Mutluluğun peşinde doğru yolda mıyız?
İnsanların mutlu olmasının önündeki engelleri değerlendiren Prof. Dr. İbrahim Özdemir, 'Mutluluk, insanoğlunun en kalıcı arzuları arasında yer alır. Bununla birlikte çoğu zaman en zor elde edilendir de.' dedi. Mutluluğun önündeki engellerden birinin, mutluluğun kesintisiz bir olumlu duygular zinciri olduğu beklentisiyle ilgilidir olduğunu söyleyen Prof. Dr. İbrahim Özdemir, 'Eğer kaygıları mutluluksa, insanlar genellikle yanlış şeylerin peşinden koşarlar.' dedi.
Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir, insanların mutlu olmasının önündeki engelleri ele aldı.
Mutlu insanlar daha üretken olma eğilimindeler
2023 yılının başında New York Times’ın, okuyucularının mutluluğunu artırmayı amaçlayan "Yedi Günlük Mutluluk Mücadelesi" başlıklı bir yazı dizisi yayımladığını anlatan Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Ünlü bir gazetenin neden mutlu olmayla ilgili bu kadar uzun ve ayrıntılı bir araştırma yazısı hazırladığı merak edilebilir. Ancak cevap açık ve net: Mutluluğu takip etmek, hayatın anlamını bulmamıza, stresi azaltmamıza ve daha sağlıklı bir hayat sürmemize yardımcı olabilir. Dahası mutlu bireyler, daha pozitif ilişkilere sahip olma eğilimindedirler ve genel hayat tatminleri daha yüksek olur. Bu nedenle mutluluğu takip etmek, kişisel ve toplumsal düzeyde daha iyi bir hayat kalitesi ve iyi oluş hali sağlama potansiyeline sahiptir. Mutlu insanlar aynı zamanda daha üretken olma eğilimindedirler ve hayatlarını daha olumlu bir şekilde etkileyebilirler. Sonuç olarak, bireylerin mutlu olması kişisel ve toplumsal mutluluğu artırabilir ve daha tatmin edici bir yaşam sunabilir.” dedi.
Mutluluk, insanoğlunun en kalıcı arzuları arasında yer alır
“Mutluluk, insanoğlunun en kalıcı arzuları arasında yer alır. Bununla birlikte çoğu zaman en zor elde edilendir de.” diyen Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Dr. Ben-Shahar’ın onlarca yıldır mutluluk konusuna kendini adadığını, çok satan kitaplar yazarak, mutluluk üzerine dersler verdiğini ifade ederek, Dr. Ben-Shahar’ın "Sadece iki tür insan acı verici duygular yaşamaz: psikopatlar ve ölü insanlar" dediğini ifade etti.
Dr. Tal Ben-Shahar'a göre mutluluğun "kişinin bütünsel iyi oluşu" anlamına geldiğini dile getiren Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Mutluluk, hayatın karmaşıklıklarını kabul etmeyi ve bu zorluklardan gelişim fırsatları yaratmayı içerir. Dr. Ben-Shahar, sürekli mutlu olanların peşinde koşmak yerine, daha benzersiz bir yaklaşım olan ‘psikolojik büyüme sistemimizi güçlendirmeyi’ öneriyor.” diye konuştu.
Mutluluk nedir?
Prof. Dr. İbrahim Özdemir, mutluluk konusundaki görüşlerini şöyle açıkladı:
“Benim görüşüme göre mutluluk beş unsurdan oluşur: manevi olarak iyi oluş (anlam ve amaç), fiziksel iyi oluş (beslenme, egzersiz, uyku), entelektüel iyi oluş (merak, derin öğrenme), ilişkisel iyi oluş (başkalarıyla geçirilen kaliteli zaman; nezaket ve cömertlik) ve duygusal iyi oluş (acı veren duyguları kucaklamak; olumlu duygular geliştirmek). Bu beş unsurun birbirine bağlı bir toplamı olarak mutluluk, zevk almaktan çok daha fazlasıdır.” dedi.
Aristoteles'in de belirttiği gibi, mutluluğun hayatın nihai amacı olduğunu da dile getiren Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Bu da gündelik hayatımızı nasıl geçireceğimize, nihayetinde bizi daha mutlu edeceğini düşündüğümüz şeylerin yön verdiği anlamına gelir. Bu iyi ya da kötü bir şey değildir. Doğanın kanunu gibi basitçe böyledir. Örneğin dünyadaki açlığı ortadan kaldırmak gibi önemli bir amaç için yorulmadan çalışan insanlar bile bunu, yaptıkları işi anlamlı buldukları için yaparlar. Anlam, mutluluğun bir unsurudur.” şeklinde konuştu.
Mutlu olmamızın önünde ne engel var?
“Mutluluğun önündeki engellerden biri, mutluluğun kesintisiz bir olumlu duygular zinciri olduğu beklentisiyle ilgilidir. Aslında bu beklenti insanların mutluluğu tatmasını engeller. Bunun nedeni, acı veren duyguların onları reddettiğimizde ortadan kalkmamasıdır. Sadece daha da güçlenirler.” diyen Prof. Dr. İbrahim Özdemir, şöyle devam etti:
“İkinci engel ise mutluluğu başarı ile eş tutmakla ilgilidir. Mutluluğun para, şöhret veya övgü gibi belirli hedeflere ulaşarak elde edilebileceğine dair yaygın bir inanç vardır. İnsanlar sonunda başarıya ulaştıklarında otomatik olarak mutlu olacaklarını düşünme eğilimindedirler. Oysa durum böyle değildir. Dolayısıyla, eğer kaygıları mutluluksa, insanlar genellikle yanlış şeylerin peşinden koşarlar.
Üçüncü engel ise insanların mutluluğun peşinden koşma biçimleriyle ilgilidir. Pek çok nedenden ötürü mutlu olmak isteriz. Ne de olsa bize sürekli olarak mutluluğun sağlığımız, ilişkilerimiz ve iş sonuçlarımız için iyi olduğu söylenir. Ayrıca mutlu olmak iyi hissettiriyor!”
Mutluluğun peşinden gitmenin en iyi yolu nedir?
Mutluluğun peşinden doğrudan koşmanın insanlara zarar verebildiğini kaydeden Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Mutluluğun peşinden dolaylı olarak koşmak ise onu metaforik renklerine ayırarak refahımıza katkıda bulunabilir. Bizim için anlamlı olan şeylere daha fazla zaman ayırmak, bir meditasyon pratiğine başlamak, egzersiz yapmak, iyilik yapmak, yeni bir şeyler öğrenmek ya da sahip olduklarımız için minnettarlığımızı ifade etmek, mutluluğun peşinden gitmenin dolaylı yollarıdır. Mutluluk çoğu zaman muhteşem bir fikir gibi görünebilir. Oysa bölüşür ve fethedersek çok daha fazlasına ulaşabiliriz.” dedi
Mutlu olmak istiyorsanız belirli bir şeyi elde etmelisiniz mesajı pazarlanıyor
“Mutluluk hakkında neden bu kadar yanlış bilgilendiriyoruz?” sorusuna da yanıt veren Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Bunun nedeni, yakın çevremiz, medya, reklamlar ve kişisel gelişim kitapları tarafından bize sunulan yanlış hikayelerdir. Sıklıkla pazarlanan mesaj şudur: Mutlu olmak istiyorsanız belirli bir şeyi (örneğin bir eş, iş, mal mülk, para) elde etmelisin. Bu mutluluk modeli, eksikliğini duyduğunuz şeyi elde etmenize dayanır ve bu eksikliği doldurmanız şartıyla sürekli mutluluk vaat eder. Bu yanlış inançlar, mutlu olmak için gerçekten ne gerektiğini yanlış yorumlayarak bizi yoldan çıkarır.” dedi.
Mutluluğu geliştirmek için çok çalışmak gerektiğini kabul etmek önemli…
Mutluluk için gerekenlere de vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Birincisi, ne bekleyebileceğimiz konusunda daha alçakgönüllü olmak. İkincisi, mutluluğu geliştirmek için çok çalışmak gerektiğini kabul etmek. İnsanlar genellikle mutlulukta ustalaşmak için bir kitap okumanın ya da bir atölye çalışmasına katılmanın yeterli olduğunu düşünür. Oysa piyano çalmayı ya da tenis oynamayı öğrenmek isteyen biri, bu konuda bir kitap okumanın onu harika bir müzisyen ya da sporcuya dönüştüreceğine inanır mı? Hayır.” şeklinde konuştu.
Mutluluğun keşfedilebilecek üç seviyesi var…
Mutluluğun keşfedilebilecek üç seviyesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “İlk seviye evrensel düzeydir. SPIRE unsurları (Ruhsal, Fiziksel, Entelektüel, İlişkisel ve Duygusal) evrenseldir. Tarih boyunca her yerde insanlar, hayatta kalmanın bir anlam ve amaç duygusuna ihtiyaç duymuştur. Hareket etmek, beslenmek, öğrenmek ve merak etmek, hepimizin paylaştığı temel ihtiyaçlardır. İkinci olarak kültürel düzeyi göz önünde bulundurmalıyız. İnsan deneyiminin evrenselliğini kabul ettikten sonra, özellikle mutluluk verici uygulamalar önerirken, kültürel farklılıkların dikkate alınması önemlidir. Son olarak kişisel düzey vardır. Aynı kültürde, hatta aynı ebeveynler tarafından yetiştirilen iki kişi bile radikal biçimde farklı olabilir. Bu üç düzey de insan mutluluğunu anlamak için önemlidir.” dedi.
Seyahat etmek, kendimizi tanımak için fırsat sunar
Nasıl mutlu olunacağı konusunda diğer kültürlerden de öğrenileceklerin olduğuna işaret eden Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Seyahat etmek, kendimizi tanımak, evrensel olanı keşfetmek ve farklılıklardan ders çıkarmak için bir fırsat sunar. Seyahat bizi yeni şeyler denemeye teşvik eder. Bu, yemek için olduğu kadar var olma ve düşünme biçimleri için de geçerli.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. İbrahim Özdemir, mutluluk konusunda çıkarılacak dersleri de “Mutluluk, eğer onu unsurlarına ayırabilirsek, insanların daha çok ulaşabileceği bir şey olabilir. Mutluluk ruhen, bedenen, zihnen, ilişkiler açısından ve duygusal olarak farklı unsurlardan oluşur. Belki de mutluluğun peşinden gitmenin en iyi yolu dolaylı yoldan gitmektir. Yani onu aramamaktır.” şeklinde sıraladı.