BAŞKAN SAATCI, TÜRKİYE GÜNDEMİNİ DE DEĞERLENDİRDİ

Dispanser Caddesindeki çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Saatcı, gazetecilerin sorularını da cevapladı.

  • 1295

Dispanser Caddesindeki çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Saatcı, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Dispanser Caddesinin yanı sıra, son zamanlarda ülke gündemindeki futbolda şike olaylarına da değinen Saatcı, Deniz Fenerinden, meclisteki yemin krizine kadar birçok konuda gazetecilerin sorularına cevap verdi. Başkan Saatcı, “Hakkari’de eşiyle helalleşip, görevine gidebilmek için evinden sivil kıyafetle çıkan ve toplumu koruyan arkadaşlarımızı koruyamadıktan sonra, 25 yaşındaki çocuklarımız hala kaldırımda yatarken hiç kimse bana Şike’den, Ergenekon’dan, Deniz Fenerinden bahsetmesin” dedi. “Ankara’da bekleyen projelerimizin geçmesi için umutluyum” Yeni bakanlar kurulu ve hükümetin ülkemize hayırlar ve güzellikler getirmesini dilerim. Arkasına yüzde 50 halk desteği alan hükümetin, Sayın Başbakan’ında kendi ifadesiyle “ustalık dönemim” dediği bir dönemde hepimizin beklentilerine cevap verebilecek, ayrıştırmayan birleştiren, dışlamayan kucaklayan bir yönetim tarzı gelmesini bizde gönülden bekliyoruz. Umut ta ediyoruz. Fethiye’den de iktidar partisinden bir arkadaşımız, ağabeyimiz mecliste… Onun da katkılarıyla özellikle Ankara bağlantılı projelerimizin geçebilmesiyle ilgili bir umut taşıyorum. Kruvaziyer iskele, yat bağlama yeri, yat çekek yeri gibi Fethiye’nin olmazsa olmazları var. Bunlar Fethiye Belediyesinin tek başına yapabileceği şeyler değil ancak Ankara’dan da bazı izinlerin geçmesi gerekiyor. O yüzden bu bakanlar kurulunun daha kucaklayıcı, problem çözücü partiden uzaklaşmış, herkesi kucaklayan bir zihniyet olmasını temenni ediyorum. Böyle de bir beklenti içerisindeyim” dedi. “Türk sporu seçime alet edildi” Başkan Saatcı futbolda şike operasyonu hakkında sorulara cevap verdi. Saatcı, yaptığı değerlendirmede, “Fenerbahçeliyim ve biz mevsimlik Fenerbahçeli değiliz. Ben burada Fenerbahçe üzerinde bazı oyunlar oynandığı düşüncesindeyim. Şikeyi savunuyor değilim. Türkiye’deki amatör kulüpler de dâhil, parasal olmasa bile hatırla gönülle bu işlerin yapılmadığı hiçbir ortam olmamıştır. Sahadaki futbolcuların hepsinin alın terinin herkes tarafından saygılı olmasını beklemek gerekiyor. Tabi yanlışlık yapıldıysa yapılan yanlış kimsenin yanına kar kalmasın. Ancak bu iş bir vatandaş olarak bence böyle olmamalıydı. Seçimlerden önce böyle bir durumun bilindiği bütün basın tarafından yazılmıştı ve seçimden önce düğmeye basılmış olması gerekiyordu. Tabi bu konularda çok fazla yorum yapmamak gerek. Türk sporu seçime alet edildi. Keşke ilk yanlış yapıldığında bu operasyon yapılsaydı. Şimdi Fenerbahçe küme düşse kim ne kazanır. Yâda 5 6 takım küme düşse bu ortamda kim ne kazanır. Sporun içinde olup da bu işlere ben karışmadım diyen hiç kimse olmaz. Bu mümkün değil. Bu ülke gerçeğidir. Ekonomi ve rantın çoğaldığı bu sektörde bunların olmaması mümkün değildir. Ama Fenerbahçe şampiyonluğuna kimse leke sürmemeli. Ben Buca maçını çıplak gözle seyrettim. Kendimde hala 54 yaşında futbol oynamaya çalışıyorum. Buca maçı şikeyse ben hiç bir şey bilmiyorum. Karabük maçı şikeyse ben hiç bir şey bilmiyorum. Buca maçı 3-1’den 5-3 bitti. Kalp krizi geçiriyorduk. 5 maçın sonucunu 5 hafta önce bilenler o zaman düğmeye bassaydı da bu kadar infial olmasaydı. Önümüzde büyük bir kaosun beklediği günler var. TFF aklı selim davranıp, kamu vicdanında da yer bulan bir sonuç çıkarmasını düşünüyorum” dedi. “30 yıldır kanayan yaramız var” 30 yıldır kanayan yaramız varken bana kimse şike’den, Ergenekon’dan, Deniz fenerinden bahsetmesin diyen Başkan Saatcı, “Türkiye’de ama balyoz harekâtı, ama Ergenekon harekâtı ile başlayan bazılarına göre temizlik harekâtı, kimilerine göre demokrasinin oturması harekâtı, kimilerine göre milli reflekslerin törpülenme harekâtı var. Şimdi de sporda şikeyle ilgili bir düğmeye basıldı. Çok manidardır. Sporda şikeyle düğmeye basıldığı günün ertesi günü de deniz feneri için düğmeye basıldı. Şimdi bunların hepsinin seçim sonrası olması rastlantı değil. Öyle çok da fazla paranoyak düşüncelere gerek yok. Türkiye’de çok şuurlu bir şekilde bir şeyler yapılıyor. Hakkari’de eşiyle helalleşip, görevine gidebilmek için evinden sivil kıyafetle çıkan ve toplumu koruyan arkadaşlarımızı koruyamadıktan sonra, 25 yaşındaki çocuklarımızın hala kaldırımda yatarken hiç kimse bana Şike’den, Ergenekon’dan, Deniz Fenerinden bahsetmesin. Türkiye’nin 30 yıldır kanayan yarası orada… Biz Fenerbahçe, şikeyle, Aziz Yıldırım’la, Fenerbahçe’yle uğraşıyoruz. Ayıptır. Önce bu yangın sönecek. Acaba birileri çıkarak bir şeyler mi maskeleniyor. Bunu değerlendirmek gerek” dedi. “TBMM oluşturulup çalışmaya başlanması gerek, ülke yangın yeri!” Başkan Saatcı en son olarak, TBMM’deki kriz hakkında soruları cevaplandırdı. Saatcı, “Protesto en doğal haktır. Kimisi mecliste yemin etmeyerek bunu göstermeye çalışıyor. Kimisi de yeminimi ederim ama içerde mücadelemi vermeye çalışırım diyerek gösteriyor. Bu protesto’ya yasal çerçevelerde olduğu sürece alışmak zorundayız. O da arkadaşların sahiplenme hareketidir. Seversin sevmezsin. Milli iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisinde organlarının oluşturularak çalışmaya başlaması lazım. Bir sürü sıkıntı var. Ülke yangın yeri. Özellikle belli konular deniz feneri, sporda şike gibi konular taşınarak bence ülkenin esas sorunu güneydoğu bunlarla örtbas ediliyor. Dikkat edilmesi gereken noktanın bu olması kanaatindeyim. Dünkü gazetelerde yerde yatan iki çocuğumuzun resmini herkes bir defa değil bin defa baksın. Bıraksınlar Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’yi de, esas sıkıntılara baksınlar” dedi.

Bakmadan Geçme