TECAVÜZ DAVASI GİZLİ GÖRÜŞME ALTINDA YAPILDI

Fethiye'nin Gebeler Kaplıcası'nda B.S. isimli kadına ikisi 18 yaşından küçük toplam 8 kişinin toplu tecavüz iddiası ile ilgili olarak Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davayı izlemek üzere Türkiye'nin değişik bölgelerinden 100'ü aşkın kadında gelirken, 'Adliye binası önünde eylem yapan kadınlar tecavüzcülerin tutuklu yargılanmasını istiyoruz' diye bağırdılar. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma 18 yaşından küçük 2 şüphelinin dosyası ile birleştirilince duruşma gizli olarak yapıldı.Fethiye'de 2007 yılının Haziran ayında gerçekleştiği iddia edilen toplu tecavüz olayının Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında 2'si 18 yaşından küçük olmak üzere toplam 8 kişinin yargılanmasına devam edildi. Aralarında ilköğretim müfettişi ve emekli öğretmenlerinde bulunduğu 8 kişiden 3'ü gizli olarak yapılan duruşmada savunma yaparlarken, bazı tanıklarda dinlendi. Şüpheliler G.K., V.K., S.K., V.K., A.N.O., M.K. ile birlikte 18 yaşından küçük şüpheliler G.K. ve F.K. ve avukatları ile mağdure B.S.'nin 20'ye yakın kadın avukatlarının katıldığı gizli duruşmada şüpheliler V.K., S.K. ve V.K'nın savunma yaptıkları bazı tanıklarında dinlendiği öğrenildi. Fethiye Emniyet Müdürlüğü Polis Ekipleri'nin yoğun güvenlik önlemi aldığı duruşma sırasında aşırı sıcaktan bunalan eylemciler zaman zaman yerlere oturup duruşmanın sona ermesini beklediler. Mağdurenin avukatlarının şüpheliler için tutuklama istemlerinde bulundukları duruşma sırasında olay yaşanmadı. Bu arada duruşma için basta İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır'dan olmak üzere Türkiye'nin değişik illerinden 100'ü aşkın kadın öğle saatlerinden itibaren Adliye binası önünde toplanıp, 'Tecavüzcüler tutuklansın. Erkek yargıya isyandayız. Erkek adalet değil, gerçek adalet. Erkek şiddeti sonsuza kadar sürmeyecek. AKP tecavüzü koruma, AKP, AKP duy sesimizi, bu kadınların isyan sesleri' diye bağırdılar. Ellerinde 'Erkek devlet tecavüzüne son, tecavüzcüleri korumak, tecavüze ortak olmaktır. Devlet elini bedenimden çek. Baro başkanı tecavüzcüleri koruma, avukatları olma. Tecavüzcünün öğretmen olması onu aklamaz. Tecavüzcülerin tutuklu yargılanmasını istiyoruz. Tecavüzcüler hala tutuklanmadı' yazılı afiş ve pankartlar taşıyan kadınlar sık sık tezahüratlarda bulunup, seslerini mahkeme salonuna kadar duyurdular. Sık sık zılgıtlar çeken ve düdükler öttüren kadınlar şüphelilerin avukatlarına da 'Yuhh' çektiler. Tecavüze karşı kadın inisiyatifi adına 3 ayrı kadın basın açıklamasında bulunurken, 'Fethiye'de bir kadın arkadaşımıza yönelik toplu tecavüz olayının failleri kadınların 3 yıl süren mücadelesi ve dayanışması sonucu yargılanıyor. Bugün üçüncü duruşma görülüyor. Bizler davanın ilk duruşmasından beri çok sayıda kadın avukat ve Türkiye'nin dört bir yanından kadınlar buradaydık. Tecavüzcüler cezalandırılana kadar da burada olmaya devam edeceğiz' dediler.Basın açıklamasında olay bir kez daha hatırlatılırken, 'Bir kadın arkadaşımız 2007 yılı Haziran ayında Muğla'nın Fethiye İlçesi Gebeler Kaplıcası'nda içlerinde Milli Eğitim Müfettişi ve öğretmenlerinde bulunduğu sayısı tespit edilemeyen kişilerin tecavüzüne işkencelerine maruz kalmıştır. Arkadaşımızın susmayıp yaptığı hukuksal başvuru sonucunda kadının samimi beyanı ve Adalet Bakanlığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu olayla ilgili yaptığı inceleme neticesinde 'Mevzu geçen ırza geçme olayı neticesinde travma sonrası stres bozukluğu adı verilen ağır nevroz hali tespit edilmiştir' şeklinde tecavüzü ve etkilerini anlatan rapor verilmiştir. Bu rapora rağmen başvurular sonuçsuz kalmış. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuru kabul edilerek yazılı emir yolu ile bozma başvurusu kadın örgütlerinin eylemleri ve olayın basına yansıması ile dava açılabilmiştir ancak tecavüzcülerden henüz tespit edilemeyenler olduğu gibi tespit edilen tecavüzcülerin yargılanma sürecine de yargının erkek egemen bakışı hakimdir' denilerek, 'Yargılanmakta olan tecavüzcüler tutuklanmalıdır. Tecavüzcülerin Muğla Baro Başkanı olan avukatı ve baro sekreteri görevlerinden istifa etmelidir. Tecavüz ve tacizlerde kadının beyanı esas alınmalıdır. Erkek susuz olduğunu kanıtlamalıdır. Kadınlara yönelik şiddette haksız tahrik ve iyi hal indirimi kaldırılmalıdır' denildi.