Kar yağışı göl ve akarsular için can suyu oldu
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, küresel iklim krizi ve kuraklık nedeniyle oluşan su krizinde kış sezonunda yağan kar ve yağışlarının önemli olduğunu, bunun yanında kentsel altyapıların da iklim değişikliğine hazırlıklı hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, küresel iklim krizi ve kuraklık nedeniyle oluşan su krizinde kış sezonunda yağan kar ve yağışlarının önemli olduğunu, bunun yanında kentsel altyapıların da iklim değişikliğine hazırlıklı hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Küresel iklim krizi ve kuraklık sonrası tüm dünyada olduğu gibi Türkiye ve Muğla'da sel baskınları, orman yangınları felaket boyutuna ulaştı. Karadeniz bölgesinde sel baskınları, İç Anadolu bölgesinde kuraklık ve Ege ile Akdeniz bölgesinde ise orman yangınları felaketi yaşayan Türkiye'nin, kış aylarının girmesi ile hem yağmur, hem de kar yağışı ile yaz aylarında yaşanabilecek su krizini bir nebze olsun çözdüğü açıklandı.
“Kentsel altyapımızı iklim değişikliğine hazır hale getirmemiz lazım”
Aralık ayında Muğla bölgesine hem yağmur hem de yüksek kesimlere yağan kar yağışı sonrası barajlar ve akarsular için önemli katkı sunacağını belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “Küresel iklim değişikliği dünya çapında etkilerini göstermeye devam ediyor. Geçtiğimiz dönemde de ülkemizde bu etkileri çok yoğun bir şekilde hissettik. Özellikle Karadeniz bölgesinde çok sayıda taşkınlara maruz kaldık. İç Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde yoğun kuraklık etkilerine maruz kaldık. Kıyı Ege Bölgesinde ve Akdeniz bölgesinde orman yangınlarına maruz kaldık. Bu etkilerin sonucu olarak ülkemiz yoğun bir şekilde su krizi ile karşı karşıya kalmıştı. Kış aylarının gelmesi ile beraber kar yağışı ve soğuk hava hareketlerini hissetmeye başladık. İklim değişikliğinin etkilerini genelde yağışın azalması olarak ifade etmemize rağmen bizim için esas önemli olan yağış rejiminin sürekli olması. Şiddetli yağan yağışlar akışa geçerek kentsel alanlarda taşkına sebebiyet veriyor. Aynı zamanda yer altı su seviyesinin artmasına neden olmuyor. Kar yağışı ise yüksek kotlu noktalarda düştüğü noktada kalarak özellikle yaz aylarının gelmesi ile beraber yer altı suyunu besliyor, göllerimizi besliyor, akarsularımızı ve kaynaklarımızı besliyor. Bu noktada da kar yağışı bizim için oldukça önemli. Bizim yapmamız gereken, kentsel altyapımızı iklim değişikliğinin etkilerine hazırlıklı hale getirmemiz lazım. Yüksek yağış aldığı zaman bunları tutacak rezervuarlarımız olması lazım. Kentsel alanlarımızda, şehirlerimizde taşkın oluşturmayacak alt yapının geliştirilmesi lazım. Bunları kış aylarında gelen yağışı yaz aylarında kullanacak mekanizmaların oluşturulması lazım” dedi.