Milletvekili Ergun'dan gündem analizi
İyi Parti Yerel Yönetimler Başkanı Ve Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun FRT TV'de yayınlanan Gündem Analiz Programı'na konuk oldu. Programda Necati Kanbur'un sorularını yanıtlayan Ergun güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesinin önemini, maden arama ruhsatı verilmesi, orman yangınları, Rusya Ukrayna savaşı ve ekonomi yönetimi ile ilgili konular hakkında görüşlerini ifade etti.
FRT TV'de canlı olarak yayınlanan Gündem Analiz Programı'nın bu haftaki konuğu İyi Parti Yerel Yönetimler Başkanı Ve Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun oldu. Programda Necati Kanbur'un sorularını yanıtlayan Ergun orman yangınlarından Rusya Ukrayna savaşına kadar birçok konuya değindi.
“CUMHURBAŞKANI SİSTEMİ, ADETA KÖTÜLÜKLERİN ANASI”
Yaklaşık 2 saat süren programda birçok konuda açıklamalarda bulunan Dr. Metin Ergun, Cumhurbaşkanlığı sisteminin uygulanmaya başladığı Haziran 2018'den bugüne kadar geçen zamanda Türkiye'nin geldiği durumla ilgili açıklamalar yaptı. Milletvekili Ergun 2018 yılından bu zamana kadar geçen zamanda ülkenin geldiği durumla ilgili olarak uluslararası araştırma kuruluşları tarafından yapılan araştırmaların verilerini paylaştı. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili de görüşlerini aktaran Ergun “Bugün ki Cumhurbaşkanının kullandığı yetkileri kullanacak bir Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Sistem ona izin vermeyecek. Bütün bu yetkilerin ağırlıklı olarak artık başbakanlığa verildiği, devredildiği bir sistem oluşturuyoruz. O çok uzun sürmeyecek, tek seçimde hepsi olabiliyor. Yani ilave yeni bir seçime ihtiyaç yok. Cumhurbaşkanı partiler üstü bir durumda olması lazım. Partili biri seçilebilir ama seçimle birlikte artık partilerle ilişkisi kalmaması lazım. Cumhurbaşkanını 7 yıllık bir dönemlik seçmeyi tasarlıyoruz. 28 Şubat tarihinde açıkladığımız tasarı da Cumhurbaşkanı 1 dönemlik seçiliyor 7 yıllığına seçiliyor. Dolayısıyla bir dönemlik olduğu için oy kazanma, particilik yapma diye bir şeyi yok. Ondan sonra da siyaseten aktif politikanın dışında kalacak. Burada bu dönemde Cumhurbaşkanlığının birleştirici gücü ortadan kalktı. Bir ağırlığı vardı, bir araya getirme gücü kalktı çünkü mevcut partili Cumhurbaşkanı sistem öyle bir sistem ki aynı zaman da parti genel başkanı olduğu için ister istemez ittifakının dışında ki partileri yerecek onlarla ilgili olumsuz şeyler söyleyecek kendisiyle ilgili olumsuz şeyler söyleyecek. Bu normal mi? normal, baktığınız zaman sistem bu şekilde. Ama bizim önerdiğimiz sistem de Cumhurbaşkanı 1 defalığına seçilecek ve bir daha aktif politika yapmayacak. 7 yıl sonra da aktif politikadan çekilecek. Dolayısıyla yeniden oy isteme yeniden kazanma arzusu olmayacak. Onun için o birleştirici güç dediğimiz yapıyı korumamız gerekiyor. Emin olun problemin anası partili Cumhurbaşkanı sistemi, adeta kötülüklerin anası. Kişilerin beceriksizliği yanlış tercihleri ama ilave olarak esas olanda yanlış bir sistem, kurgulanan bir sistem. Onun için bizim sistemimizde emin olun seçildikten sonra seçim oldu millet ittifakı kazandı bazı şeyler psikolojiktir. Bir gün sonra kendiliğinden olumluya döndüğünü göreceksiniz. 1 yıl içerisinde birçok göstergenin olumluya gittiğini göreceksiniz” dedi.
“GENÇLERİN % 70 İNDEN FAZLASI YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR”
İyi Parti olarak çok sayıda projenin lansmanını yaptıklarını ifade eden Ergun “Şu ana kadar bununla ilgili 3 tane büyük kalkınma kongresi yaptık. Şimdi 4.'süne hazırlanıyor arkadaşlarımız. Muhtemelen bayram sonuna o yapılacak. Her sektörle alakalı çözüm önerilerini üretmiş olan bir yapıyız. Şu an bir sistemsizlik söz konusu, bütün kurumların idaresi bir merkeze bağlanmış durumda. Dolayısıyla bu kurumların fonksiyonu zedelendi. İş göremez hale geldiler. Önce bu sistemi bir düzeltmemiz gerekiyor. Ondan sonra ekonomik, kalkınma ve kültürel projeleri uygulamaya başlamamız gerekiyor. Liyakati ortaya koymamız gerekiyor. Gençler umutsuzluğa kapılmış durumda. Türkiye'de ki gençlerin % 70 inden fazlası yurt dışına gitmek istiyor. Burada kalmak istemiyor. Esas meselemizin başında bu konu geliyor. Geleceğimiz olsun diye yetiştirdiğimiz gençlerin gözü yurt dışında. Bu insanı çok üzüyor. Hukukun olmadığı yerde liyakat ortaya çıkmaz. Bu arkadaşlarımız sadakatten yola çıktılar. Sadakatten nitelik çıkarmaya çalıştılar. Ama unutmamak gerekir ki nitelikli sadakat olmaz. Liyakatten nitelik çıkar. Sınavdan 50-60 puan alanlar bir yerlere girerken, 80-90 alan gençlerimiz tanıdıkları olmadığı için bir yere giremiyor'' ifadelerini kullandı.
“TEMENNİMİZ BİR AN ÖNCE SAVAŞIN BİTMESİDİR”
Rusya ile Ukrayna savaşının biran önce bitmesini temenni eden Ergun,'' Bir otoriter anlayışın başlattığı bir savaş. Kafasında imparatorluk hayali kuran bir yapının başlatmış olduğu bir savaş bu. Çok daha sertleşecek gibi görünüyor. İnşallah öyle olmaz. Bir an önce barış gelir. Ukrayna'nın bu direnişi ön görülmedi. Kısa sürede işi bitiririz diye düşünüyorlardı ama halk direndi. Rusya'nın cephede ciddi bir üstünlüğü söz konusu değil. Hatta yer yerde başarısızlıklar söz konusu. Bizim her ili ülkeyle ticari ilişkimiz var. Çok sayıda turist alıyoruz. Her iki ülkeye de sebze meyve ihraç ediyoruz. İhraçtan çok ithal edilen ürünler var. Şu ana kadar rezervasyonlarda ciddi bir iptal söz konusu değil aldığım bilgilere göre. Bizim turizmcilerimiz açısından göstergelere göre olumsuz bir durum şu an söz konusu değil. Temennimiz bir an önce savaşın bitmesidir'' dedi.
“MADENCİLİĞE KARŞI DEĞİLİZ”
Maden aramaları için zeytinliklerin kesilmesi hakkında konuşan Ergun,'' Benim ailem zeytinci benim de çocukluğum zeytinlerle geçti. Zeytin bütün kültürlerde ve dinlerde önemli bir meyve. Kuran'ı Kerim ‘de zeytinle ilgili 6 ayet söz konusu. Bir nevi bizim kültürümüzde ve halk inancımızda cennet meyvesi ağacı olarak geçen ağaçlardan biridir. Eski Yunan ve Roma kültüründe barışın sembolüdür. Zeytin bizim kültürümüzde evladiyelik ağaç olarak nitelendirilir. En uzun yaşayan ağaçlardan bir tanesi. Birkaç nesil değil, nesiller boyu miras kalan bir ağaç. Milas'ta gördüğümüz bir ağaç var. 3200 yıllık. Bilim insanları tarafından ölçülmüş. Benim ailemde 2000 yıllık ağaçlar var. Bu şekilde benim büyük büyük dedemden kalan zeytinlikler var. Hepsi anıt ağaç. Zeytinin ayrı bir kültürü var. Roma'yı, Bizans'ı, Osmanlı'yı görmüş. Temel gıda zinciri içerisinde en temel unsurlardan biri zeytin ve zeytinyağı. Dolayısıyla Cumhuriyet bununla ilgili bir sahiplenme yapmış, bunları koruma altına almış. Bir kanun çıkarmış. Daha 1939 yılında 3573 sayılı kanun diyor ki, zeytinliklerin etrafında 3 kilometre yakınına kadar zeytinyağı fabrikası tarzı tesisler hariç hiçbir tesis kurulamaz. Bu kanun duruyor. Anayasa'da tabiat varlıklarını, tarım arazilerini, tarım bitkilerini korumayla ilgili 45. maddede, bunları korumayla ilgili görev veriyor. Bu zeytinlikler Anayasa'ya göre de korunması gerekir. 31 Mart 2022 Perşembe günü bir yönetmelik değişikliği yapıldı. Bu yönetmelik değişikliği ile zeytin alanları, zeytinlikler maden faaliyetlerine açıldı. Bu Anayasa'ya, kanuna aykırıdır. Programın başından beri bu sistem öyle bir sistem ki kurumsuzluk ve kuralsızlık rejimi ortaya çıkardığını söyledim. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi bu. Kanunu değiştirebilir. Ama kanunu bile değiştirme gereği hissetmiyor. Yönetmelik değiştiriyor. Yönetmelik şu anda, zeytinle alakalı 31 Mart'ta zeytin alanlarının maden faaliyetlerine açılmasıyla ilgili yönetmelik adeta kanunun adeta kanunun üzerine çıkmış durumda. Hiyerarşi nedir? Anayasa, kanun ve o kanunu izah eden, işlemesini uygulamasını ortaya koyacak olan yönetmelik. El altta yönetmelik olması lazım. Şimdi tam tersine dönmüş durumda. Bu yönetmelik genel çıktı. Ama Akbelen'de de bir kömür işletmesi, bu yönetmelik çıkar çıkmaz, zeytin ağaçlarını kesmeye başladı. Yönetmelik yayınlandıktan iki gün sonra ben Danıştay'a dava açtım. Benim ailem bununla geçiniyor. Hemen dava açtım. Yürütmenin durdurulması ve iptal davası açtık. Bununla ilgili Danıştay, bakanlıktan savunma istedi. Bakanlık savunmasını geçen ay içerisinde gönderdi. Bu günlerde Danıştay'ın karar vermesini bekliyoruz. Davanın kabulü veya reddiyle ilgili. İnşallah zeytin ağaçları daha fazla yok edilmeden bir an önce karar verilir ve zeytin ağaçlarını kurtarırız diye düşünüyorum. Dava açılır açılmaz firma hemen zeytin ağaçlarını kesmeye başladı. Bunun arkası gelir. Erbaa'da başka ağaçlar kesiliyor. Erzincan İliç'de başka bir faaliyet. Ordu Fatsa'da başka bir faaliyet. Adeta talan edilme söz konusu. Madenciliğe karşı değiliz. Madencilik elbette yapılacak. Karşı olduğumuz ise şu; bu teknikle, geçmiş yüzyılların tekniğiyle bunu yapmayın. Asansör sistemine yönelin. Bu maliyeti arttıracak. Ben bunu genel kurul da birkaç defa konuştum. Bunlarla ilgili araştırma önergesi verdim. Diğer siyasi partiler de aynı şekilde önerge verdiler. Yine aynı şekilde 4 milletvekili olarak Sayın Genel Başkan Meral Akşener Hanımefendi'nin talimatı ile Akbelen'de bölgeye geldik. O bölge de bir basın toplantısı yaparak İktidara yönelik çağrı da bulunduk. Bu mücadelemizi sürdürüyoruz. Sürdürmeye de devam edeceğiz. Çeşitli oranlarda hesaplar yapılıyor. Zeytinyağı ve zeytin ağacı çok üstün olduğunu söylemek istiyorum. Zaten maden yok olan bir şey. Ama zeytini nesiller boyu kullanabiliyorsunuz'' ifadelerine yer verdi.
“KOSKOCA TÜRKİYE YANGINLARA 3 TANE UÇAKLA YAKALANDI”
Orman yangınları hakkında konuşan Ergun,'' Geçen sene ne yazık ki büyük yangınlar oldu. Ben o yangınların içindeydim. Çok koşturdum. 14 gün boyunca sürekli dağlardaydım. Bazı bölgeler sönene kadar yandı. Uçak yoktu. Hazırlık yoktu. Benim bu iktidar da bulduğum eksikliklerden biri de bu. Öngörülemiyor. Burası Akdeniz havzası. Bu bölgede yangın çok çıkar. Aynı anda büyük yangınlar da çıkabilir. Bu tip olaylar geçmişte de yaşandı. İktidar olarak yapılması gereken en kötü senaryoyu esas alarak hazırlık yapmaktır. Koskoca Türkiye yangınlara 3 tane uçakla yakalandı. Bunun her yere yetmesi mümkün değil. Helikopterler ile o yangınların sönmesi mümkün değil. Uçak gerekiyor. Türk Hava Kurumu bu sene de ihaleye sokulmadı. Nedeni ise uçağın 4.900 litre su alıyor olması. O uçaklar orada çürüyor. Gerekli kiralamayı da yapamamışlar. Sonrasında da perişan bir şekilde bütün ormanlarımız yandı. Ciğerlerimiz yandı. Sonrasında garip şeyler olmaya başladı. Ben bununla ilgili de soru önergeleri hazırladım ve gönderdim. Aylar geçti ve hala cevap gelmedi. Parlamento'nun yazılı soru önergesi hakkı var. Sorduğumuz soruların yüzde 95'i ne cevap verilmez hale geldi. İnsanların tapulu arazilerinin üstüne şerh konmuş. Ben bu nedir diye sordum. Vatandaş yanan zeytinliklerinde faaliyet yapmak istiyor. Tapuya gittiği zaman üzerine şerh var. Sonrasında basında çıkan dedikodular oldu. Adam neredeyse kendi zeytinliğine giremiyor. Bu büyük bir soru işareti. Bunu sorduk. Cevap verin ki biz de kamuoyuna açıklayalım'' dedi.
“KOYLAR'IN YEREL YÖNETİMLERE DEVREDİLMESİ LAZIM''
Fethiye'ye ve Dalaman'a bağlı koylarda mapa ve şamandıra yapılması ve işletilmesi ile ilgili olarak yapılan ihalelere de değinen Ergun,'' Koylarla ilgili dava açıldığını biliyorum. Bu konu Fethiye'de çok tartışıldı. Burada bir bölgenin ekonomisine etki edecek bir süreçten bahsediyoruz. Bir nevi birkaç şirketin eline geçmiş olacak. Bunun yerel yönetimlere devredilmesi lazım. Yerel yönetimlerin bunu işletmesi gerekiyor. Bölgenin milletvekili olarak görüşüm bu şekilde'' ifadelerini kullandı.
‘'TÜRKİYE GENELİNDE İYİ PARTİ YÜKSELİŞTE''
İyi Parti'nin yükselişte olduğunu söyleyen Ergun,'' Türkiye genelinde İyi Parti yükselişte. Tüm Türkiye genelinde teşkilatlarımız harıl harıl çalışıyor. Çünkü Genel Başkanımız çalışıyor. Genel Başkanımız hiç durmaksızın sürekli ziyaretlerde. Tüm Anadolu'yu karış karış gezerek vatandaşımızı dinliyor. Bu mana da Fethiye teşkilatımız da çok çalışkan bir teşkilat. Her geçen gün yeni isimler ailemize katılıyor. Ben sizin aracılığınızla yeni katılan arkadaşlara hoşgeldiniz demek istiyorum. er geçen gün Fethiye'de İyi Parti güçleniyor. Bayramdan sonra büyük katılımlar söz konusu. İnşallah biz 1. Parti olacağız. İnşallah Genel Başkanımızı da Başbakan yapacağız. Bizim gayretimiz bu'' dedi.