Türkiye Cumhuriyet bir hukuk devletidir

'Türkiye Cumhuriyet bir hukuk devletidir.Hukuk devleti olma özelliği değiştirilmesi teklif dahi edilmeyecek mutlak bir hükümdür.Anayasamızın 174. Maddesi'ne göre devrim yasalarını uygulamak ve toplumun çağdaş uygarlık düzeyine çıkartılması devletin asli görevidir.Ayrıca anayasanın 10. Maddesi de kanun önünde eşitlik düzenlemesini içerir. Bu düzenlemeye göre herkes dil, din, ırk, mehzep, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ayrımı gösterilmeksizin kanun önünde eşittir. Müftülere tanınan nikah kıyma yetkisi ile hem hukuk devleti olma ilkesi hem de anayasanın 10. Maddesinde yazan kanun önünde eşitlik ilkesi hem de 174. Madde ile güvence altına alınan devrim yasalarının değiştirilmemesi ve Laikiği koruma ilkesi ihlal edilmektedir.'Söz konusu tasarının kabulüyle 'Anayasa suçu' işlenmektedir.Cumhuriyet bir hukuk devrimine dayanmaktadır.Cumhuriyet'in kuruluşunun harcında hukuk vardır ve kadınların özgürlüğü, eşitliği, birey olmaları Cumhuriyet'le teminat altına alınmıştır. O halde bu ülkenin kadın yurttaşları hukuku savunarak, anayasayı savunarak, devrim yasalarını ve Mustafa Kemal Atatürk'ü savunarak yollarına devam edecektir. Ülkemize getirilmek istenen 'İslam Devleti olma' dayatmasına karşı kadın yurttaş kimliğimiz ile mücadelemiz asıl iş olarak önümüze koyacağız.Müftülere resmi nikah yetkisi verilmesinin toplumda yaratılmak istenen kutuplaşmayı daha da arttıracaktır.'İnsanlar arasında nikahını belediyede veya müftülükte kıyanlar olmak üzere yeni bir ayrımcılık çıkacaktır. Yeni bir kutuplaşma konusu yaratılmak istenmektedir. Oysa resmi nikah yurttaş olmanın, kanun önünde eşit olmanın teminatıdır. Kimse size, hangi dine inanıp, inanmadığınız sorgulatmaz. Belediye nikahı kıyanlara 'sen Müslüman değilmisin?' şeklinde sorgulamalara muhatap olmak toplumda yeni bir kutuplaşmanın yolunu açacaktır.CHP'li kadınlar olarak meclis komisyonundan geçen tasarının kabulo edilmez olduğunu her yerde haykıracağız. 'Bu tasarının Meclisten geçmesi demek laik. hukuk devletini ortadan kaldıran bir sonuca yol açar. Türkiye bugün çok karışık günlerden geçmektedir. Bu zor ve sıkıntılı günlerde gündemin bu konu ile meşgul edilmesini anlamak mümkün değil. Ülkemizin ekonomisi alt üst olmuş vaziyette. Piyasalar tepe taklak olmu durumda. Ekonomi büyük bir açmaz içinde. Hem ekonomik sıkıntıların üzerini örtmek hem de ülkemizin dış politikasının yarattığı olumsuzlukları gözlerden kaçırmak için anayasaya aykırı, suni gündemler yaratmakta ustalaşan iktidar ve Cumhurbaşkanı, bu tasarıyı da yaşayan bu krizleri kapamak için kullanmaktadır.'Açıklamasında Türkiye'nin geleceği için yapılması gerekenler şunlardır. ' Ülkemizin işsizlik sorununa, tarım sorununa çözüm bulmamız gerekiyor. Biz komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği 'Yurtta barış, dünyada barış' sözünü bu ülkenin temel var oluş felsefesi haline getirmek istiyoruz. Bugün Atatürk'ün ilkelerine, Atatürk'ün devlet prensiplerine ve hukuku üstün tutan bir devlet yaratma idealine her zamankinden daha fazla sahip çıkacağız. Bu nedenle Müftülere resmi nikh kıyma yetkisi veren yasa tasarısı kabul edilemez. Müftülerin görevi kanunla belirtilmiştir. Buna göre müftüler, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yönergesinin 90. maddesinde 'İslam dininin iltikat, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işlerini yürütmek olarak belirtilmiştir. Bu durumda müftülerin görevi sadece Müslüman olan vatandaşlarımıza yöneliktir. Oysa cumhuriyet herkesindir ve herkes kanun önünde eşittir. Öyleyse herkes devletin tüm olanaklarından eşitçe yararlanmalıdır ve kimseye siyasi ve kişilik ayrımcılık yapılmamalıdır. Anayasanın 24. maddesi de bu hükmü içerir. Bizler Cumhuriyet Halk Partili kadınlar sonuna kadar Mustafa Kemal Atatürk'e cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe ve özgür yurttaş olma hakkımıza sahip çıkacağız. Bu tasarının uygulanmaması için gereken mücadeleyi ortaya koyacağız. Bu tasarı meclise geçmeyecek.'