

"Güncellenecek Orta Vadeli Programı ne zaman açıklayacaksınız?" sorusu üzerine Yılmaz, "Güncellenmiş OVP ile ilgili uzun bir süredir çalışıyoruz. Bir taraftan teknik çalışmalar yürütüyor kurumlarımız. Strateji ve Bütçe Başkanlığımız, Cumhurbaşkanlığımıza bağlı biliyorsunuz. Yoğun bir şekilde bu konuları çalışıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı yine yoğun bir şekilde mesai sarf etti. Diğer ilgili tüm bakanlıklarımız çalıştılar." yanıtını verdi.

Güncel OVP'yi hem teknik çalışmaların hem de istişarelerin sonucuna göre yenileyeceklerini dile getiren Yılmaz, ana çerçevenin enflasyonu düşürmek, depremin yaralarını sarmak, büyümeyi, istihdamı korumak, kalıcı sosyal refahı artırmak, vatandaşlara bütün bu çabaların sonuçlarını yansıtmak olduğunu vurguladı.

Yılmaz, bu çerçevede üç temel güncellemenin söz konusu olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: "Birincisi, makroekonomik değerler. Büyümeden tutun milli gelire, ihracattan turizme makro rakamlarımızı güncellemiş olacağız. Enflasyon rakamları yine bunun içinde. Diğer taraftan OVP, bütçenin temelini oluşturur. Meclisimize hükümetimizin göndereceği bütçe teklifinin temel çerçevesini de OVP şekillendirir. Temel büyüklükler burada ifade edilmiş ve toplumla paylaşılmış olacak. Bütçe büyüklüklerimiz, bütçe açığımızın ne olacağı, harcamalarımız, gelirlerimiz, bütün bu rakamlar OVP'de yer alacak. Üçüncü boyut ise yapısal reformlar. Yapısal reformlar konusunda geçen yıldan bugüne yaptıklarımız var, henüz yapılmayanlar var. Üzerinde çalıştığımız konular var. Burada geldiğimiz noktayı da yine istişarelerimizin sonuçları var, bunları da yansıtacağız."

"İstihdam açısından olumlu bir durum yaşanıyor"

Yılmaz, üç ayaklı stratejiyle hareket ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlar. Bunu yine güncel OVP'de göreceksiniz. Önümüzdeki Perşembe günü sabah saatlerinde bir planlama yapmış durumdayız. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu imzalaması ve Resmi Gazete'de yayımlanması gerekiyor. Bu süreci de takip ederek planımız, 5 Eylül Perşembe günü güncel OVP'yi toplumumuzla, kamuoyuyla paylaşmak. Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyesi arkadaşlarımızla birlikte bu programımızın detaylarını kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Öngörülebilirliği artırıcı bir şekilde, gerçekçi, tutarlı bir programı toplumumuzla ve ilgili kesimlerle paylaşmış olacağız."

"Büyümenin kompozisyonunda gelecek dönemde hangi başlıklar öne çıkacak?" sorusu üzerine Yılmaz, yatırımın, üretimin, ihracatın payını artırmayı hedeflediklerini bildirdi.

İstihdam açısından olumlu bir durumun yaşandığını vurgulayan Yılmaz, "Bölgesel olumsuzluklara, uyguladığımız fiyat istikrarına dönük sıkılaştırıcı politikalara rağmen istihdamımız artmaya devam ediyor. Bu yıl 1 milyonun üzerinde istihdam artışı bekliyoruz. Bu, çok kıymetli bir rakam." dedi.

Yılmaz, ilan edilecek OVP'de en önemli unsurlardan birinin istihdamı korumak ve geliştirmek olduğunu vurguladı.

"Türkiye'yi geleceğe emin bir şekilde hazırlıyoruz"

"Büyümedeki dengelenme süreci orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisine ne kazandıracak?" sorusu üzerine Yılmaz, "Çok daha istikrarlı bir ortamda sürdürülebilir büyüme hedefimize hizmet edecek." yanıtını verdi.

Türkiye'nin son 20 yılda alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna geçtiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Milli gelirimizdeki artışa baktığınızda son çeyrek verileriyle birlikte 1,1 trilyon doların üzerine çıkmış olduk. Güncel OVP'de göreceksiniz kur istikrarının da TL'deki değer kazancının da etkisiyle dolar bazında milli gelirimiz ve kişi başına milli gelirimiz oldukça yüksek seviyelerde ortaya çıktı. Bunu da toplumla paylaşacağız. Bu süreç çok kıymetli. Şu anda önümüzde kritik bir eşik var. Üst-orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçiş. İşte biz, bu yaptığımız çalışmalarla bunun zeminini güçlendirmiş oluyoruz. Risklerimizi azaltıyoruz, temellerimizi kuvvetlendiriyoruz. Hem halkımızın refahını artırma hem de ülkemizin gücünü artırma anlamında Türkiye'yi geleceğe çok daha emin bir şekilde hazırlıyoruz."

"Küresel ekonomik görünüme baktığımızda Türkiye, büyüme rakamları itibarıyla önde. Türkiye, neyi farklı yapıyor da bu küresel konjonktürde olumlu anlamda ayrışabiliyor diğer ülkelerden?" sorusu üzerine Yılmaz, "En önemli unsur siyasi istikrar ve güven. Türkiye, dünyanın bu zorlu döneminde siyasi istikrara ve güven ortamına sahip olduğu için olumlu ayrışan bir ülke." dedi.

Enflasyonla mücadele

Enflasyonla mücadelede geçiş döneminin ardından, haziran ayında dezenflasyon döneminin başladığını belirten Yılmaz, hem baz etkisi hem de program etkisiyle ağustosta enflasyon oranının yüzde 50'lere yakın bir seviyede çıkacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Eylül ayında ise enflasyonda yüzde 40'lı rakamların görüleceğini düşündüklerini dile getiren Yılmaz, "Gelecek yıl hedefimiz yüzde 20'lerin altını görmek, ondan sonraki yıl, yani 2026'da ise tek haneli rakamlarla ülkemizi yeniden buluşturmak. Bütün planımızı, programımızı buna göre yapmış durumdayız." diye konuştu.

Koordineli şekilde, ekip ruhu içinde kararlı şekilde bu politikaları hayata geçirdiklerini anlatan Yılmaz, Orta Vadeli Program'da (OVP) güncellenecek enflasyon tahminlerinin perşembe günü kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

"Yetkili kişilerden duymadıkları politikalara, kararlara itibar etmesinler"

Ekonomi programına ilişkin yapılan dezenformasyonların büyük oranda sistematik olduğunu düşündüğünü belirten Yılmaz, programlarının başarılı şekilde yürüdüğünü gören muhalif grupların sistematik olarak bu programı ve yürütücülerini yıpratma çabasında olduklarını ancak toplumun bu tür yalanlara prim vermediğini söyledi.

Spekülatif birtakım hadiseler, ekonomik veya siyasi birtakım hedeflerle toplumu yanıltma, farklı algılar oluşturma peşinde olunduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

"Maalesef bunların zaman zaman piyasalar üzerinde olumsuz etkilerini de görüyoruz. Tasarruf sahiplerine de zarar verici etkilerini görüyoruz. Bu çerçevede hukuki birtakım süreçler de zaman zaman tabii ki işlemek durumunda kalıyor. Bir taraftan bununla mücadele ediyoruz ama hazır fırsatını bulmuşken halkımıza da ben seslenmek istiyorum. Lütfen yetkili kişilerden duymadıkları politikalara, kararlara itibar etmesinler. İsim vermeden, kaynak göstermeden yapılan yorumlara, iddialara prim vermesinler. Yetkililer tarafından ifade edilen hususlara baksınlar."

Yılmaz, ihracatın zorlu dünya koşullarına rağmen artmaya devam ettiğini, ithalatın ise azalma eğiliminde olduğunu belirterek, bu durumun dış dengeyi iyileştirdiğini, ticaret açığını azalttığını, dolayısıyla cari açığın da düşmesine katkı sağladığını kaydetti.

"Cari açık bizim kalkınmamızda en kritik darboğazlardan biri"

Hem mal hem de hizmet ticareti açısından programlarının üzerinde bir performans sergilediklerini vurgulayan Yılmaz, geçen yıl OVP'de bu yıl için cari açığın yüzde 3'ün biraz üzerinde tahmin edildiğini ancak son rakamların cari açığın yüzde 2'lerin altında gerçekleşeceğini gösterdiğini anlattı.

Yılmaz, şöyle konuştu: "Cari açığınız azalınca döviz ihtiyacınız azalıyor, dış borçlanma ihtiyacınız azalıyor. Dolayısıyla döviz piyasaları üzerinde baskılar azalmış oluyor. Çok daha istikrarlı bir şekilde büyümenizi kendi kaynaklarınızla, kendi tasarruflarınızla sürdürme imkanına kavuşmuş oluyorsunuz. Daha rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturmuş oluyorsunuz. Bu açıdan çok kıymetli. Cari açık bizim kalkınmamızda en kritik darboğazlardan biridir. Şu an geldiğimiz nokta çok iyi ama bunu daha kalıcı hale getirmemiz de çok önemli."

Savunma sanayi sektörünün ihracatının geçen yıl 5,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ve bu yılki hedefin 7 milyar dolara yakın olduğunu aktaran Yılmaz "Savunma sanayi sadece güvenliğimizi pekiştirmiyor. Güvenliğimize büyük katkılar sunuyor. Terörle mücadelemize, sınır ötesi hareketlerimize her türlü alanda çok ciddi katkıları var. Ama bunun ötesinde refahımızı da arttırıyor. Yaptığımız ihracatla katma değeri yüksek bir üretim ve ihracat yapısı oluşumuna da çok büyük katkı sunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

HİT 30 ve YTAK gibi programların etkisiyle, enerji, sağlık endüstrileri ve diğer birçok alanda yapılacak çalışmalarla cari açığı kalıcı şekilde aşağıya çekmeye devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, cari açığı Türkiye'nin kalkınmasının önünde engel olmaktan çıkaracaklarını söyledi.

Yılmaz, Merkez Bankasının geçen yıl mayıs-haziran aylarında 98,5 milyar dolara kadar gerileyen rezervlerinin bugün 150 milyar dolar civarında brüt rezerve ulaştığını anlatarak, Kur Korumalı Mevduat Hesabı'nın (KKM) geçen yıl ağustos ayında 3 trilyon 408 milyar lira ile en yüksek düzeyine ulaştığını ve 23 Ağustos itibarıyla ise 1 trilyon 619 milyar Türk lirasına gerilediğini kaydetti.

Daha önce OVP tahminlerinde 2024 yılı için işsizlik oranını yüzde 10,3 olarak öngördüklerini hatırlatan Yılmaz, gelinen noktada bu tahminin çok daha altında bir seviyede olunduğunu ve bu yılın sonunda işsizlik oranının tek haneli rakamlarla kapanacağını öngördüklerini belirtti.

"Kazananın daha çok katkıda bulunması temel ilkemiz"

Harcamaların kontrol edilmesi ve gelir artırıcı tedbirlerin etkisiyle bütçe açığının yüzde 5'in altında olacağını dile getiren Yılmaz, bu konuda tam rakamın perşembe günü OVP ile kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.

Yılmaz, son vergi düzenlemesi paketinin, geniş kitlelere dönük olmadığını, aksine kazanandan daha fazla vergi almayı hedeflediğini ve vergi tabanını genişlettiğini, kayıt dışılığı engellemeye yönelik olduğunu vurgulayarak, "Her alanda kayıt dışılığı ne kadar azaltırsak o kadar gelişmiş bir ülke statüsüne kavuşuruz. O kadar adaletli bir yapı oluşturmuş oluruz. Aynı alanda çalışan, aynı işi yapan insanlardan birisi vergi verip birisi vermiyorsa takdir edersiniz ki bu hem adalet açısından hem rekabet açısından olumsuz bir durum. Dolayısıyla herkesin toplumun bu bütçesine katkıda bulunması, kazananın daha çok katkıda bulunması temel ilkemiz. Bu doğrultuda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türkü'nün her alanda yanında olduklarını ve bu desteğin devam edeceğinin altını çizen Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) uluslararası alanda daha farklı bir statüye kavuşacağına inandığını, üzerinden 50 yıl geçen Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından adada huzur ortamının sağlandığını ve bu durumun tüm dünya tarafından görülmesi gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 50 yıldır sağlanan bu huzur ve güven ortamının Kıbrıs Türkü'nü çok farklı bir noktaya taşıdığını ancak alınması gereken daha çok mesafe olduğunu belirterek, 6-7 Eylül'de Kıbrıs'a gerçekleştireceği ziyarette sahada bazı projeleri görme ve muhataplarıyla görüşme imkanı bulacağını söyledi.

Bakmadan Geçme