Artık davalar 8 ayın altında sürecek
Artık davalar 8 ayın altında sürecek
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, mahkeme sürelerinin kısalacağını belirterek, "Hiçbir sebep olmadan 'mahkemeyi 8, 9 ay sonra yapıyorum' diye bir şey yok, bugün git yarın gel yok" dedi.Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep'te AK Parti 6. Şehitkamil Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada bakanlık ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) yaptığı çalışma ile davaların artık 8 ayın altında süreceğini söyledi. Mahkemelerin sebepsiz yere 8, 9 ay sonrasına atılamayacağını belirten Bakan Gül, "Bu dönemde bakanlık olarak da hedef süreler üzerinde çalışıyoruz. Hiçbir sebep olmadan mahkemeyi 8, 9 ay sonra yapıyorum diye bir şey yok, bugün git yarın gel yok. Hızlı, adil hangi sürede olabilecek, bunlar üzerinde çalışılıyor. Davaları uzayanlar ile ilgili teftişler, eğitimler yapılacak. Bu konudaki süreleri bakanlık ve HSK olarak da çok sıkı olarak takip edeceğiz. Bütün derdimiz milletin yargıya güvenmesi, hızlı, etkin, makul sürede yargılanmanın tamamlanmasıdır. Bunun için çalışıyoruz" dedi. Arabulucuya 4 günde 96 başvuru yapıldı Bakan Gül, 1 Ocak 2018 tarihi ile birlikte uygulamaya giren arabulucuya 4 günde 96 başvuru olduğunu, bunlardan 90'nın sulh ile sonuçlandığını ve sadece 6'sının mahkemeye gittiğini açıkladı. Daha önce bu kişilerin direkt mahkemeye başvurduğunu hatırlatan Gül, arabulucuk ile işçi ve işveren korunurken mahkemelerin iş yükünün azaltıldığını ve ülke ekonomisinde de kayıpların önlendiğini kaydetti. Bakan Gül, "Adalet hizmetlerinde iş uyuşmazlıklarında, işçi-işveren arasında uyuşmazlık olduğunda yeni başlayan bir uygulamamız var. Bu uygulama ile işçi işveren arasında uyuşmazlık olduğunda direkt mahkemeye gidiyordu. Bizim anlayışımızda mahkemeler en son çaredir. Şimdi arabulucuya gidecek. Bu yeni sistem yeni yılın ilk dört gününde uygulandı. 4 günde 90 işveren ile işçi anlaşmış, 6 işçi ve işveren ise anlaşamamış. 90 kişi el sıkışıyor. İşçi parasını alıyor, işverende dava ile uğraşmıyor. Bende avukatlık yapmış bir kişi olarak söylüyorum. Yıllarca dosya bilirkişiye gider, gecikirdi. Bilirkişinin onlarca dosyası vardı. 2 sene, 3 sene, hatta 4 sene sürerdi. Bu arada faiz işliyor. İşveren bir an önce bitsin de 'kaç paraysa vereyim' diyor, mahkemeye gidiyor. Ama mahkeme 'yok bitmeden sana ne ödeyeceğini söyleyemeyiz' diyor. Faiz işliyor, işveren ne kadar ödeyeceğini bilmiyor, işçi de parası yok, bir an önce parasını alayım da çoluk çocuğuma bakayım diye düşünüyor. Böylece mahkemenin de iş yükü azalacağı için misalen yüz dosyaya bakacağı yerde 20, 30 dosyaya bakınca 5 ay sonraya değil, bir ay sonraya gün verecek. Bu uygulamayı etkin bir şekilde kullanarak, anlaşmanın, sulhun çalışma barışına, ülke ekonomisine çok büyük katkısı olacağını bir kez daha hatırlatıyorum. Hayırlı olsun bu reformlar" şeklinde konuştu. Kurumlar önce sulh olacak, sonra dava açabilecek Bakan Gül, kurumların birbirleri ile ilgili, devletin vatandaşlarla olan davalar konusunda da yeni düzenlemeler yapıldığını belirterek, "Mahkemelerde devlet kurumları birbirleri ile davalı oluyor. Karayolları, demiryolları ile. Artık bunu da bir sulh yoluyla çözüyoruz. Önce sulh olacaklar, ondan sonra mahkemeye gidecekler. Vatandaşımız devlet ile olan davasında önce sulh için başvuracak, ondan sonra mahkemeye gidecekler. Mahkemeler uzamayacak, iş yükleri artmadığı için daha adil ve hızlı kararlar verilecek" ifadelerini kullandı. "Hakimlerin üçte biri FETÖ'cüydü" Bakan Gül, hakimlerin üçte birinin FETÖ'cü olduğunu belirterek, "Hakimlerin üçte biri FETÖ’cü hakimlerdi. Cübbe giymişlerdi ama esasen FETÖ örgütünün mensuplarıydı. Şimdi bunlar yargıdan temizlendi. Temizlendikçe yargıya olan güven, anayasaya, hukuka uygun yargılamalar daha da artacak. Tüm bunların takibini de teftişlerle birlikte, eğitimlerle birlikte hep beraber yapacağız" dedi. "Bilirkişi sistemi keyfi uygulamaları önleyecek" Gül, yeni yılda bilirkişi reformunun da uygulamaya geçildiğini söyleyerek, bilirkişi ile keyfi uygulamaların önüne geçileceğini ifade etti. Uygulamalarda belli bir standardın yakalanacağını anlatan Gül, "Bilikişi Kanunu da yürürlüğe girdi. Artık keyfi bir şekilde farklı şekilde her yerde ayrı uygulamalar değil, tek tip uygulaması ile bilirkişilik diye bir standart getirildi. Bunların sicilleri tutularak, denetimleri yapılarak, performanslarına bakılarak, bilirkişilik sisteminde de keyfi yanlış uygulamalara son verilecek bir düzenleme hayata geçirildi" diye konuştu. "Yeni dönemde vatandaşın cebine giren parayı arttıracağız" Bakan Gül, AK Parti'nin siyasal dili kucaklayıcı bir dil olduğunu vurgulayarak, ana muhalefetin ise kavgacı ve seviyesiz üslup ile siyaset yaptığını kaydetti. AK Parti'nin kavgacı ve ötekileştirici dil kullanan ana muhalefete cevap vermekte değil, vatandaşın cebine girecek parayı arttırmak için kendisiyle yarıştığını anlatan Gül, "AK Parti’nin siyaset anlayışı, 80 milyonu birinci sınıf vatandaş kabul eden bir anlayışa sahiptir. Bizim anlayışımızda ötekileştirmek yoktur. Bugün siyaseti seviyesizleştirmek isteyen ve bunda da kısmen başarılı olan anlayış ana muhalefetin ortaya koyduğu ötekileştirici, dışlayıcı, kavgacı, seviyesiz üsluptur. Türkiye’de siyaseti daima kendi seviyelerine çekmek için gayret gösteren bu anlayışın ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur. Biz AK Parti olarak asla ve asla ülkemizi daha fazla büyütmekten, daha iyi yerlere getirmekten geri durmayacağız. Bu tür kısır çekişmelere hiç takılmadan, taş üstüne taş koyarak yolumuza devam edeceğiz. Biz laf yetiştirmek, dışlayıcı üslupla konuşan bu muhalefetle yarışacak değiliz. Biz kendimizle yarışırız. AK Parti olarak 15 yılda üç kat büyüttük, şimdi nasıl olur da 5 kat, 10 kat büyütürüz onun derdindeyiz. Türkiye’nin ekonomisini nasıl büyüttüysek, dışarıya, IMF’ye borçlarımızı tamamladıysak, ülkemizin ekonomisinde genel iyileşme olduysa, şimdi yeni dönemde vatandaşın cebine giren parayı arttıracağız. Ali abinin, Hüseyin abinin, Ayşe ablanın cebine giren parayı büyüteceğiz, çoğaltacağız. Ekmeğimizi büyüteceğiz, evimizdeki huzurumuzu arttırmak için gayretimizi göstereceğiz" ifadelerini kullandı. "Türkiye artık oyun kuran bir ülke" Bakan Gül, Türkiye'nin AK Parti iktidarları ile oyun kuran bir ülke olduğunu söyleyerek, "AK Parti öncesi Türkiye üzerine oyun oynanan ülkeydi. AK Parti ile birlikte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye artık oyun kuran bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, üzerinde oyunlar oynamak istenen tüm senaryoları Allah’ın izni, milletin yardım ve desteği ile tarihin çöp tenekelerine atmayı başarmış bir ülkedir. Bu ülkede taş üstüne kim taş koymak istediyse önüne taş koydular, engellediler. İlk defa 15 Temmuz’da milletimiz dedi ki, ‘Biz Menderes’e sahip çıkamadık ama Recep Tayyip Erdoğan’ı kurda kuşa yedirmeyeceğiz’ dediler, ülkeye, milli iradeye sahip çıktılar. İşte o yüzden bu millet yenilmez, bileği bükülmez. Türkiye’yi Suriye yapmak isteyenler, bölmek isteyenler oldu ama Türkiye hamdolsun birlik ve beraberlik, güçlü bir lider sayesinde arzu edilen olumsuzluğu yaşamadı. Asla da yaşamayacak. Çünkü bu ülkede yaşayan 80 milyon vatandaşın hepsi birinci sınıf vatandaştır" şeklinde konuştu. "Makbul olan vatandaş dönemi bitti" Adalet Bakanı Gül, AK Parti ile makbul olan vatandaş döneminin de sona erdiğini söyleyerek, "Sınıf ayrımı AK Parti ile ortadan kalkmıştır. Önce makbul olan vatandaş, makbul olmayan vatandaş vardı. 'Sen Kürtsün, sen başörtülüsün, sen fakirsin, sen Alevi, sen şuralısın, makbul değilsin' anlayışı ile 'makbul ve makbul olmayan vatandaşlar' diye ayıran zihniyeti AK Parti tarihin çöp tenekesine atmıştır. Doğumu ile birlikte tüm vatandaşlarımız aslidir, birinci sınıftır. Asla ötekileştirilemez. Bu vatanda doğan, yaşayan herkes birinci sınıftır. Kimsenin itilmesine, kakılmasına, ötekileştirilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz” dedi. "Recep Tayyip Erdoğan müdafaası, Fahrettin Paşa müdafaasıdır" Gül, Türkiye'nin Suriye'de terör koridoruna fırsat vermediğini hatırlatarak, terörle mücadelenin süreceğini kaydetti. Bakan Gül, "Türkiye çok şükür güçlü, dirayetli duruşuyla bu kişilerin oyunlarını bozmuştur. Yanı başımızda bir terör koridoru oluşturmak isteyenler var. Bu koridoru sizlere kurdurmam, bu oyunu bozarım diyen bir Recep Tayyip Erdoğan olduğu için rahatsız oluyorlar. Bu millet de tüm olup biteni görüyorlar. Yanı başımızda bir terör koridoru kurulsa bundan en fazla etkilenecek olan Allah korusun bizim ülkemizdir. Buna asla izin vermeyeceğiz. Bilmem kaç bin kilometre uzaktan gelip burnumuzun dibinde teröristlere her türlü desteği verirsen buna Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti, Türkiye Cumhuriyeti sessiz kalmayacaktır, kalmıyor. Biz Türkiye’nin bekası için, milletimizin birliği için dik durdukça birileri neden dik duruyorsunuz diyor. Kardeşim biz bu vatanı sokakta mı bulduk, bu cennet vatanı sokakta mı bulduk, size bu şehitlerin emaneti altın tepside mi sunulacak? Bunu mu bekliyorsunuz? Böyle bir şey asla olmayacak. Recep Tayyip Erdoğan müdafaası, Medine müdafaası, Fahrettin Paşa müdafaası, Abdülhamit Han müdafaası, Gazi Mustafa Kemal müdafaası, milli mücadele müdafaası, milli kurtuluş müdafaasıdır, Şahinbey, Şehitkamil’dir. Bağımsız, güçlü büyük Türkiye mücadelesidir" diye konuştu. Tek liste ile gidilen kongrede Mehmet Yılmaz aday olurken, seçimler sürüyor.