Girgin: 'Sarayın politikaları zenginin faizini fakire açlıkla ödetiyor'

Bu hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri yapıldı. Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'na gelecek teklifle ilgili, Komisyonda konuşma yapan Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Süleyman Girgin şu açıklamalarda bulundu:

  • 941

NEBATİ İTİRAF ETTİ: “ZENGİNİ DAHA ZENGİN YAPMAK İÇİN FAKİRİ ENFLASYONA EZDİRİYORUZ
“Bakın pazartesi günü Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati ne diyor; “Enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik, biz büyümeyi tercih ettik. Bu sistemde dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar, çarklar dönüyor”.
Yani zengini daha zengin yapmak için fakiri enflasyona ezdiriyoruz diyor. Sarayın politikaları zenginin faizini fakire açlıkla ödetiyor.
Küçük bir azınlık dışında kalan tüm vatandaşlarımıza yaşatılan bu hayat pahalılığının, cebimizdeki bu enflasyon hırsızının, taammüden yaratıldığının daha açık bir itirafı olamazdı.”
HER ARAÇ GEZEN BİR VERGİ DAİRESİ
İstanbul Finans Merkezi Kanununun 6. maddesi ile finansal ihraç niteliğindeki faaliyetler kapsamında elde edilen kazançların %75'nin kurumlar vergisi matrahından düşülmesi lehe alınan paralardan banka sigorta muamele vergisi istisnası her türlü harç, damga vergisi istisnası, bu kurumlarda çalışan personele gelir vergisi istisnası, taşınmazların kiralanmasında harç istisnası uygulaması getirilmektedir.
Yasa maddesi İFM bünyesinde faaliyet gösterme ve çalışma koşullarının rekabetçi bir yapıya kavuşturulması amacıyla düzenlenmiş gibi görülmekte ise de, ülkemizdeki birçok küçük ve orta ölçekli işletme, küçük esnaf, çiftçi vergilerini ödemek için kıvranmaktadır. Devletin bütçedeki vergi gelirlerini artırmak için dolaylı vergilerle herkesten vergi topladığı, özellikle akaryakıt zamları ile trafikte dolaşan her aracın adeta “gezen birer vergi dairesi olduğu” bir ortamda, hesapsız kitapsızca sermaye kesimine vergi istisnası getirilmesi izaha muhtaç gibi durmaktadır. Finans kesimindeki ücretlerin diğer çalışanlara göre çok yüksek olduğu göz önüne alınırsa, işçi, memur ücretlerinden vergi alınırken bu grubun ücretlerinden gelir vergisi alınmaması da aynı şekilde adalet duygusunu zedelemektedir. Yurt dışından gelecek uzman kişi eline geçen net paraya göre anlaşma yapacağından, sağlanan gelir vergisi avantajı, o uzmanı çalıştıracak Katılımcı Şirkete sağlanacak avantaj olacaktır.
Büyük sermaye sahiplerini çekebilmek için bir taraftan böylesine büyük vergi avantajları sağlanırken diğer yandan da halkın ağır vergi yükü altında ezilmesi vicdana aykırıdır, adalete aykırıdır.
YABANCILARA YENİDEN KAPİTÜLASYON SAĞLAYARAK MI İSTANBUL GÜVENLİ LİMAN OLACAK?
İstanbul Finans Merkezi Kanunu'nun 7. maddesi ile İFM faaliyet gösterecek Katılımcı Şirketlerin tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgeleri yabancı para birimiyle tutabilmelerine, kendi aralarındaki yürütecekleri faaliyetlere ilişkin tabi olduğu mevzuata aykırı olmamak kaydıyla istedikleri hukuku seçebilmelerine imkân tanınmaktadır.
Yasa maddesi ile tam bir serbestlik getirilmiştir. Defter tutmada yabancı para ile kayıt oluşturma anlaşılabilecektir. Ancak, tabi olduğu mevzuata aykırı olmamak kaydıyla istenen hukukun benimsenecek olması bir handikap olarak durmaktadır. Her Katılımcı kendi hukukunu esas aldığında, o hukuka uygun veya aykırı işlem yapıldığına kim nasıl karar verecektir. Çok hukuklu bir sözleşme yapısı şekillendiğinde büyük bir kargaşa da ortaya çıkabilecektir. Türk Hukuku seçilmediği durumda da, kendi topraklarınızda farklı hukukların uygulanmasına göz yumulması söz konusu olacaktır. Çoklu hukukun uygulandığı karmaşık bir yapı, kara paranın aklanması amacıyla kolayca kullanılabilecektir. Yasada bu durumu önleyecek kontrol mekanizması yoktur.
Kamu Özel İşbirliği Sözleşmelerinden demek ders çıkarmıyor iktidar. Demek ki bilinçli yapılıyor. Genel gerekçede İstanbul küresel ticarette güvenli liman olacak yazıyor. Yabancılara yeniden kapitülasyon sağlayarak mı İstanbul güvenli liman olacak?

Bakmadan Geçme