Yargıtay'dan 'suratsız doktor' kararı
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, ayağındaki rahatsızlık için gittiği doktora, istediği grip ilacını yazmadığı gerekçesiyle 'suratsız' diyen sanığa verilen mahkumiyet kararını bozdu. Yüksek Mahkeme kararında sanığın, doktora söylediği 'İlla yüzüne mi hapşırmam lazım, suratsız doktor, bu ne biçim doktor'' biçimindeki sözlerin hakaret suçunu oluşturmayacağına vurgu yapıldı.
Ayağındaki rahatsızlık sebebiyle aile hekimine giden B.L., iddiaya göre, doktordan grip için de ilaç yazmasını istedi. Bunun üzerine aile hekimi, muayene etmeden ilaç yazamayınca olanlar oldu. Öfkelenen hasta B.L., "İlla yüzüne mi hapşırmam lazım, suratsız doktor." dedi. Sinirlerine hakim olamayan hasta, koridora çıkarak "Bu ne biçim doktor.'" şeklinde sözler sarf etti. Doktorun şikayeti üzerine B.L. hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Hakaret' suçlamasıyla dava açıldı. Mahkeme; sanık hakkında hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, anılan maddenin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 7 bin TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Kararı sanık avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 4. Ceza Dairesi girdi. Oy birliği ile alınan kararda; sanığın 'suratsız doktor' ifadesinin hakaret olmadığı vurgulandı. Kararda şu ifadelere yer verildi: "Sanığın katılan doktora ayağındaki rahatsızlık nedeniyle muayene olduğu muayene sonucunda katılanın kendisine reçetesini yazdığı ortadadır. Ancak sanığın daha sonradan doktordan grip ilaçlarını yazmasını da istediği, bunun üzerine doktorun kendisini muayene etmesi gerektiğini söylemesine rağmen 'İlla yüzüne mi hapşırmam lazım, suratsız doktor.' dediği ardından da koridora çıkarak 'Bu ne biçim doktor.' şeklinde sözlerine devam ettiği böylece üzerine atılı suçu işlediği mahkemece kabul edilmiştir. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Olay günü sanığın, katılana söylediği kabul edilen sözlerinin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, hukuka aykırıdır."