GÖNEN, 'TÜRK HALKI YÜZLERCE YIL OKUMA YAZMA NEDİR BİLMEDEN YAŞAMIŞTIR'

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Fethiye Şub. Bşk. Avukat Ali Gönen,  öğretmen okullarının 175. kuruluş yıldönümü hakkında bir yazı yayınladı.

  • 1102
TAKİP ET

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Fethiye Şub. Bşk. Avukat Ali Gönen, öğretmen okullarının 175. kuruluş yıldönümü için yayınladığı yazıda, “ Cumhuriyete ve Ulusal Eğitime gönül vermiş değerli Fethiyeliler, değerli öğretmenlerimiz.
Bildiğiniz gibi Türk halkı yüzlerce yıl okuma yazma nedir bilmeden yaşamıştır. 16 Mart 1848 tarihine kadar öğretmen ve okul yüzü görmemiştir..
Ta ki 16 Mart 1848 de yani bundan 175 yıl önce Öğretmen Okullarının kurulmasına karar verilmekle kötü talihi iyiye dönmeye başlamıştır.
Burada bir konuya dikkatinizi çekmek isterim: TV programı hazırlamak için Anadolu' yu gezen insanlarımız bir kente bir kasabaya geldiği zaman ilk önce bir camiye gider, caminin ne kadar yüzyıllık olduğunu anlatır, tanıtımını yapar durur. Hiçbir gezginimizin yüzlerce yıl önce yapılmış bir okulu gezip tanıttığı görülmemiştir. Çünkü yüzlerce yıl öncesinden bu güne ulaşan bir okulumuz yoktur.
Sözün özü Anadolu insanının yalnızca camiye dayalı bir geçmişi, bir söylemi vardır.
Değerli Fethiyeliler, işte 16 Mart 1848 Türk insanının öğretmen ve okulla tanışmasına karar verilmiştir.
Öğretmenlerimizin o zaman ki adı Darülmuallim' dir.
26 Nisan 1870 tarihinde çıkarılan bir Yönetmeliğe göre de ilk kez İstanbul'un Sultanahmet semtinde Kız İlk Öğretmen Okulu açılmıştır.
Gelelim güzelim Cumhuriyet yıllarına.
1926 yılında çıkarılan Köy Muallim Okulları yasası ile yeni bir aşama kaydedilmiş, Milli Eğitim Bakanları Mustafa Necati ve Reşit Galip beylerin çabalarıyla daha çok okul açma daha çok öğretmen yetiştirme yoluna gidilmiştir.
Değerli halkım bu konuda bir toplantıyı özellikle vurgulamak isterim: Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşımızın en çetin günlerinde, Sakarya Meydan Savaşının devam ettiği 15 Temmuz 1921 tarihinde, Ankara' da öğretmenleri toplamış ve ulusal eğitim sorununu görüşmüştür.
Günümüzde ise biz öğretmen ve öğrencilerimizi okuldan uzak tutmak için ne gerekirse onu yapıyoruz.
Şimdi, Ahmet Kutsi Tecer'in bir şiirinden bir iki dörtlük okuyalım:
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta,
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
……….. ………… ……..
Evet orda bir köy var, bir ev. bir dağ var uzakta ama, henüz hiç birine gidilememiştir.
İşte yüzlerce yıl gidilemeyen bu köylere, bu evlere gitmek için bir DESTAN YAZILMIŞTIR. 1940 yılında yazılan bu destanın adı Anadolu' muzun 21 ayrı yerinde kurulan Köy Enstitüleridir.
Genç cumhuriyet, kırk bin köye kırk bin öğretmen yetiştirmek için o yokluk ve yoksulluk yıllarında Köy Enstitülerini kurmuştur. Şimdi her şey herkese kolay görünmektedir. Ama o yıllarda bu işler zor işlerdi kuşkusuz.
Bütün amaç okur yazar bir Türk Halkı ve çağdaş Cumhuriyet' tir.
Değerli Fethiyeliler sizler ile bir iki konuyu daha paylaşmak istiyorum:
1) ÖĞRETMENLERİMİZİN YETİŞTİRİLMESİ: Öğretmenlik toplumdaki en önemli meslektir. Öğretmenlerimizin aynı ülkü, aynı kültür ve Cumhuriyetin temel değerleri ile yetiştirilmeleri gerekir.
Eğitim Fakültelerinde öğrencilere ilk bir yıl Türkçe' yi güzel konuşma ve yazama, Genel Türk Tarihi, Bilim Tarihi, Genel Felsefe, Temel Matematik dersleri okutulmalıdır.
İlköğretim düzeyinde öğretmen yetiştiren fakültelerde Resim, Müzik ve Beden Eğitimi ile Güzel Sanatlar dersleri çok iyi bir şekilde okutulmalıdır. Öğrencilerimizin sosyalleşmesinde bu derslerin çok büyük önemi vardır.
Satranç oyunu okullarda ders olarak konulmalıdır.
Öğretmenlik Meslek Yasası ders olarak okutulmalıdır.
Bu topluma soran ve sorgulayan bireyler yetiştirmek zorundayız.
2) KÖY-MAHALLE OKULLARININ YENİDEN AÇILMALI:
Değerli Fethiyeliler; Köy- mahalle okulları yeniden açılmalıdır.
Öğretmen ve öğrencilerin günlerini servis araçlarında geçirmelerine son verilmelidir.
GÜNÜMÜZE GELİNCE…Nitelikli işgücü yetişebilmesi için Kent Meslek Enstitüleri kurulmalıdır.
3) LAİKLİK İLKESİ: Cumhuriyetin değerli öğretmenleri, Türk Toplumunu birarada tutanilke Laiklik ilkesidir. Bir de ana dilimiz Türkçe' mizdir. Laik Eğitim bütün çocuklarımızın hakkıdır. Okullarımızda mutlak olarak Laiklik ilkesine uygun eğitim yapılmalıdır. Esasen Laik bir devlet ve toplum düzeni bir İNSAN HAKKIDIR.
4) GİYİM-KİŞİSEL BAKIM : Sevgili öğretmenler, sizler öğrencileriniz önünde örnek kimselersiniz. Giyiminize ve kişisel bakımınıza çok ama çok özen göstermelisiniz. Sakalı bıyığı birbirine karışmış, kravat takmadan mont ve kot giyerek okula gelen bir öğretmenin kimseye örnek olması düşünülemez.
Bir çok öğrenciniz sizleri örnek yönünüz ile ömürleri boyunca anımsayacaklardır.
5) OKUMA, KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI : Sevgili öğretmenler okuyup öğrenmeden başarılı olamayız. Mesleğinizin tadına varmak, işinizi kolaylaştırmak için ilk yapacağınız iş öğrencilerinize okuma ve yazma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır.
6) MATEMATİK : Öğretmen arkadaşlarım evrenin temeli matematiktir.
Tüm bilimlerin temeli matematiktir. Hukukun ve adaletin temeli matematiktir.
Öğrencilerinize matematiği sevdiriniz. Çünkü düşünmeyi, akıl yürütmeyi ancak matematik sayesinde öğreneceklerdir.
Toplum olarak düşünme ve akıl yürütmeye çok ama çok ihtiyacımız var.
7) ÖĞRETMENLER KURULU: Değerli öğretmenlerimiz; okullardaki Öğretmenler Kurulu çok önemli bir kurumdur. Bu kurullarda okulunuzdaki eğitim öğretimin sorunlarının tümünü tartışmaya açmalısınız.
Sevgili öğretmenler bütün umudumuz sizlersiniz. Size inanıyoruz, güveniyoruz. Başarılar diliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme