BAŞKAN SAATCI, KANAL F'DE GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ.

Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Kanal F'de canlı yayınlanan Pozitif Düşünce programında Erdoğan Cankuş'un konuğu oldu

  • 3793
BAŞKAN SAATCI, KANAL F'DE GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ.
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Kanal F'de canlı yayınlanan Pozitif Düşünce programında Erdoğan Cankuş'un konuğu oldu. Fethiye Belediyesi'nin yürüttüğü önemli projelerden, Karaçulha Kavşağı'ndaki kaza ve üst geçit sorununa, bakanlar için yapılan billbordlardan, AVYM inşaatına, Fethiyesporun şampiyonluğundan, Gezi Parkı eylemlerine, kendi partisi ile ilişkilerinden, büyükşehire mi yoksa Fethiye'ye mi aday olacağına, barış sürecinden, ülkenin ekonomik durumuna kadar birçok konuda samimi düşüncelerini aktaran Başkan Saatcı, net konuştu: "Yaptığım her şeyin arkasındayım." Çevre yolunun Karaçulha kavşağında geçtiğimiz hafta yaşanan trafik kazasında bir öğrencinin karne törenine giderken hayatını kaybetmesi ve öfkeli kalabalığın yolu trafiğe kapatması, kendi belediye başkanları, ilçe başkanları, hatta Fethiye Kaymakamı ve bölge milletvekilleri varken, Karaçulhalıların olay yerine Başkan Saatcı'yı çağırmaları konusuyla başlayan programda Başkan Saatcı, kendisine duyulan güven için teşekkür etti. BİR YIL SONRA BİTECEK OLURSA, O İŞİN BİR ANLAMI KALMAZ... “Sizlerinde bildiği gibi bu tür durumları hiç bir zaman duymak istemiyoruz. Ufacık bir yavrumuz karne törenine giderken trafik kazası geçiriyor. Ben o akşam Karaçulhalılara söz verdikten sonra sabah erkenden Sayın Bölge Müdürümüz Mustafa Bey’i aradım. Aslında ben makamına yeni gelmiş birisini ziyaret etmeden talepte bulunamam. Kendisine bu durumu izah ettim. Sıkıntılarımızı dile getirdim. Bana şunları söyledi ‘Başkan Bey akşam da bizi Milletvekilimiz Ali Boğa aradı. Bu konuyla ilgilenecek olan teknik ekibimizi üst geçit yerini belirlemek üzere oraya gönderdim. Ancak bununla ilgili ödeneğimiz yok.’ Ödenek konusunu bir kenara bırakalım. Biz rahmetli Mustafa Çetin amcamızın üst geçidini Karagedik'de nasıl yaptıysak, bunu da o şekilde yaparız. Bunun izni bize verildikten sonra ödenek ile ilgili sıkıntıyı bizim çözeceğimizi söyledim. Tahminen 250-300 bin TL’lik bir iş. Atla deve değil. Bir çocuğumuzun saçının teline değmez. Müdür Bey'le bu konuyu konuştuktan sonra ben Fethiye 135. şube şefi Osman ağabeyi aradım. Dedi ki ‘Başkanım ödenek konusu çözüldü. Yeni yapılacak olan yol ihalesinde üst geçit var. Bu konuyla ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü gerekeni yapıyor. Sizin herhangi bir şey yapmanıza gerek yok...’ PROJE BANA GELİRSE İNŞAATI ERTESİ GÜN BAŞLATIRIM... Karaçulhalılara vermiş olduğum sözün arkasındayım. Olayı takip ediyorum. Bir iş yılında biter. O iş bir yıl sonra bitecek olursa işin bir anlamı kalmaz. Bu iş otuz beş, kırk günde bitecek bir iş. Öncelikli olarak ele alınıp bir can kaybı daha olmadan çözülmesi lazım. İşin doğrusu bu. Kendini fasulye gibi nimetten sayanlardan değiliz. 14 yıldır Fethiyelilerle, Karaçulhalılara, Muğlalılara, Türkiye’nin büyük bir kesimine belirli bir şekilde güven ilişkisi kurduk. Fethiye Belediyesi bu bölgenin ağır abisi konumunda. Bu, bana göre halkımız ile kurmuş olduğumuz bir güvenin sonucudur. Ben de orada olsam benimde çocuğum, yeğenim böyle olsa aynı tepkiyi verirdim. Yolun her iki tarafında da uzun kuyruklar oluşmuştu. Ettiğimiz üç kelimeyi dinleyip bizi mahcup etmedikleri için teşekkür ediyorum. Bunların karşılığı en kısa zamanda verdiğim sözü yerine getirmekte benim borcumun borcu. İşi takip ediyorum. Proje bana geldiği günün ertesi günü ben hemen orada inşaata başlarım. Ailesine tekrar baş sağlığı diliyorum” Fethiyespor'un PlayOff Şampiyonluğu ve PTT 1 Lig'e yükselmesini değerlendiren Başkan Saatcı, kulübe desteğin devam edeceğini belirterek, yeni stat projesi için çalışmaların başladığını söyledi. İsmail Öztürk yönetiminden de övgü ile bahseden Başkan Saatcı, takımın 2014-2015 sezonunda Süper Lig'e yükselmesinin hayal olmadığını söyledi; FETHİYE ŞEHİR STADI'NDA İNŞAAT BAŞLIYOR... “Daha önce vermiş olduğumuz söz gereği Fethiye Şehir Stadı ile ilgili izin alma çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Belirli bir noktaya geldik. Arkadaşlarım elektrik ve sıhhi tesisat projelerini hazırlıyor. İzin almak biraz uzun sürdü. Statla ilgili iki ayrı çalışmamız var. Bir tanesine hemen başladık. İkinci düşüncemiz ise şu anda kullanmış olduğumuz protokol tribünü ve karşıdaki maraton tribününün üstlerini bu sene kapatacağız. Ligler Ağustos on yedi veya on sekizinde başlıyor. Şu andan itibaren kalan iki ay içerisinde bu stadı bitireceğim diye söz verip ukalalık yapmama gerek yok. Ancak iki tribünün üstlerinin kapanmasıyla ilgili bir maliyet çıkardık. Yaklaşık 350- 400 bin TL gibi bir rakam. Üstlerinin kapatılması ve akustiğin sağlanabilmesi için, yani Apaçi grubumuzun daha yüksek ses çıkarabilmesi için sağ ve solu da kapatıp yağmurdan korunacak bir hale getireceğiz. Bu süre içinde de kale arkası diye hitap ettiğimiz yerlerin bir tarafından başlayacağız. İlk önce kale arkaları, daha sonra maraton tribünümüz, en son olarak da hazırda olan protokol tribünümüzü yapacağız. Tahminime göre 2014 yılının sonu gibi tamamlanır” 2014-2015 SEZONUNDA HEDEF: SÜPER LİG “İsmail Başkan bu işi çok iyi yapıyor. Şampiyonluk gecesi de itiraf ettiğim gibi, biz daha ne olduğunun farkında değiliz. Milyonlarca para harcasak Fethiye’nin tanıtımı konusunda bu kadar katkı sağlayacak bir şey yapamazdık. Bu durumu sahada oynayan kardeşlerimiz gerçekleştirdi. Bu olayı tarihe onlar geçirdi. Kaynak konusunda realist konuşmak lazım. Fethiye’nin kapasitesi, ekonomisi belli. Ancak Akhisar gibi Manisa’nın küçük bir ilçesi Süper Lig'de olabiliyorsa, biz de Süper Lig'de oluruz. Para eşittir başarı değildir. Bunu Fethiyespor çok net olarak bu sene bize gösterdi. Biz bu sene bu ligi teneffüs edeceğiz. Bana göre bu yıl geçtikten sonra 2014-2015 sezonunda Fethiyespor kendisine bir hedef belirleyip, Süper Lig yolunda ilerleyecek. Olmayacak bir hayal değil. Bizi buraya getiren durum, zihniyet, yönetim, Başkan, bizi Süper Lig'e de çıkartır. Biz zaten elimizdeki imkânları mümkün olduğunca Fethiyespor’a tahsis etmeye gayret ediyoruz. PTT Ligine çıkmasıyla, Fethiyespor'un belirli bir kazancı oldu. Bu kazancın akıllı bir şekilde kullanılması halinde forma reklamları, yayın gelirleri, stat reklamlarını ekonomik kullanması durumunda Fethiyespor'un ahım şahım halkımızın desteğine, yardımına ihtiyaç duymayacağını düşünüyorum. Bu Fethiyespor'un hiç paraya ihtiyacı yok demek değildir. Fethiyespor'un belirli bir borcu, sıkıntısı var. Verilmiş olan sözler var. Bu konuları şampiyonluktan sonra kulüp başkanımızla pek fazla konuşmadık. Ancak İsmail Başkan ile değerlendirme yapıp, başvuracağımız insanların karınca kararınca yardım yapmaları Fethiyespor olarak hakkımız olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımız bize ummadığımız bir sevinç yaşattı”. Sohbet havasında geçen programda konuyu daha önce aynı şekilde eleştirilen ve şimdi de teşekkür edilen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le ilgili billbordlara ve Ankara'da hala onay bekleyen Fethiye Belediyesi projelerine getiren program sunucu Erdoğan Cankuş, Başkan Saatcı'ya "Diğer bakanlara da teşekkür gelecek mi?" diye sordu. Başkan Saatcı, bu soruyu şöyle yanıtladı; TEŞEKKÜR ETMESİNİ DE BİLİRİZ... Astığımız billboardlarla ilgili bize olumsuz bize bir şey gelmedi. Arkadaşlarımız sosyal medyada da takip ediyorlar. Özellikle billboard konusunda olumsuz bir görüş almadık, daha takdir aldık. Ben tarafsız bir vatandaş olarak değerlendirmiş olsam, belediyeye bak yapılmadığında eleştiri yapıyor, yapıldığı zaman ise takdir ediyor. 'Helal olsun' derim. Vatandaşlar da bizim gibi düşünüyor. Bizim daha önceki tepkilerimizin nedeni neydi? Fethiye Belediyesinin 2008 yılından beri beklenen projeleri vardı. Şimdi teker teker sayarsak. Bir; Yat Çekek Yeri... 1997'den beri bekleyen bir olay bu. Bunu bir kenara bıraktık. Kruvaziyer iskele... Özellikle üstüne basa basa söylüyorum. Belediyenin arkasına yapacak olduğumuz Yat Yanaşma Yeri... 350 tekne kapasiteli. Her türlü izni alınmış. Ve sayın Koruma Genel Müdürü Osman İyimaya'nın ifadesiyle. İsterseniz tarihi not düşün. Ocak ayının sonunda Osman İyimaya’yı aradım. Sayın Genel Müdürüm bizim pozisyonumuz ne? Dedi ki ‘Başkan sana söz veriyorum Ocak ayı içerisinde ihaleye çıkacak hale getireceğim...' Sonra dedi ki bana, 'Başkan Bey ben üst makama dosyayı eksiksiz olarak götürdüm. Gerisi onların bileceği bir şey’. Siz olsanız bunlardan ne anlarsınız? Sen ne anlarsın Hocam sen bundan? - Erdoğan Cankuş: Sümenaltına atılmış.. - Behçet Saatcı: Saygıdeğer izleyiciler burada. Bakıyorlar. Dinliyorlar. Ya şimdi hocam benim 3,5 metre polyester teknem var. Buraya benim teknemi bağlamayacağım. Senin tekneni bağlamayacağız. Buraya aynı Ece Marina'da olduğu gibi 350-400 tane tekne bağlanacak. 12 adalar turu yapan, kendi amatör teknesi olan arkadaşlarımın bağlayacak yeri yok. 2008 yılından itibaren bu işi engelleyen zihniyeti affı yok Hocam. Affı yok! Benim önüme hiç bir yat limanı yapılırken istenmeyen, en son kapasite raporu da konuldu. Onu da çıkardık Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden. Benim yat bağlama yeri hala bekliyor. Allah var benim tek amacım 2013 yılını ıskalamamaktı. İnşallah 2013 yılında bunu yaparız da insanlarımız rahat eder, Fethiyemize katkı sağlarız, her şey dahil turizm sisteminden pay alamayan esnaflarımızın yüzü güler. Geçen sene 28-30 bin kişi girmiş Ecesaray'dan buraya. Şimdi bir 30 bin de buradan girse ki, bunlar paralı. Nereye gidecek bunlar, 1. Etap, 2. Etap, 3. Etap'taki kafeteryalara, Paspatur Çarşısına, Balık Pazarına gidecek. Artı bunların makinesi bozulacak sanayiye gidecek, kumanyasını alacak bakkaldan, yani ekonomiye bir katkı sağlayacak. Sen bunu engelledin, etti iki mi? Kruvaziyer İskele'yi saydık zaten etti üç. Ya Hocam Macar Tapusu. Çatalarık Bölgesi'nde sağ tarafta. İnsanlarımız biliyor Hocam. Yıl 2008, bugün 2013. Bir işin 2008 yılından 2013 yılına kadar 5 sene beklemesi ve bu bir askı itirazı. İmar planını şikâyet etmiş vatandaşlarım. Yanılmıyorsam 74 veya 78 askı itiraz var. Biz bunları gönderdik ÖÇKK'ya. Şimdi Koruma Genel Müdürlüğü'ne. Onlara düşen ise, 'evet bunlar doğrudur', yâda 'bazı kısımları yanlıştır' diyerek aslı ortaya çıkacak. Biz de tekrar değerlendirmeye alıp göndereceğiz. Tastiklenecek, tapular gelecek, imar arsaları çıkacak, biz de oraya hizmet vereceğiz. Ya şimdi bunu ne bekletiyorsun arkadaş ya? Ben söz vererek geldim. Lügatımda şikayet yok. Sohbet ediyoruz şimdi. Onun dışında Hocam, "Biz İstanbul da Haliç'i çok kısa bir sürede temizledik, bu bizim için çocuk oyuncağıydı’ dedi sayın Hocamız Eroğlu. (Çevre ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu) 2009'da söz verdi. O zamanki AKP'nin adayı arkadaşımızla birlikte Sayın Bakan söz vermişti. O gazete kupürleri sizde duruyor. Dediler bu bizim için çocuk oyuncağı. Yıl 2013. Seçimlere kaldı 9 ay. Ne oldu? Bir tek derenin ıslahı başladı. Allah razı olsun. Çok geç oldu. Ama yapılmışın kötüsü olmaz. Şimdi gelelim bizim teşekkür billbordu yazdığımız Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'e. Oranın hikayesi ayrı bir hikaye. Malum, orası önce TOKİ'ye verildi. İdare mahkemelerine mahkemeler açtık. Başta Mimarlar Odası olmak üzere sivil toplum örgütleri de bize destek verdi. Hatta orada şimdi Gezi Parkı'nda olduğu gibi, eylem yaparız, çadır kurarız dedik. Şimdi çadır madır kalmadı ayrı mevzu da. Velhasıl bunla ilgili İdare Mahkemesi bizim haklılığımızı ortaya koydu. Burayı aldı. Tekrar tahsisini yaptı. Maliye Bakanlığı'na müracaat yapmıştık. İki yıllığına ön tahsisi yapıldı. İki yıl içinde bir şey yapmazsan yine elinden alınıyor. Bununla ilgili arkadaşlar şimdiden projeyi hazırlıyorlar Oraya yapacağımız park peyzaj. Beşkaza Meydanı, Uğur Mumcu Parkı'nda olduğu gibi. Daha kapsamlı düşünüyoruz. 41 dönüm az da değil, bu meydanın iki katı gibi düşünün. Bununla ilgili hiç ummadığımız, beklemediğimiz bir zamanda geldi. Sayın Bakanımıza teşekkür ettik. Ben teşekkür mektubu da gönderdim. Ve kendisine daha önceki çekincemelerimizi, endişelerimizi de belirttim. İlk defa bir milat oldu bizim için. Her halde bu yeni güzel günlerin, kucaklaşmanın, tokalaşmanın bir başlangıcı olarak değerlendiriyoruz bunu Sayın Bakanım, inşallah darısı diğer projelerimizin başına dedim. "BİZ GELİRSEK" DERLERSE AVUÇLARINI YALARLAR Fethiyeliler olarak bize uzatılan eli sıkmamamız mümkün mü ya? Özellikle iktidar partisinin Fethiye'deki bazı temsilcileri, bizi kavga eden, kendi partisiyle ters düşen birisi sanıyor. Hayır Hocam. Kavgadan medet uman bir kişiliğim yok benim. Ben dik dururum. Dikleşmem ama dik durmaya çalışırım. Bunu da Saygıdeğer Fethiyeliler için yaparım. Başka türlü bizim kimseyle kavga etmek, ters düşmek, geri çevirmek gibi durumumuz söz konusu olamaz. Ama ben hakkımı savunurum arkadaş! Hakkımı savunmak için beni Fethiyeliler Belediye Başkanı yaptı. Şehrülemin yaptı. Ben boyun bükmem. El etek de öpmem. Ama hakkımı da ararım. Bu hak benim şahsi hakkım değil. Bu el etek öpme değil. Teşekkür ediyoruz. Diğer projeler gelsin onlar için de teşekkür ederiz. Onları da billboardlarda Fethiyelilerin göz ününe çıkartırız. Şu çok tehlikeli bir iş. Biz gelmezsek bunlar da gelmez. Böyle bir kamuoyuna empoze edilmeye çalışılan duygu ve düşünceler var. O zaman avuçlarını yalarlar. Burası, Saygıdeğer Fethiyeliler, Likyalılardan beri burası dik duran bir coğrafyadır. Yani biz gelirsek kurvaziyer iskele gelir, biz gelirsek marina gelir, biz gelirsek Macar tapusu gelir, biz gelirsek kız yurdu gelire getirirlerse işi avuçlarını yalarlar. Kimse kusura bakmayacak. Gezi Parkı eylemleri, Saatcı'nın yaptığı açıklama, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklama, genel merkezle ters düştü gibi yapılan haberlerle ilgili de görüşlerini açıklayan Saatcı, Erdoğan Cankuş'un "Bir çok yerde sosyal medya da kamuoyunda istifa edecek mi diye bir soru ortaya çıktı. Bu nasıl oluştu?" sorusunu şöyle yanıtladı. BENİM ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜ VE MHP'LİLİĞİMİ KİMSE TARTIŞAMAZ. Milliyetçi Hareket Partisi bu anlamda olabildiğince sistemli yürütülmeye çalışılan bir partidir. Her düşüneni partiden atmak gibi bir olay söz konusu olamaz. Sayın Genel Başkanımızdan veya partimiz de yönetici olan kimseden ne bir uyarı, ne bir telefon, ne de itiraz aldık. Ben eli, gönlü açık, bütün siyasi görüşlere, gruplara, hainlik olmadığı sürece saygı duyan, saygıyla karşılayan biriyim. Benim ülkücülüğümü ve Milliyetçi Hareket Particiliğimi kimse tartışamaz. Aile içinde bile sıkıntılar oluyor. Bunları normal karşılarım. Demecimiz Sayın Genel Başkanımızın demeciyle karşı karşıya getirilecek bir demeç değildir. Ben demecimi sabah söylemiştim. Hala da arkasındayım. Marjinal gruplara seslenerek PKK’lılarla yolda beraber yürüyemeyeceğimizi belirttim. ORANTISIZ GÜÇ KULLANILDI. Bütün olayların karşısında İstanbul Emniyeti'nin orantısız güç kullandığı tamamen ortada. İzmir'de 14-15 yaşında çocuklarımızın saçından tutulup sürüklenmesi ve bunu daha sonra 'Ben mi yaptım?' denilebilmesi Türkiye’nin hak etmediği bir durumdu. Türkiye neden bu noktaya geldi? Neden bu sorunlar oldu? Neden bu tepkiler oldu? 'Genç bunlar.. Bunlardan bir şey olmaz' dediğimiz 1990 yılı doğumlu ve üzeri yaş grubu bize nasıl bir ders verdi? Bu anlamda Gezi Parkı ilk defa iktidarın ezberini bozdu. Bu tepki üzerine çözüm üretemediler. Tepkiye tepkiyle karşılık verdiler. OK YAYDAN ÇIKTI Anlatacaklarım Başbakanımızın yapısına uygun. Bir taksi durağı gördüğü zaman orada oturabilen. Onlarla sohbet eden. Balıkçı görünce onlarla oturabilen birisi. Şayet Gezi Parkı'nda genç çocuklarımızın yanında olup, onları bir metreden yakın yerden gözlerinin içine biber gazı sıkılmadan, üç dört çocuğumuzun canına kıyılmadan, bir çok yaralı olmadan, bu kadar yer dökülüp yıkılmadan gidip yanlarına konuşabilirdi. 'Çocuklarımın istediğiniz dört ağaçsa, biz bunu çözeriz' diyip bu işi bitirebilirdi. Ancak iş işin içinden, ok yaydan çıktı. Bu olayın nerede duracağını hiç kimse kestiremiyor. Eylemler artık pasif eyleme dönüştü. Duranlara karşı duranlar da var ne güzel. Kavga etmeden, dövüşmeden, biber gazı sıkmadan da, çocuklarımızı kafası 9 milimetre kurşun sıkmadan da bu iş çözülebiliyormuş, bunu bize gösterdiler. Herkes dersini alacak. MESELE DÖRT AĞAÇ DEĞİL. İstenenin dört ağaç olmadığını, insanların özel hayatına müdahale olduğunu, yıllardır gelen alışkanlıklara karşı bir tepki olduğunu, ananı alda git, hanım kardeşlerimizin doğum yöntemleri, çocuk sayısı, bunları üst üste koyunca iş bu noktaya geldi. 'Ben %50'yi elimde çok zor tutuyorum, hepsini gönderirim, bir milyon kişi de ben karşınıza getiririm...' bunlar çok tehlikeli. Toplumsal olaylarda bunun dönüşü yok. Sayın Başbakana, Genel Başkanım cevap verir. Bize düşmez. Fakat yapılan yanlıştır. Güce güçle karşılık verilmez. Sayın Başbakanımızın ‘Benim valim, polisim, milletvekilim, bakanım' demesi de yanlış.. Bunlar devletin valisi, polisi, milletvekili, bakanı. 'Ben' diye bir şey yok! Suriye’de akan her kanın vebalinde biz de varız. Ülkenin dış politikasının sonucu Suriye de bu kadar kan akıyor. Böyle bir ateş çemberi varken, kucaklaşmak bu kadar kolayken, güçlü olan kendisinden olanları kucaklamak yerine herkesi kucaklarsa her şey daha kolay olur. Siz %51'in dışındasınız dedi mi bu iş biter. KİME İNANACAĞIZ? Tabi ki her Salı grup toplantıları yapılıyor. Bir birine o kadar sertlikle konuşmalarını topluma yansıtsalar bizim birbirimizi boğazlamamız gerekir. Allah’a şükürler olsun Türkiye birbirine karşı olanları yumuşatabiliyor. Genel Başkanların birbirlerine olan hitapları cevap bulsa biz biteriz. Sayın Başbakan ‘Bunlar kandan beslenir, yarasadır, ben her türlü milliyetçiliği ayaklarım altına aldım’ diyecek, sonra da üç hilal bayrağı açarak MHP’li kardeşlerimle beraber yürüyorum diyecek. Burada büyük bir sıkıntı var. Kime inanacağız. Kimin ne yaptığı da ortada. Gezi Parkı eylemleri ve arkasından gelen olaylardan sonra Fethiye'de inşaatı başlayan Alışveriş ve Yaşam Merkezi Projesi hakkında da bilgiler veren Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı "Türkiye’de bir tane resmi banka bırakmayan, özel sektörde Türk Hava Yolları hariç her şeyi satan bir zihniyetin, benim buradaki alışveriş ve yaşam merkezime söz söylemeye hakkı yok!" dedi; YAPTIĞIM HER ŞEYİN ARKASINDAYIM! İnşaatına başladığımız Fethiye Alışveriş ve Yaşam Merkezi (AVYM) Projesi, Fethiyelilerin en fazla istedikleri proje ve yapılan anketlerde birinci projedir. Doğru bir projedir. 25 milyon dolar sadece yapım aşamasında kaynak sağlayacaktır. Fethiye’den dışarıya dünya kadar para gidiyordu. Alışveriş ve yaşam merkezi bir ihtiyaçtır. Bunu ben bulmadım. Bununla ilgili daha önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’nin her yerini satanların, benim alışveriş ve yaşam merkezime söyleyecek sözü olmamalı. Türkiye’de bir tane resmi banka bırakmayan, özel sektörde Türk Hava Yolları hariç her şeyi satan bir zihniyetin, benim buradaki alışveriş ve yaşam merkezime söz söylemeye hakkı yok. Hani derler ya 'Bana laf söyleyen bari Müslüman olsa..' İnşaat alanında kalan üç ağaç var. Arkadaşlarım söküp nereye dikildiğini de basın mensuplarının önünde herkese gösterecekler. Ben oraya inşaat ne seviyede diye gittim ve ağaçları gördüm. Ağaçlarda Allah var 'Biz buradayız' diyorlar, etkilendim. İmar Müdürü ile görüşüp bu ağaçların kazı alanımızın içinde olup olmadığını sordum. Açtık projeyi baktık. Bu ağaçlar kazı alanı içerisinde yer alıyor. Taksim'deki ağaca sahip çıkıp, Fethiye'deki ağacı kestirirsen bunun inandırıcılığı kalmaz. Beşkaza Meydanı'ndaki ağaçların da söktüklerimizden daha fazlasını oraya diktik. Burayla ilgili bir sürü dedikodu yapıldı. Şimdi herkesin ağzı kulaklarında, orada her türlü yürüyüş yapılıyor, tören yapılıyor gösteriler yapılıyor, akşam bakarsanız insanların yürüdüğü, hoşça vakit geçirdiği müthiş bir görselliğe ulaştığı bir alana dönüştü. 'Şehirler meydansız olmaz' demiştik, inşallah aynı olay, bu 41 dönümün başına. Devlet Hastanemizin karşısındaki Sayın Bakanımızın bize tahsis ettiği yeri çok güzel projelendireceğiz. İçinde kültür alanları, spor alanları, mesire alanları olan çok güzel bir alan haline getireceğiz. O da iki yıl içerisinde.. İnşallah tahsis dönemimiz bitmeden, iş biter. Daha sonra 1. Etap Sahil Bandı'ndaki Yakamoz Restaurant'ın yıkımı kararı ile ilgili soruyu cevaplandıran Başkan Saatcı, "Şeriatın kestiği parmak acımaz" dedi ve ekledi; VİCDANIMIZ RAHAT... Bizim hiç kimseye karşı Fethiye Belediye Başkanlığı'nın gücünü kullanarak herhangi bir yaptırım uygulamamız söz konusu bile olamaz. Bu konuda vicdanımız rahat. Hiçbir sıkıntı yok. Bahsedilen yerle ilgili zaten bir değil birçok mahkememiz var. Bunların bir kısmı da kira borcunun ödenmemesi ile ilgili tahliye davasıdır. Dava sonuçlandı. Tahliye kararı çıktı. Yargıtay'dan da tasdik olup geldikten sonra da buranın tahliyesi gerçekleşti. Tahliye yapıldıktan sonra da ortaya kötü bir görüntü kirliliği çıktı. Burası da garaj yeri esnafları, pazar yeri esnaflarında da olduğu gibi Belediyenin malıdır. Yıkılan mekânın yerine de, müsaade edilirse gayet güzel bir şekilde ticari alan yerine sergi yâda nikâh salonu yapılabilir. Bununla ilgili projeyi gerekli yerlere ilettik. Özellikle nikâh ve sergi salonunda sıkıntılarımız var. Geçtiğimiz yıl mail ortamında Fethiye Belediyesi ve bir çok işadamı ile oda başkanı hakkındaki iftira belgelerinin akibetiyle ilgili soruya ise Saatcı şöyle cevap verdi. KENDİ ADALETİNİ KENDİ SAĞLAMAYA ÇALIŞAN İNSANLARDAN DEĞİLİZ. Ben onların hepsini biliyorum. Saygıdeğer Fethiyeliler de bunu biliyor. Bu konuda Fethiye Cumhuriyet Savcılığı'nın başlatmış olduğu bir soruşturma var. Bu durumlarla ilgili sanırım sona yaklaşılmıştır. Bize de kısa zamanda bilgi verilir. Kendi adaletini kendi sağlamaya çalışan insanlardan değiliz. Şimdiye kadar öyle bir şey olsaydı, Fethiye'de çok farklı durumlar olurdu. Şikâyet edenlerle bazen karşılaşıyoruz, yollarını değiştiriyorlar. Yapılan her şeyin cezası bir gün çekilir. AKP Fethiye İlçe Teşkilatı'nın mahalle mahalle dolaşarak vatandaşlara kahve dağıtması hakkında değerlendirme istenen Başkan Saatcı, bu konu hakkında örnekler vererek şöyle konuştu; OY NAMUSTUR! MAKARNAYA, KAHVEYE, PİRİNCE SATILMAZ... 28 Şubat sürecinde fişleme oldu. 28 Şubat sürecini bu ülkeye yaşatanlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nin doğumunu hızlandırdılar. AKP Türkiye’deki şartların ve ABD’nin oluşturduğu siyasi ortamın oluşması sonucu gelmiş bir yapıdır. 28 Şubat’ı yaşatanlar dediler ki ‘Bizim yaptığımız süreç bin yıl devam edecek..’ Bu lafı diyenler şimdi ceza evinde. Bin yıl demişlerdi 12 yılda her şey ters düz oldu. Bundan herkes ders alacak. Siyasi partilerin halkımızın ayağına gitmesinden, onlarla konuşmasından biz keyif alıyoruz. Çalışarak bizi geçen herkese saygı duyarım. Oy namustur. Makarnaya, kahveye, pirince satılmaz. Siyaset, ön kesme (engellenme) aracı olmamalı. Siyaset, sadece hizmet için kullanılır. Ben kimsenin düşmanı değilim, kimse de benim düşmanım değil. Fethiye MHP İlçe Başkanlığı Binası'nın kapatılmasıyla ilgili olarak da bir değerlendirme yapan Başkan Saatcı, "Sıkıntı yok!" dedi. BİZ ÖLMEDİK, DAHA AYAKTAYIZ ! MHP İlçe Binası'nın kapalı olması çok handikap doğurmaz. Biz ölmedik daha ayaktayız. Öncelikle MHP ilçe başkanının atanması lazım. Atanacak kişiyle ilgili fikir sorduklarında bizde fikrimizi verdik. MHP ilçe binamızın kapalı olması şu anda bizi engellemiyor. Arkadaşlarımız kendi istifa etti. Elbet birisi atanacak. Fethiye de hiçbir şey sıkıntı olmaz. Fethiye Belediyesi'nin çalışmalarından da bilgi veren Başkan Saatcı, şöyle konuştu; VERDİĞİMİZ BÜTÜN SÖZLER MEYDANDA… 2009 seçimlerinde ne söz verdiysek şu an her şey meydanda. Söz verip de yaptıklarımız ve söz vermeden yaptıklarımızı herkes biliyor. Şu bilgi çağında kimse birbirinden bir şey saklayamaz. Seçime kalan dokuz ay içerisinde, Pazaryeri Mahallesi'nde yapılmadık bir tane sokak kalmayacak. Fethiye'de toz üretebilecek sokak bırakmayacağız. İmar planı dışında olanlar hariç. Onlara pek bir şey yapamıyoruz. Çatalarık’a yaptığımız gibi iki tane sosyal ünite sözü vermiştim. Karagedik’te yapacak olduğumuz yerin kamulaşması bitiyor. Projesi hazır, hemen başlayacağız. Pazaryeri Mahallesi'nde de yapacak olduğumuz tesisin de kamulaşmasında çok az bir süreç kaldı. Benim üzerime vasıf olmamasına rağmen söz verdiğim, 3 Nolu Sağlık Ocağı o bölgedeki bir çok yere hizmet veren, çok büyük bir sağlık ocağımız. Orayı yaptırıp halkımıza sunacağız. En kısa zamanda Şehir Stadı'na başlıyoruz. Daha önce park yolu çalışmalarımızı sokak sokak yapardık. Şimdi ise bölge bölge yapıyoruz. Alt yapılarımız bitince onlar da en kısa zamanda bitecek. Fethiyespor'un şampiyonluk gecesi akşamı, Adnan Menderes Bulvarı'ndaki kavşakta meydana gelen ve baba ve 5 yaşındaki oğlunun ölümüyle sonuçlanan motor kazası hakkında gelen bir soruyu yanıtlayan Başkan Saatcı, ilçemizde trafik kazalarının engellenmesi için her türlü önlemin başarıyla alındığının altını çizerek, "Meydana gelen kazalarda en büyük etken insan" dedi. EN BÜYÜK ETKEN İNSAN Mahalle sakinlerinin isteği üzerine üç yıl önce o kavşak açıldı. Açıldığından itibaren hiç kaza olmadı. Bu yıl arka arkaya iki tane kaza oldu. Bir tanesi Fethiyesporumuzun şampiyonluk gecesine denk geldi. Olan kazaların tabi ki tedbirini almak lazım. Fakat kazadaki ana unsur, insandır. Ne kadar kavşak, bölünmüş yol, ışıklar yaparsak yapalım, insanın yapmış olduğu hataları engelleyemiyoruz. İnsanlarımızın biraz daha dikkatli olması lazım. Belirli otoparklar yaparak, insanlarımızın araçla şehir merkezine gelmelerini engellememiz lazım. Toplu taşıma araçlarını kullanmalılar. Trafiğin yoğun olmadığı hiçbir şehir yok. HALKIMIZA BİSİKLET ALIŞKANLIĞI KAZANDIRACAĞIZ… Bütün Fethiye’ye bisiklet yolları yapılacak. İnsanlarımızı buna yöneltmemiz lazım. Hem sağlık, hem havaya karbondioksit salınımı, hem trafik sıkıntısının yok olmasını sağlamak bizim boynumuzun borcu. Kendime bisiklet aldım. Artık bisikletle gidip geleceğim. Saygıdeğer Fethiyelilerinde buna uymaları lazım. Biz arabaya en son kavuşan milletlerden bir tanesiyiz. Araba bizim için bir özlem. Dışarı da herhangi bir ihtiyacımızı karşılamak için bile en yakın yere araba park edecek yer arıyoruz. Böyle bir şey olmamalı. Sahil bandındaki kafeteryalara duyarlı bir şekilde giden Fethiyelilere teşekkür ediyorum. İnsanlarımız, bizim bisiklet yolu olarak ayırdığımız yere araba park ediyor. Bu yüzden sembolik olarak korkuluk yaptık. Lütfen bu konu da duyarlı olunsun. İçki yasağı konusunda da bir değerlendirme yapan Başkan Saatcı; KİMSE KİMSENİN HAYATINI TEHLİKEYE ATMASIN Deppoy da, sahil de, park ve bahçelerimizde aleni içki içenlere karşı işlem yaptık. Kamuya ait yerlerde içki içilmesi yasak. Bu içkiyle gelen yasalar bazı konularla beraberinde geldiği için ciddi tepkiler aldı. Herkesin düşüncesi özel hayata müdahale olduğunu düşündüler. Bu yüzden bu kadar tepki aldı. İşletmelerimizin dışında kalan yerler neredeyse şaraphane gibi. İçen içsin. Fakat kimsenin hayatını tehlikeye atmasın. Her inanca saygım var. Ama içki haramdır, bütün kötülüklerin anasıdır. Saat ondan sonra içki içilmesinin yasaklanmasının yanında, içkinin her yerde içilmemesi hakkında da belirli düzenlemeler yapılması gerekiyor. Herkesin özgürlük sınırı başkasını rahatsız etmeyene kadardır. Herkes birbirinin özel hayatına saygılı davranacak. Seçimlere dokuz ay kala yavaş yavaş Fethiye Belediyesi için aday adaylıklarını açıklayanlarla ilgili de bir değerlendirme yapan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı; FETHİYE HIRÇIN BİR AT GİBİDİR Fethiye gibi bir şehre Belediye Başkanı olmak kolay değil. Fethiye hırçın bir at gibidir. Böyle herkesi de alıp sırtına götürmez Fethiye. Zor bir şehirdir. Ancak çok vefalı insanların yaşadığı bir şehirdir. Arkadaşlarımı medeni cesaretinden dolayı kutluyorum. Keramettin Bey'i, Yusuf Bey'i, Tuğrul Bey'i.. İnşallah AKP'den de adaylar çıkacaktır. Hayırlı olsun, benim diyeceğim bu. Daha dokuz, dokuz buçuk ay var seçimlere ve bir çok aday çıkacaktır. Allah-ü Teâlâ inşallah Fethiye’ye güzel hizmet verecek olana nasip etsin inşallah. Ne diyim şimdi mübarek Cuma akşamında. Onlara da dua ettim bak.. Önümüzdeki yerel seçimlerde Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne mi, yoksa tekrar Fethiye Belediyesi'ne mi, MHP'den mi yoksa MHP dışında bir partinden Muğla yada Fethiye'ye aday olacağı, teklifler var mı? sorusuna Başkan Saatcı, kamuoyunun da merakla beklediği bu soruyu şöyle yanıtladı; BÜYÜKŞEHİR YASASININ HİÇ BİR KATKISI YOK… Saygıdeğer Fethiyelilerin ve Saygıdeğer Muğlalıların bizi belli yerlerde görmek istemelerini saygıyla karşılıyorum. Eksik olmasınlar. Tabi ki siyaset, daha önce de ifade ettim; teneffüs götürmez. Yani ben dinleneyim de, sonra devam edeyim yok. Böyle bir şey yok siyasette. Nadasa bırakmak yok. Devamlı ekeceksin, devamlı süreceksin. Böyle bakınca şimdi bu bir süreç. Samimi olarak ifade etmek gerekirse, üç dönemdir belediye başkanlığı yapmış birisiyim. Özellikle yeni büyükşehir yasası uygulamaya geçmeseydi, bu beldeler bizimle birleşmeseydi, bizim bir dönem daha belediye başkanlığı düşünmemiz söz konusu bile olmazdı. Bunu açık yüreklilikle ifade ediyorum. Çok net. Yani Fethiye, sadece Fethiye'den müteşekkil kalsaydı, yapacaklarımız iyi kötü yapıldı yani, alt yapısal bütün eksiklikler giderildi, üst yapısal stad vs gibi sosyal donatılar eksiklikler var. Onlar da tamamlanır, problem kalmadı. Ancak şimdi, öyle yapısal değişiklikler olacak ki. Sadece bir belediye başkanlığı seçimi yapılmıyor dokuz ay sonra. Bir defa büyükşehir yasasından kaynaklanan bizi büyük bir kaos süreci bekliyor. Yani büyükşehir belediye başkanının daha oturacağı masası, sandalyesi, binası yok. Teşkilatı yok. Yeni bir başkan, yeni bir yapılanma, yeni bir teşkilatlanma ve gerçekten hizmet bekleyen büyük bir coğrafya.. Arkasından, yetkileri sınırlandırılmış da olsa, tek yetkili olarak ilçelerinde kalmış belediye başkanları.. Beldeler kapatılmış, köyler mahalleye dönüştürülmüş, kültürler yok edilmeye çalışılmış, üzerine vurgu yaparım ben, kültür yok ediliyor. Ve amacının ne olduğu belli olmayan bu uygulamadan sonra bizler, iki üst üste sıkıntı yaşarsak; yani yeni büyükşehir yasası uygulaması, burada da yeni bir yönetim.. Yeni bir yönetim ne demek biliyor musunuz hocam? Yeni bir imar ve şehircilik müdürü, yeni bir zabıta müdürü, yeni bir fen işleri müdürü, yeni bir itfaiye müdürü, yeni memurlar, yeni yüzler.. Yani şuan ki teşkilatın, şuan öyle yada böyle takım olmuş bir grubun darmadağan edilmesi ve sil baştan tekrar burada da bir belediye oluşturulması.. Arka arkaya bu iki tane handikabı Fethiye kaldıramaz. Bu anlamda Fethiye'nin, beldeleriyle, köyleriyle beraber... - Erdoğan Cankuş: Fethiye'nin kaldıramadığını, Muğla nasıl kaldıracak? Mümkün değil Hocam. Benim önceliğim Fethiye Hocam. Ben Fethiyeliyim. Ben zaten büyükşehirle ilgili endişelerimi her ortamda konuşuyorum. Bu işin yanlış olduğunu, keşke bir an önce bundan dönülmesi gerektiğini, yanlıştan dönmenin erdem olduğunu, bunun ülkeye, ilçeye, ile hiç birşey kazandırmayacağını üstüne basa basa söylüyorum. Yine de söylüyorum. Bununla ilgili belgeler hazırlatıyorum. Onları da halkımıza dağıttıracağım ben vakti saati geldiğinde. Konudan konuya geçiyorum, Hocam bizle ilgili şikayet geliyor ya, yolları falan yapıyorum ben. Allah şahit Cuma akşamı, bunlar büyükşehire kalırsa, rezil oluruz diye yapıyorum ya. Benim çok param olduğundan, çok meraklı olduğumdan, aferin delisi olduğumdan değil. 14 yıldır belediye başkanlığı yapmış bir adam, son bir yılda yaptıklarıyla değerlendirilmez. 14 yılda yaptıklarıyla değerlendirilir. Artısıyla, eksisiyle. Bunun kararını Saygıdeğer Fethiyeliler zaten verecektir. Benim ne zorum var Hocam ya. Barış Manço'ya (Bulvarı) giriyorum, Muammer Aksoy'a (Caddesi) giriyorum, mahallelere giriyorum, ana arterlere giriyorum, ne benim zorum? Burada bir tek neden var Hocam. Buralar büyükşehire devrolduktan sonra ya-pı-la-ma-ya-cak! Yaz bunu buraya! Çünkü büyükşehir kendini toparlayamayacak. Kendimi kurdum, teşkilatı kurdum diyene kadar geçecek 2-3 sene, kaldı 2-3 sene. 2-3 sene de ne yaparsın? Ne edersin? Velhasıl, bizim aslında bu kadar delicesine, son zamanda alt yapısal, üst yapısal, fiziksel çalışmaları yapmamızın altında yatan espri bu. Fethiye'nin ve etrafının, Yani Göcek, Ölüdeniz, Üzümlü, Karaçulha, Çamköy, Çiftlik ve 21 tane köyümüzün bu dönem, rüştünü bana göre ispat etmiş, bölgenin ağır abisi olmuş bir kadro tarafından bir yola sokulma mecburiyeti var. Olayın, işin bu tarafı var. Yoksa A Partisi kazanmış, B partisi kazanmış, benim için önemli değil. Behçet kazanmış, ben bunda değilim. Fethiye'nin büyükşehirden kaynaklanan kaosu en az yaşayabilmesi için, bu tecrübeli ekip tarafından bir beş yıl düzgün bir yola sokulması lazım. Bu bu söylediklerimin içerisinde sorduğunuz sorunun hepsinin cevabı var. Bun

Bakmadan Geçme