Girgin, Muğla neden kırsal kalkınma hibe programında değil?
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli'nin yazılı olarak yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde 'Kamu Katkısı' olarak adlandırılan ve Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanından oluşan, Hibe Programı'nda (IPARD) 'Muğla'nın neden kapsam dışı bırakıldığı'nı sordu.
Muğla'nın bir tarım kenti olduğunu vurgulayan Girgin, “Muğla turizm bölgesi olarak görülüyor. Oysa kıyılardan hemen içerde çok geniş bir kırsal alan var. Muğlalıların çok büyük kısmı kırsal kesimde tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Muğla, mutlaka IPARD kapsamına alınmalıdır” dedi.
“MUĞLA SADECE TURİZM KENTİ DEĞİLDİR”
Girgin açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Muğla'nın GSYİH'sının yüksek olmasına, kentin turizm potansiyeli önemli katkı sağlamaktadır. GSYİH içerisinde turizmin payı çıkarıldığında GSYİH'nın oldukça düşük olacağı görülecektir. Bu nedenle tarımsal hibelerde Muğla, öncelikli kentler arasına alınmalıdır.”
“MUĞLA AYNI ZAMANDA BİR TARIM KENTİDİR”
“Muğla turizm kenti olduğu kadar bir tarım kentidir. Muğla verimli topraklara sahip ve başat ürünleri ile bir tarım kentidir. Muğla nüfusunun yaklaşık yüzde 55'i kırsalda yaşamaktadır. Kentin, yüzde 68'i orman, yüzde 15'i tarım alanıdır. Zeytin, narenciye, susam, börülce, badem, pamuk, mısır ve daha birçok üründe pazarda söz sahibidir. Deniz kültür balıkçılığı, çam balı, bal mumu, sığla yağı, börülce üretiminde birinci; yağlık zeytin, nar, taze barbunya, sera domates üretiminde ikincidir. Çam balının anavatanıdır.
Türkiye'nin en kapsamlı Yerel Tohum Merkezi'ni Muğla Büyükşehir Belediyesi kurmuş, Türkiye'nin 81 iline yerel tohum göndermiştir. Muğla'da yerel yönetimlerimiz tarım için var gücü ile çalışmaktadır. Yerel yönetimlerimiz, lavanta, sakız ağacı, trüf mantarı, ipekböcekçiliği, asma bahçeleri ve daha birçok proje ile tarıma destek olmaktadır. Yerel tohumlarımızı dondurarak geleceğe miras bırakmaktadır. Tarım Laboratuvarı ile toprağı ve sulama suyunu analiz etmektedir. Meyve - sebze kurutma tesisi kente hizmet vermektedir.”
MUĞLA ÇİFTÇİSİ UNUTULDU!
Girgin Muğla'nın iktidar tarafından sadece yağma ve talan söz konusu olduğunda akla geldiğini, millete küfür eden yandaş müteahhitlere peşkeş çekilmeye çalışıldığında hatırlandığını vurgulayarak, “Bunun dışında Muğla yok sayılıyor” dedi. Girgin açıklamasını şöyle noktaladı:
“Arıcılık ve Bal Enstitüsü kurun deriz, kurmazlar!
19 kente kenevir yetiştirme izni verildi, Muğla “tecrübesi yok” denilerek yok sayıldı!
Pamuk ekim alanı 52 binden 4 bin dekara düştü, kıllarını kıpırdatmadılar. Böylece pamuk üreticisi ülkemiz tekstilde ithalatçı konuma getirildi!
Narenciye sıcaklardan yandı, mağdur çiftçi Tarsim kapsamına alınmadı!
Domates üreticisinin üretimi kota nedeniyle tarlada kalır, çiftçiyi kendi kaderine terk ederler!
Oysa Muğla'nın verimli ve bereketli topraklarında her çeşit ürün yetişiyor, hem de layıkıyla. Örneğin, Milas Zeytinyağı, zeytinyağı sektöründe bir devrim gerçekleştiriyor ve Avrupa Birliği'nden coğrafi işaret tescili alan ülkemizin ilk zeytinyağı oluyor.
TMO'nun aktif hale getirilmesi, teşviklerin artırılması, çiftçiye makina ve ekipman desteği verilmesi, tarsim kapsamının genişletilmesi ve Muğla çiftçisinin üretiminin desteklenmesi gerekirken, iktidar Muğlalı çiftçinin sesine kulaklarını kapatıyor.”