Tüm Emekli-Sen, Emekliye ek zam verilsin
Tüm Emekli-Sen (Tüm Emekliler Sendikası) Fethiye Temsilciliği üyeleri Fethiye'de bir araya gelerek yaptıkları basın açıklamasında, hükümet yetkililerinin emeklileri görmezden geldiklerini ifade ederek, geçinemediklerini ve isyanda olduklarını belirttiler.
Türkiye genelinde olduğu gibi, Tüm Emekli-Sen Fethiye Temsilciliği üyeleri de Fethiye'de bir araya gelerek eylem yaptılar. Fethiye Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi önünde bir araya gelen sendika üyeleri, ellerinde “Emekliye Ek Zam Verilsin”, “İnsanca Yaşamak İstiyoruz”, “Geçinemiyoruz, İsyandayız”, “Asgari Ücretten Vergi Alınmasın”, Temel İhtiyaçlarından KDV Kaldırılsın” yazılı pankartlar taşıdılar.
Yaklaşık 30 sendika üyesinin bir araya geldiği eylemde, sendika adına basın açıklamasını Ali Aldan isimli emekli vatandaş okudu. Aldan açıklamasında, “Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Ülkemizde yaşanan ekonomik, toplumsal ve siyasal kriz; bir yıldan fazla süredir devam eden korona virüs salgınıyla daha da derinleşmiştir. Bu yok edilen sosyal devlet anlayışı sonucu dar gelirli ve yoksul toplum kesimlerine destek verilmemesine, sağlık, eğitim, ulaşım gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilmesine bağlıdır. Bu kriz tüm toplumu, özellikle de emeğiyle geçinen, işçi, memur, küçük üretici, esnaf ve emeklileri derinden etkileyen, iktidarın yönetememe krizidir. Siyasal krizi aşma yöntemi olarak öne sürülen Başkanlık Sistemi/Tek Adam rejimi, değişikliği sistemin antidemokratik karakterini daha da derinleştirmiştir. Baskıcı ve otoriter uygulamalar artmış, hukuk düzeninden hızla uzaklaşılmış, devlet politikası haline getirilen İslami ve gerici politikalarla artık kurumsal olarak savunulacak bir laiklik bırakılmamış, parlamento iyice işlevsizleşmiş, bütün bir kararnamelerle yönetilir hale gelmiştir. Bu haliyle salgın yönetimi de dahil toplumun geleceği Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında şekillenmektedir” dedi.
Açıklamasını sürdüren Aldan, “Biz emeklilerin içinde yer aldığı özellikle yaşlı gruplar, salgın koşullarında hizmetlere ulaşmakta sorunlar yaşadık ve daha çok etkilendik. Dünyada ve ülkemizde salgın, koruyan, gözeten sağlık hizmetlerine olan ihtiyacı, gözler önüne sermiş, özelleştirilen sağlık sisteminin sorgulanmasına da yol açmıştır. Bizler bu ülkenin emekleriyle üretenleri ve çalışanlarıydık. Dilenci olmadık yalnızca emekli olduk. Sesimizi duyurmaya çalıştığımız sizlerde bir gün emekli olacaksınız. Bilmelisiniz ki ülkenin bütün değerlerini, bugünlerini emekleriyle yaratan emekliler açlığa, yoksulluğa mahkum edilmiş durumdadırlar. Çok uzun yıllardan beri emekli aylıkları yoksulluk sınırının altında yer almaktadır. Temel ihtiyaç maddelerine yılbaşından bu yana yapılan zam oranlan nerdeyse yüzde 50 civarındadır. Asgari ücretin 2 bin 825 TL olduğu ülkemizde 13,5 milyon emeklinin, 8 milyonunun 2 bin TL'nin altındadır. Bu da gösteriyor ki, emeklileri yoksulluk sınırının altında bırakmak yetmezmiş gibi açlığa da mahkûm etmek istemektedirler. Emekli aylıklarına yapılan zamların yeterli olduğunu savunanlar; hayatlarında bir gün bile pazara çıkmamış, elinde file ile alışveriş yasmamışlardır. Bizler emekliyiz, dilenci değil. Sadaka beklemiyoruz. Haklarımızı istiyoruz. İkramiye adı altında, iki dini bayram öncesi verilenler ise bayram harçlığına, emekliler için bir aşağılama aracı haline dönüştürülmüştür. Sözün kısası geçinemiyoruz. Emeklilere insanca yaşam sağlayacak, bir aylık verilmesi zor değil. Siyasi bir tercihtir. Siyasi iktidar tercihini, emekçilerden, emeklilerden, yoksullardan yana değil, sermayeden yana kullanmaktadır. Emeklilerin daha fazla açlığa, yoksulluğa ve aşağılanmaya gücü kalmamıştır. Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. Emekliler kendilerini açlığa mahkum edenlere, yok sayanlara, görmezden gelenlere karşı seslerini duyurmaya, demokratik tepkilerini göstermeye kararlıdırlar. Sağlık, barış ve kardeşlik içinde insanca bir yaşam hepimizin hakkıdır. Emekliler olarak bu yaşamı elde etmek için, mücadelemize devam edeceğiz. Yoksuluz, isyandayız, geçinemiyoruz” ifadelerini kullandı.