Arama kurtarma ekibi MAG/AME-SAR vatandaşları afetlere karşı uyardı
Muğla'nın Datça ilçesinde Mahalle Afet Gönüllüleri/Acil Müdahale Derneği (MAG-AME/SAR) ekibi 17 Ağustos depreminin 22'nci yıldönümünde vatandaşlara broşür dağıtıp, bilgilendirmelerde bulunarak başta deprem olmak üzere tüm afetlere karşı uyardı.
Muğla’nın Datça ilçesinde Mahalle Afet Gönüllüleri/Acil Müdahale Derneği (MAG-AME/SAR) ekibi 17 Ağustos depreminin 22’nci yıldönümünde vatandaşlara broşür dağıtıp, bilgilendirmelerde bulunarak başta deprem olmak üzere tüm afetlere karşı uyardı.
Marmara Bölgesi ve çevresinde 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen ve 45 saniye süren 7.4 şiddetindeki depreminin üzerinden 22 yıl geçti. Milyonlarca insanı uykuda yakalayan, yurdun birçok yerinden hissedilen ve merkez üssü Gölcük olan deprem, bilhassa; Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul’da büyük tahribat oluşturdu. Depremde; 17 bin 127 kişi hayatını kaybederken, 43 bin 953 kişi de yaralandı. Yıkılan ev sayısı 66 bin 441, iş yeri sayısı ise 10 bin 901 olarak tespit edildi. Büyük acı ve kayıplara neden olan depremin 22’nci yıldönümünde MAG-AME/SAR ekibi vatandaşları olası bir depreme ve doğal afetlere karşı uyardı. İlçe genelinde broşür dağıtarak vatandaşları bilgilendiren ekip, bugüne kadar tüm doğal afetlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarına bir kez daha sabır diledi.
Yaşanan deprem sonrasında vatandaşların depreme karşı daha duyarlı hale geldiklerini ifade eden MAG/AME-SAR Muğla il Temsilcisi Barış Muştu, "22 yıl önce yaşanan depremin ardından uzmanlarını daha çok dinlemeye başladık. Konut satın alırken deprem yönetmeliğine uygunluk belgesi arar olduk. Deprem çantasının ne kadar önemli ve hayati olduğunu öğrendik. Afet anında görev alan STK’ların Türkiye için ne kadar değerli olduğunu anladık. 19.08.1999’dan sonra hiçbir zaman eskisi kadar hazırlıksız olmadık. Mahalle Afet Gönüllüleri/Acil Müdahale Derneği olarak, ülkemizin risklerini biliyoruz ve her gün afetlere daha hazırlıklı olmak için çalışıyoruz. Sadece kendi ekibimiz olarak değil, tüm mahallerimizin afet bilincine sahip olması ve ortak hareket kabiliyeti oluşturması için mahallelerimizi afetlere karşı harekete geçiriyoruz. Doğa olayları, ülkemizin yadsınamaz gerçeği fakat yaşanan doğa olayının ’doğal afet’ olmaması hepimizin elinde" dedi.