BEREKET VE ŞÜKÜR YEMEĞİ
Karadere'de vatandaşlar hortum çıkmaması için dua ettiler..
Karadere Beldesi’nde vatandaşlar, hortum ve sel yaşanmaması için ''Bereket ve Şükür Yemeği'' düzenledi.
9 yıldır yapılan yemeğe yine yoğun katılım oldu. Türkiye`de turfanda domatesin en erken üretildiği, 3 bin 500 nüfuslu Karadere beldesi halkı, 9 yıl önce yaşadığı hortum ve sele karşı 8 yıldır yemekli dua yapıyor. Bu yıl yine hortumun çıktığı Karadere Plajı`nda gerçekleştirdi. 8 yıl önce Karadere Plajı`nda denizden gelen hortum beldeyi adeta felce uğratırken, traktör kasalarını ve seraları uçurmuş, ardından yağan aşırı yağmurda sele dönüşmüştü.
O yıla kadar sıkça yaşanan hortum ve selin bir daha yaşanmaması için merhum Mehmet Otgöz kendi imkanlarıyla hortumun çıktığı plajda belde halkına `Bereket ve şükür yemeği` verdi. O yıl ilk kez hortum çıkmaması için duada bulunuldu.. O yıldan bu yana her yıl sonbaharda Karadere Plajı`na toplanan belde halkı, kazanlarda pişirilen yemeği çevre belde ve köylerden gelen davetlilerle birlikte yediler. Ve hortum ve selin çıkmaması için dua ettiler.
8 yıldır ise çıkan hortumlar belde de herhangibir zarar vermedi. Karadere Belediye Başkanı Yakup Otgöz, gazetecilere yaptığı açıklamada, beldedeki seraların 9 yıl önce yaşanan hortum ve selden büyük zarar gördüğünü hatırlattı. 7`den 70`e çoluk çocuk, kadın erkek turfanda sebze seralarının hortum ve selden etkilenmemesi için ellerini açıp dua etti. Vatandaşlar her yıl bu geleneği sürdüreceklerini söylediler. Bu yıl hortuma ve sele karşı 8.si yapılan `Bereket ve Şükür Yemeği`ne 5 bine yakın vatandaşın katıldığı yemekte, onlarca kadın, kazanlarda pişirilen yemeği dağıtırken, yine çok sayıda kadın, tabak, kaşık yetiştirebilmek için aralıksız bulaşık yıkadı. Karadere plajında toplanan vatandaşlar, büyük kazanlarda pişirdikleri yemekleri, çevre belde ve köylerden gelen davetlilerle birlikte yedi. Vatandaşlar daha sonra birlikte Kuran-ı Kerim okuyup, beldede ''hortum ve sel felaketi'' yaşanmaması için dua etti. Vatandaşlar bereket ve şükür yemeği için duygularını şu şekilde dile getirdiler.