Ay, ''Hayatımızda Frene Basmamız Lazım''

Koronavirüs salgınına karşı turizmciler olarak da bekleyişte olduklarını vurgulayan Çalış-Der Başkanı Mete Ay, “Bu dönemde sivil toplum kuruluşları olarak sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz” dedi. Ay, “Dünya çok zorlu bir süreçten geçiyor. Biz Fethiye olarak ne yapmamız gerekir diye baktığımızda öncelikle her vatandaşın herkesin yapması gereken şeyi önce kendine, sonra ailesine sonra çevresindekilere karşı yapmak zorunluluğumuz var ki toplumumuzu, Fethiyemiz’i bu illetten uzak tutabilelim. Öncelikle maskemizi kalabalık alanlara girdiğimizde takmamız gerekiyor. Ben olayın bu kadar ciddiye varacağını beklemiyordum ama gerçekten çok ciddi bir duruma geldik. Yaklaşık bir haftadır güneye inanılmaz bir göç gelmesinden dolayı stresimiz vardı. Büyükşehirlerden gelen vatandaşlar Fethiye’ye giriş yaptılar ve evlerde kalıyorlar şu anda. Kimseyi yargılamak istemiyorum ama benim verdiğim mesajda şu vardı: küçük işletmeler, çay kahve yapan yerler mesela açıktı. Bunların özellikle kapanmasıyla ilgili hem belediyeyle diyaloğa geçtim hem de bu kardeşlerimizi uyararak buraların kapanmasını sağladım. Amaç ziyaretçi gelenlerin evlerde kalmaları. Sadece alışveriş için dışarı çıkmaları önemliydi. Evlerde tutabilmeyi sağlayalım, toplu alanlardan uzak tutalımdı. Zannediyorum bunu başarıyoruz çünkü şu anda Çalış Plajı çevresinde hiçbir yer açık değil. Bunun mutluluğunu yaşıyorum şu anda. Ve kalabalık da yok. Nüfusumuz az olduğu için diğer şehirlere göre bunu rahat atlatabiliriz diye düşünüyorum. Ve Fethiye’nin de bu konuyu çok ciddiye aldığının da farkındayım. Sosyal medyada inanılmaz bir bilgi kirliliği var. Devlet Hastanemiz olsun Sağlık Ocakları olsun bunların birçok ihtiyaçları var. FTSO, Kaymakamlığımız, Belediyemiz ve biz de dahil sivil toplum örgütleri bu konuya çok hassas davranıyorlar. Ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu birlik ve beraberlik de çok güçlü bir sevgi yumağı oldu. Bütün dünya şunu anlamış oldu. Artık hayatımızda biraz frene basmak zorundayız. Kendimize, ailemize, çevremize değer vermek ve vakit ayırmak zorundayız. Parayla öbür tarafa gidemeyeceğimize göre insanın ne kadar değerli ve önemli olduğunu artık dünyanın hissetmesi gerekiyor. Belki bu tabiat için bir detoks oldu. Hava çok temiz, bu sene denizde kirlilik yaşayacağımızı zannetmiyorum. İnsanlar artık fastfoodlarda değil, alışveriş merkezlerinde değil. Evlerinde vakit geçiriyorlar. Pazardan alışveriş yapıp evlerinde yemek yaparak sağlıklı besleniyorlar. İnterneti de biraz kısarsak çok güzel sağlıklı bir yaşama doğru kucak açacağız. Ben çok negatif düşünmüyorum. İnsanlar dikkatli olursa, gerekli tedbirlere uyarsak hiç ummadığımız şekilde turizm sezonunu nefes alabilecek şekilde geçirebiliriz.  Her şey bize bağlı. Her insanın kendi sorumluluklarına bağlı. Çok fazla negatif olmamak lazım. Frene basmamız lazım hayatımızda. Kendimize zaman ayıralım. İnsanın öneminin farkına varalım. Mesela biz Çalış Tanıtma ve Turizm Derneği olarak şunu yaptık. Hem İngiliz hem Türk üyelerimiz vardı. 65 yaş üstü bireylerimiz evlerinden çıkamıyorlar. Biz bu konuda hem sosyal medyadan hem de cep telefonlarından mesaj gönderdik. O kadar az oldu ki arayan. Bu çok güzel bir durum. Yani artık Türk de İngiliz de o kadar güzel komşuluk ilişkileri var ki bize ihtiyaç duyup aramadılar bile. Bu dostluğu, komşuluğun da iyi gittiğini gösteriyor”dedi.
Turizmcinin Devlet Desteğine İhtiyacı Var
Çalış-Der Başkanı Mete Ay, “Turizmci için destek paketleri açıklandı. Ancak turizmcinin daha fazla devlet desteğine ihtiyacı var” diyerek, “100 ve daha fazla odalı büyük otellerin Allah yardımcısı olsun. Gidişat çok kötü. Turizm Bakanlığı’nın desteklerine teşekkür ederiz ama yeterli değil. Biz ülkeye dışardan para gelecek tek sektörde, bacasız fabrika dediğimiz sektördeyiz. Bu turizm sezonunda 3-4  ayda yabancı parayı Türkiye’ye getiremezsek bu bütün ülke ekonomisini de çok kötü etkileyecek. Onun için turizmcinin biraz daha fazla devlet desteğine ihtiyacı var. Biz maalesef Fethiye’deki turizmciler olarak 6 ay turizm yapıyoruz. Keşke bunu 11-12 aya, 7-8 aya çevirebilsek. Şehir içindeki oteller kışın yaptıkları turizmden güzel istihdam sağlıyorlardı. Güzel para kazanıyorlardı. O durdu. Ama bunlar bir sinyal. Biz fizibiliteyle gelen insan sayısıyla risk faktörünü hiç hesaplayamıyoruz. Eskiden Türkiye’de terör problemi vardı. Terörden dolayı insanlar gelemiyordu, onun korkusu içindeydi. Ama sağlık konusunda Avrupa’ya baktığımızda biz güvenliydik ve hala güvenliyiz. Pandemik veriler çok önemli yani bu hastalıktaki sayısal verilerin düşük olması da önemli. Ülkemize gelecek turist bu verileri kıyaslayacaktır. Hükümetin 30 büyükşehir ile ilgili aldığı karar, dışardan girişlerin durdurulması çok güzel ve yerinde. Bu arada sağlık çalışanlarını da çok takdir ediyorum. Allah yardımcıları olsun. Bizler sivil toplum örgütü olarak her zaman onların yanındayız. Elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Bütün riskleri göze alarak tam cennetlik bir iş yapıyorlar. Polislerimiz, zabıta memurlarımız da kamu görevlileri de aynı şekilde. Kişisel görüşüm, Mayıs ayından itibaren çok daha güzel dersler almış bir dünyaya doğru yelken açacağız gibime geliyor. Olayı çok fazla dramatize etmeyelim. Yapacağımız şeyler basit. Önce kendi hijyenimizi, ailemizin sonra da çevremizin hijyenini bu ülkenin geleceği için korumak zorundayız” diye konuştu.