MEDENİ KANUNUN KADINLARA VERDİĞİ HAKLARDAN YİNE Mİ RAHATSIZ OLDUNUZ!

Türkiye'nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken...

  • 1038
Türkiye'nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var ikenİç ve dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten 1'inin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte; yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı… İktidarın müftülüklere de, resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır. Biz kadınlar sormak istiyoruz; Kadınlar her gün öldürülüyor iken,Her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor iken,Yoksulluk içinde iken,Çalışma hakları ellerinden alınıyor iken,Özgürlükleri gasp ediliyor ikenTek sorunumuz, evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır? SİZLER; MEDENİ KANUNUN KADINLARA VERDİĞİ HAKLARDAN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ! Mevcut şartlarda, Türkiye'de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye'de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikah kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir.12 yaşında imam nikahına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikaha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz. Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikahın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye'deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların %90'dan fazlası zaten Müslümandır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti'dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanunla hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır. Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki siyasi iktidarın son yıllarda 'dava' dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir. BİLİYORUZ Kİ; BU DÜZENLEMEYİ GETİRENLERİN EN BÜYÜK KORKUSU, DİRENEN, MÜCADELE EDEN KADINLARDIR! Türkiye'de kadınların sosyal statüsü 1926 medeni kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu medeni kanunu daha ileriye taşımaktır. Biz Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her tür uygulamanın karşısında olduğumuzu ve mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.BU DÜZENLEMEYİ DERHAL GERİ ÇEKİN!YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİYAŞASIN KADINLARCHP Fethiye Kadın Kolları Başkanı

Bakmadan Geçme