TURGET'ten Beyaz Baston Etkinliği

Türkiye Görme Engelliler Derneği Muğla Şubesinde, Eski Zafer Partisi Muğla İl Başkanı Kübra Bilginer tarafından gerçekleştirilen kahvaltılı etkinlikte, bölgemizdeki ve ülke genelindeki görme engelli bireylerin günlük yaşantılarında karşılaştıkları zorluklar, gerek yasa düzenleyicileri, gerekse yerel yönetimler tarafından engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapılarak, görme engellilerin güvenli bir şekilde sokaklarda, sosyal hayatın içinde olmaları için yapılması gerekenler konuşuldu.

  • 1002

Türkiye Görme Engelliler Derneği (TURGET) Muğla Şubesi tarafından 15 Ekim Beyaz Baston Güvenlik ve Bağımsızlık Günü nedeniyle düzenlenen etkinliğe; Dernek Başkanı Metin Polat, dernek yöneticileri, Büyükşehir Belediyesine ait engelli araçlarıyla Milas'tan ve Fethiye'den katılan dernek üyesi görme engelliler, Köyceğiz SHM Müdürü Abdullah Gümüş, Ortaca Belediye Başkan Yardımcısı Ferruh Atabey, Ortaca AK Parti Kadın Kolları Başkanı Emel Atabey, Av. Naciye Nazan Güler, önceki dönem Zafer Partisi Ortaca İlçe Başkanı Ahmet Çömen ve önceki dönem Zafer Partisi Muğla İl Başkanı Kübra Bilginer katıldı.

Günün anlam ve önemine binaen kısa bir açıklama yapan TURGET Muğla Şube Sekreteri Mehmet Özdemir, 15 Ekim'in önemini şöyle açıkladı:
“Beyaz Bastonu nasıl tanımlarsınız? diye sorulsaydı şayet; bizler de içinde, güvenlik ve bağımsızlık kelimelerinin geçtiği cümleler kurardık. Anlamı ve önemi itibariyle; şüphesiz ki beyaz baston, görme engelli bireyin en önemli aracıdır. Peki, bu anlam ve önemi; topluma, görme engelli toplumuna, yeterince anlatabiliyor muyuz? Maalesef ki hayır! Çünkü henüz ulaşamadığımız veya ulaşmamızın istenmediği birçok görme engelli dostumuz var evlerinden çıkamayan. Eğitim almış, bir meslek sahibi olmuş ve toplumsal entegrasyonunu gerçekleştirebilmiş görme engelli grubu o kadar azınlıktadır ki görme engellilerin eğitiminde henüz %30'ların üzerine bile çıkabilmiş değiliz. Asla gerçek sayılara ulaşamıyoruz, asla görme engelli arkadaşlarımızla ilgili bilgi edinemiyoruz. Devlet kurumları, sivil toplum örgütleriyle işbirliğine maalesef yeterli düzeyde önem vermiyor ve bu ilişkilere sıcak bakmıyor. Günü kurtaran, yüzeysel ve oportünist bir bakış ve anlayış açısından kaynaklı bu; sadece görme engellilerin değil tüm engel gruplarının hayatında yıkıma sebep oluyor.

Bu yıkıcı anlayış, tüm birimlere sirayet etmekte; engelli sivil toplum örgütlerinin en temel ve hayati talepleri bile göz ardı edilmektedir. Örneğin; 3 yıldır, ciddiyet ve hassasiyetle üzerinde çalıştığımız raylı ulaşımın güvenliği konusunda bile yeterli düzeyde ilerleme sağlayamadık. Erişilebilirlik konusu da keza böyledir. 2005 yılında çıkan engelliler kanununda ön görülen; “kamuya açık alanların engelliler için erişilebilir hale getirilmesi” maddesi de sündürüle sündürüle bu güne kadar uygulamaya konmamış, kanunu ihlal eden hiç kimse bir bedel ödememiştir.

Bu demek değildir ki böyle devam edecek. Türkiye Görme Engelliler Derneği olarak; yukarıda bahsi geçen her sorunla, ayrı ayrı çok yakından ilgileniyor ve sonucunu takip ediyoruz. Mücadelemizden ve inancımızdan hiçbir zaman vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla meydanlarda olacak; cumhuriyetimizin yüzüncü yılını, ülkemizi, tüm engelliler açısından, yaşanılabilir daha aydınlık yarınlara taşımak amacıyla elimizden gelen her şeyin kat be katını, daha fazlasını ortaya koyacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Bu vesileyle; tüm görme engelli dostlarımızın bu anlamlı gününü kutlarız. Güvenliğin ve özgürlüğün tadına sonuna kadar varabileceğimiz bir dünyaya kavuşmak umuduyla… Bugün bizleri yalnız bırakmayan ve etkinliğimize katılan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.”

Şube Sekreteri Özdemir, açıklamanın ardından Av. Dr. Kerim Altınok'un görme engelliler için dış mekanların planlanması başlıklı yazısına değinerek, görme engellilerin bağımsız ve güvenli hareketini kolaylaştırmak için şehirlerde dış mekân plânlamasına yönelik yöntemlerin ele alındığı yazıyı konuklarıyla paylaştı:

KALDIRIM İŞGALLERİNİN ENGELLENMESİ
Görme engelliler güvenlik nedeniyle doğal olarak kaldırımdan yürürler. Ancak kaldırımlarımız lokantaların sandalye ve masaları, bakkalların dondurma dolapları ve manavların kasaları ile doludur. Bastonuyla böyle bir alandan geçen görme engelli, bu cisimlere takılır ya da kolunu bacağını çarpar. Dolayısıyla yola inmek ve trafik riski altında yürümeye devam etmek zorunda kalır. Belediyelerin zabıta birimlerinin kullanımı kamuya ait olan kaldırımların boşaltılması konusunda üzerine düşen yasal görevini yerine getirmesi ve ihlâl halinde gerekli cezaları kesmesi lazımdır.

Kaldırımlara park eden araçlar ayrı bir sorundur. Yürümekte olan bir görme engelli aniden bastonunun park etmiş bir arabanın çamurluğuna dokunmasıyla durur ve çaresiz caddeye inip yoluna devam eder.

KALDIRIM YAPILARININ DÜZGÜN OLMASI
Görme engelliler yol ve yönlerini kaldırım çizgilerini takip ederek belirlerler. Yürüyerek gidecekleri yerin krokisini kafalarında geçilecek köşe başı sayısı ve yapılacak dönüşler biçiminde oluştururlar. Yolun durumu müsaitse en uygun yöntem cadde kenarına inip baston ile kaldırım kenarına periyodik vuruşlar yaparak yürümektir. Buna “Kaldırım takibi” denir. Kaldırım çizgisinin bittiği yerde köşe başına gelindiği anlaşılır. Ya bu sokağa sapılır ya da ara yol geçilerek gelen yeni kaldırım kenarı bulunur ve o takip edilmeye başlanır. Trafik ya da başka bir nedenle cadde kenarı yürümeye müsait değilse o zaman kaldırım üzerinden cadde kenar çizgisini ya da bina diplerini izlemek gerekir. Bütün bunların sağlanabilmesi için kaldırım üstlerinin düzenli olması ve kaldırım hatlarını belirleyen çizgilerin bastonla hissedilebilecek yükseklikte ve düzgün geometrik şekillerde olması lazımdır.

Kaldırımların yol zemininden olan kot farkı yani yüksekliği, tekerlekli sandalye kullanan engellilerin ve yaşlıların çıkabileceğinden fazla olmamalı ancak görme engellinin bastonla hissedebileceğinden de alçak kalmamalıdır. Bunun 2 ila 3 cm olması uygundur. Kaldırımlara yapılacak rampaların yeri belirlenirken bedensel engellilerin ihtiyaçları ile görme engellilerin kaldırım çizgisini kaybetme riski birlikte değerlendirilmelidir.

Kaldırımlarımızın yüzey yapıları da yollara oranla çok daha bozuktur. Üstlerinde çukurlara daha sık rastlanmakta ve yağmurda suyla dolduğu zaman gören bir kimsenin kurtulma şansı olduğu halde görmeyenler doğallıkla bunlara basmaktadırlar. Eve gittiklerinde çıkarken tertemiz olan ayakkabı ve paçaları çamura batmış vaziyettedir. Çoğu kez sadece bu nedenle kaldırımlar yerine yoldan yürümeyi tercih etmektedirler.

Yukarıda açıklanan yöntemlere göre hazırlanmış kaldırımlar, bir görme engelli için özgürlüğün adresidir. Bunları izleyerek hiç kimseye bir şey sormadan bağımsız olarak istedikleri yere ulaşabilirler. Gündüz insan kalabalığının olduğu saatlerde kaldırımların belirsizliği nedeniyle yolunu şaşıran bir görme engellinin çevredekilerden yardım alma şansı vardır, ancak gecenin geç saatlerinde işlek olmayan bir alanda aynı sıkıntıyı yaşayan görme engelli büyük bir olasılıkla kaybolacaktır.

CİLALI KALDIRIMLAR SAKATLIYOR
Belediyeler kaldırımlar için standart bir malzeme kullanır. Bazı dükkân sahipleri ise kendi vitrininin daha cazip görünmesi maksadıyla kimseye sormadan iş yerinin önündeki kaldırım parçasını parlak zeminli bir maddeden, fayans veya seramikten tekrar yaptırır. Bu tür zeminde, özellikle de yağmurlu karlı havalarda yürümek herkes için tehlikelidir. Bilhassa yaşlılar kayarak düşebilmekte ve sakatlanmaktadır. Böyle zeminlerin kayganlığı neticesi düşüp kolu bacağı kırılan, belediyeye bildirdiği halde hiçbir uyarı, ceza-i işlem uygulanmamış örnekler vardır. Bunların da engellenmesi lazımdır.

SAKSI VE ÇİÇEKLİKLERİN DOĞRU YERLEŞTİRİLMESİ
Şehrin süslenmesi amacıyla çoğu zaman kaldırım üstleri ya da kenarlarına saksı ve çiçeklikler yerleştirilmektedir. Yaşam alanlarımızın yeşillendirilmesi ve güzelleştirilmesi son derece yerindedir. Ancak görme engelliler neredeyse tam ayakaltına konulmuş olan çiçekliklere bastonlarının tesadüf etmemesi halinde takılmakta ve de bacaklarını yaralamakta, hatta düşmektedirler. Körler camiası arasında bunlara “Diz kıran” denilmektedir. Görme engellilerin kaval kemiklerinin dili olsa da söylese! Daha yeni kabuk bağlamış bir yaraları ikinci bir çarpmayla tekrar açılmaktadır.

Bu nedenle saksı ve çiçekliklerin daha ziyade bina diplerine yakın yerlere konulması uygundur.

TABELA, ÇÖP KUTUSU VE AĞAÇLARIN DOĞRU YERLEŞTİRİLMESİ
Kaldırım üstlerine, tam ortaya ya da yol kenarına tabela, çöp kutuları ve ağaçlar dikilmektedir. Tabela ve çöp kutuları ince sayılacak bir direk üzerinde durur. Ağaçların da gövdeleri baston açısından geniş bir engel değildir. Dolayısıyla görme engelli bu cisimlere yaklaştığında bastonları genellikle tabela/çöp kutusu direğine ya da ağacın gövdesine tesadüf etmez ve başını tabelanın, çöp kutusunun keskin yerlerine ya da ağacın sivri dallarına çarpan görmez, ciddî surette yaralanır.

Bu kazalar yalnız görmeyenlerin başına gelmez, sınavdan çıkan hiçbir engeli bulunmayan bir öğrenci o dalgınlıkla kaldırımda yürürken gözlerine çarpan ağaç dalları ile iki gözünü de kaybetmiştir, bu yaşanmış bir olaydır.

Çözüm: Tabelalar insan boyunu aşan yükseklikte yapılmalıdır. Çöp kutusu ve ağaçlar kaldırımların ortasına ya da kenarına değil iç tarafa konulmalıdır.

KILAVUZ ÇİZGİLER
Görme engellilerin bazı karışık alanlarda yönlerini belirleyebilmeleri için kılavuz çizgiler çok büyük kolaylık sağlamaktadır. Beyaz bastonla ve ayağın dokunma hissiyle izlenebilecek küçük bir yükselti ve zemin farklılığı ile çizilecek bu çizgiler ayak takılmaya sebep olmayacak kadar narin yapılabilirler. Önemli kamu binaları, tren, metro, metrobüs istasyonları, ana kavşaklar ve ihtiyaç olan bir çok yerde aynı standartta örülecek bir çizgiler ağı körlerin şehir içinde bağımsız dolaşımına ciddî bir katkı sağlayacaktır.

Örnek: İstanbul Üniversitesinde okuyan kör öğrencilerin Beyazıt Meydanındaki tarihî saatli kapıdan çıktıktan sonra çok yakındaki Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde bulunan sesli kitaplık bölümüne gitmeleri zordur. Çünkü o alanda duvar dibi seyyar satıcılarla doludur ve küçük bir açı kayması kütüphane kapısını geçerek sahaflara ya da başka bir yöne gidilmesine neden olmaktadır. Ancak üniversite merdivenleri ile kütüphane giriş kapısı arasına çizilecek bir kılavuz çizgi görmeyen öğrencilerin hiç zorlanmadan kitaplığı bulmaları için yeterli olacaktır.

ÇUKUR VE AÇIK KENARLI UÇURUMLAR
Bir görme engelli elinde beyaz bastonu ile deniz kenarında yürüyor. Denizle yürüme yolu arasında 30 santim yüksekliğinde beton bir güvenlik bloğu olması lazım ama orada yapılan bir bakım çalışması nedeniyle uzunca bir mesafede beton bariyer kaldırılmış ve yerine yenisi yapılmamış. Görme engellinin bundan haberi yok, güvenlik yükseltisini var sandığı için rahat rahat yürüyor. Bir an yönü hafifçe denize kayıyor. Arkasından “Dur kardeşim hop orası boşluk aman düşeceksin!!” diyecek bir vatandaş da yok.

Sonuç: Bastonu bir derinliğe geliyor ama bir ayağı boşluğa basan görme engelli için artık çok geçtir. Kayaların üzerine düşüyor ve ağır yaralanıyor, sakatlanıyor, uzun bir süre için çift engelli oluyor.
Şehirde bunun gibi merdiven ve bodrum boşlukları var. Yol kenarlarında evlerin bahçeleriyle kot farkı yüzünden oluşmuş uçurumlar mevcut. Bunlar görmeyenler için ve tabiî ki görüp de dalgın olan vatandaşlar için büyük bir tehlike oluşturuyor. Oysa bir parmaklık ya da beton blok ile kazaların önüne geçmek mümkün. Buna benzeyen açıklıkların hepsi kapatılmalı ve yeni inşaat çalışmaları yüzünden oluşan boşlukların kapatılması için hiç zaman geçirilmemeli.

GENEL TUVALETLER
Meydanlardaki ve kamu binalarındaki genel tuvaletlerde mutlak suretle bedensel engelliler için kolluklu özel klozetler bulunmalıdır. Görme engelliler için küçük tuvalet ihtiyacında pisuvar sisteminin tercih edilmesi söz konusudur. Bunların yüksek yapılmamaları, su sıçratmamaları ve temiz olmaları lazımdır. Alaturka bir tuvaleti görme engellinin kullanması Alafrangaya oranla her halükârda daha sağlıklı olmakla birlikte çevrenin temiz olmaması halinde dokunmamayı sağlamaları daha güçtür.

SESLİ TRAFİK SİNYALİZASYONU
Trafikte karşıdan karşıya geçerken görmeyenlerin kullanması amacıyla “lütfen bekleyiniz, şimdi karşıya geçebilirsiniz” şeklindeki sesli sinyalizasyon sistemleri yaygınlaşmaktadır. Bunların sayısı hızla arttırılmalıdır. Ancak sesli sinyalizasyonun olduğu yerde ihtiyaç üzerine bazen trafik polisleri de görev yapmaktadırlar. Bu durumda sürücüler sinyalizasyona değil polisin idaresine tabidir. Oysa o caddeden karşıdan karşıya geçmek üzere olup da polisin varlığını fark etmeyen ve “şimdi karşıya geçebilirsiniz” yönelgesini duyunca yolu geçmeye kalkışan görme engelliler kaza tehlikesi yaşamaktadırlar. Böyle durumlarda sesli sinyalizasyonun durdurulması konusunda trafik polislerine gerekli eğitimin verilmesi lüzumludur.

ALT VE ÜST GEÇİTLER
Tekerlekli sandalye kullananların trafikte karşıdan karşıya geçmelerine yarayan alt ve üst geçitler, görme engelliler için de en güvenli ve bağımsız karşıdan karşıya geçme yapılarıdır. Körler için ihtiyaç olmadığı halde ortopedik engellilerle birlikte düşünüldüğünde geçitlerin asansörlü yapılması lüzumludur.

KAMUSAL BİNALARDA SESLİ SİNYALİZASYON
Bazı batı ülkelerinde kamu binalarının damlarına istenildiğinde ses çıkaracak sinyal cihazları yerleştirilmektedir. Görme engelliler ellerinde bulunan ve uzaktan kumandayı andıran cihazlarla, bu binaların yakınlarına geldiklerinde bir sinyal göndererek kamu binalarının üzerindeki ses kaynağını çalıştırmakta ve böylece binanın yerini duyarak anlamaktadırlar.

ŞEHİR İÇİ OTOBÜSLERDE SESLİ SİNYALİZASYON
Bazı batı ülkelerinde otobüslere yerleştirilen audio sistemleri ile yaklaşılan durağın hangisi olduğu metrodaki gibi sesle duyurulmaktadır. Durağa yanaşan otobüs aynı sistemle dışarıya hangi yöne gittiği bilgisini de sesli olarak anons eder. Bu da görme engelliler için önemli bir hareket kolaylığı sağlar.

GPS UYDU SİNYALLERİYLE YÖN TAYİNİ
Bilindiği gibi cep telefonları uydu sinyalleri yardımıyla bulunulan mekanın adını ekranda gösterebilmektedir. İşte bu teknoloji görme engellilerin istedikleri yer ve binalara ulaşmaları için son derece büyük bir katkı sağlayabilmektedir. Çevredeki kamusal bina, hastane, market, alış veriş merkezi gibi yapıların yerlerini cep telefonlarına gelecek sinyal yardımıyla öğrenebilmektedirler. Cep telefonlarına ekranı seslendiren özel programlar yüklenmektedir ve kullanımı ülkemizdeki görmeyenler arasında da yaygınlaşmaktadır. Burada önemli olan, gerekli bina ve iş yerlerinin konum koordinatlarının uydu sistemine girilmiş olmasıdır. Amerika'da ulaşılmaya çalışılan hedef, ülkedeki en küçük ağaca kadar bütün açık alan bilgisinin uydulardaki veri sistemine yüklenmesidir.”

Bakmadan Geçme