Milli Savunma Bakanı Akar ve TSK komuta kademesi Aksaz'da
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi ile Aksaz Deniz Üz Komutanlığı'na gelerek Kaplan Pençesi 2020 Tatbikatı'nı takip etti. Bakan Akar, Yunanistan'ın 3 ayda 46 NAVTEX, 1 Ekim'den itibaren de Ege ve Doğu Akdeniz'de toplam 22 eğitim sahası ilan ettiğini belirterek, Bunlardan sadece ikisini kullandı. Bunların iyi komşuluk ilişkilerinin karşıtı olduğunu da kendilerine bir kez daha hatırlatmak istiyorum' dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi ile Aksaz Deniz Üz Komutanlığı'na gelerek Kaplan Pençesi 2020 Tatbikatı'nı takip etti. Bakan Akar, Yunanistan'ın 3 ayda 46 NAVTEX, 1 Ekim'den itibaren de Ege ve Doğu Akdeniz'de toplam 22 eğitim sahası ilan ettiğini belirterek, "Bunlardan sadece ikisini kullandı. Bunların iyi komşuluk ilişkilerinin karşıtı olduğunu da kendilerine bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Kaplan Pençesi 2020 Tatbikatı'nı yerinde takip etmek üzere Aksaz Deniz Üs Komutanlığına gelen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, burada brifing aldı. Donanma Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Akar ve TSK komuta kademesi, Güney Görev Grup Komutanlığı Üs Savunma Harekat Merkezi'ne geçerek tatbikata ilişkin bilgi aldı.
Aksaz Bölgesi ve Akdeniz'in uluslararası suları ile hava sahasında icra edilen Kaplan Pençesi 2020 Tatbikatı; Muharip Hava Kuvvetleri Komutanlığının kontrol ve yönetiminde, fiili uçuşlu ve atışlı olarak gerçekleştiriliyor. Müşterek tatbikatla, TSK'nın muhtemel bir müşterek harekatta hava sahası kontrol usul ve yöntemleri ile koordinasyon usullerini deneyerek geliştirmek, yeni taktik ve yöntemlerin uygulanabilirliğini kontrol etmek amaçlanıyor. Tatbikatta, 21 uçak, bir helikopter, bir fırkateyn, 2 hücüm bot, bir yardımcı gemi, İHA'lar ile çeşitli hava savunma sistemleri de görev alıyor.
Brifingin ardından personele de hitap eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şanlı bir tarihe sahip olan Deniz Kuvvetleri'nin yapılması gereken ne varsa başarıyla icra ettiğini kaydederek bundan sonra da mavi vatan denizlerde de icraatların başarı ile devam edeceğini kaydetti. TSK'nın temel vazifesi olan egemenlik, bağımsızlık, milletinin güvenliğini sağlamak için yapılması gereken ne varsa büyük bir kararlılıkla yerine getirdiğini kaydeden Bakan Akar, “Başta FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı ‘Ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı içinde mücadelemizi bugüne kadar sürdürdük, büyük başarılar elde ettik. Yine aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
"Diyaloğa hazır olduğumuzu söylüyoruz”
Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta tüm sorunlara iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde siyasi çözümlerin bulunmasından yana olduklarını ve bununla ilgili yapılması gereken ne varsa yapmak için hazır olduklarını ifade eden Bakan Akar, “Dün de bugün de aynı noktadayız. Konuşmalarla, görüşmelerle bu problemlerin çözülebileceğini, bunları çözmek için bize düşen neyse bunlara, diyaloğa hazır olduğumuzu söylüyoruz” diyerek bu konuda Yunanistan'ın son derece yavaş, isteksiz olduğu gibi diğer taraftan da özellikle basın yoluyla her türlü gerçek dışı iddialar ve taleplerle gerçekleri saptırmaya devam ettiğini söyledi.
Türkiye'nin gerginlikten, gerginliğin tırmanmasından yana olmadığını ve bir an önce barışın ve huzurun gelmesinden yana olduklarını kaydeden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Maalesef gerginliği tırmandıranlar komşumuz. Gerginliği artıranlar komşumuz, diyalogdan kaçanlar komşumuz. Bütün ellerinden geleni yapıyorlar fakat biz de diyoruz ki tüm bunlara rağmen elimizden geleni yapacağız ve hiçbir şekilde ülkemizin, milletimizin hak, alaka ve menfaatlerini çiğnetmeyeceğiz, hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin ve KKTC'nin içinde olmadığı hiçbir çözümün de çözüm olmayacağını herkesin bilmesi gerektiğini tekrar tekrar dile getiriyoruz” dedi.
Yunanistan'ın üç ayda 46 NAVTEX, 1 Ekim'den itibaren de Ege ve Doğu Akdeniz'de toplam 22 eğitim sahası ilan ettiğini ve bunlardan sadece ikisini kullandığını dile getiren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Bunların iyi komşuluk ilişkilerinin karşıtı olduğunu da kendilerine bir kez daha hatırlatmak istiyorum” diyerek devam ettiği konuşmasında, “Türkiye ve Yunanistan arasındaki Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunlar bir şekilde Yunanistan'ın çekilip bunun sanki Türkiye ile AB arasında bir sorunmuş gibi göstermeye çalışması gerçeklere tamamen aykırı. Sorun varsa, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlardır. Bu problemleri Türkiye-AB olarak göstermeye çalışıyorlar. Bu kesinlikle gerçekleri yansıtmamaktadır ve beyhude bir gayrettir” ifadelerini kullandı.
“Yunanistan anlaşmaya aykırı hareket ediyor”
Dünyanın hiçbir yerinde 6 mil karasuyu, 10 mil hava sahası olmayacağını herkesin bildiğini, hatta bunu ABD'lilerin de ifade etmeye başladığını belirten Akar, “Anlaşma yapılmış, bu anlaşmalara göre 23 adanın silahsızlandırılması, gayri askeri statüde olması gerekirken bunlar silahlandırılıyor. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Oradaki 26 ada silahlandırılmış durumda. Anlaşmaya aykırı. Kim bozuyor anlaşmaları? Bunların bilinmesi lazım. Burada bir takım oldu-bittilerle bir takım yerlere varmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin hak alaka ve menfaatlerini korumakta, kollamakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da muktediriz” diye konuştu.
“ABD'nin aldığı kararın yanlış olduğunu görmesini ve bu karardan dönmesini bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde savunma sanayii konusunda yüzde 70'lere ulaşan yerlileşme ve millileşme oranına ulaşıldığını belirten Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD'nin S-400'lere ilişkin yaptırım kararına yönelik ise, “CAATSA'nın hem komşumuz hem de müttefikimiz olan bazılarını sevindirmesini hayretle karşılıyor ve not ediyoruz. Bunun bilinmesi lazım. 1982'lerden itibaren bir hava savunma ihtiyacımız var. Bu ihtiyacımızı karşılamak için çeşitli çalışmalar yapıldı. 90'larda bu çalışmalar yoğunlaştı. Özellikle 2011'de Suriye'deki olaylarla birlikte bu ihtiyacımız arttı. Burada saklı, gizli bir şey yok. Her şey açık. Son derece şeffaf görüşmelerle, konuşmalarla bu tedarik süreci başladı ve gerçekleşti. Şu anda muayene ve kontroller yapılmakta. Bizim siyasi, askeri, ekonomik ve teknolojik faktörler çerçevesinde yaptığımız planımız var. Bu plan çerçevesinde faaliyetlerimiz planlandığı şekilde devam etmektedir. Olaylara soğukkanlı şekilde baktığımızda ABD'nin bu aldığı kararın yanlış olduğunu görmesini ve bu karardan bir an önce dönmesini, bu kararın sadece Türkiye'yi değil aynı zamanda NATO ittifakını, aynı zamanda da ABD'nin buradaki bir takım çalışmalarını da olumsuz etkileyeceğini görmelerini bekliyoruz. Bu konuda biz aldığımız karar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.