'Geleceğimiz için okullar açık kalmalıdır'
MUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ercan ile Eğitim Meslek Komitesi yaptıkları ortak açıklamada, okulların açılması gerektiğine dikkat çektiler.
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi, bir toplantı düzenleyerek pandeminin yükselişinin tersine dönmesinden itibaren yüz yüze eğitimin açılması ve sektörün sorunlarını görüştü. Toplantıya, Odamız Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ercan başta olmak üzere, anaokulu ve kreşler hariç ilk, orta ve lise dereceli özel okul temsilcileri ile birlikte yabancı dil dahil tüm özel kursların yöneticileri katıldı.
Toplantının ardından MUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ercan ile Eğitim Meslek Komitesi Başkanı Hüseyin Özgül ortak açıklamada bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Eğitim öğretim faaliyetleri bir toplumun ve ülkenin en hassas en kritik alanlarının başında gelmektedir. Ülkemizde ve dünya genelinde yaşanan Covid-19 vakalarındaki artıştan dolayı eğitim öğretim faaliyetlerine 4 Ocak 2021 tarihine kadar ara verilmiştir. Bu kapsamda eğitim öğretim faaliyetlerinin online eğitim faaliyetleri şeklinde uzaktan eğitim verilmesi kararlaştırılmış ve söz konusu uygulamalar ile eğitim öğretimdeki aksaklıkların önüne bir nebze geçilmesi amaçlanmıştır. Bu süre zarfında uygulanan sokağa çıkma yasakları ile birlikte eğitim öğretimin tüm kademelerindeki çocuklar ve gençlerimiz evlerde vakit geçirmek zorunda kalmışlardır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin bu şekilde eğitim öğretim kurumlarından ve faaliyetlerinden uzak kalması onlarda eğitim öğretim faaliyetlerine karşı bir isteksizlik, okumaya olan inancın sarsılması, eğitim öğretimin gereksizliğine olan inancın artması, tembellik ve hatta atalet halinin oluşması gibi ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir. Tüm bu unsurlar içinde belki de en tehlikelisi amaçsızlıktır. ZORUNLU KISITLAMALARIN SÜRESİ NE KADAR UZARSA GENÇLERİMİZ YAŞAM AMACI OLUŞTURMA NOKTASINDA O KADAR TEHDİT ALTINDA OLACAKTIR!
Okullar sadece bilgi yüklenen kurumlar değil aynı zamanda tüm kademelerdeki çocuk ve gençlerimiz için sosyalleşme, fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkı sağlayan kurumlar olarak toplumsal yaşam içinde önemli görevleri yerine getirmektedir. Ancak yaşanan salgının süresinin uzaması ve vaka sayılarındaki artışlardan dolayı çocuklarımız ve gençlerimiz sürekli olarak ev içinde kalma zorunluluğundan dolayı hareketsiz kalmaktalar, sosyalleşme sürecinde ciddi problemler yaşamaktadırlar. Sürekli olarak bilgisayar, televizyon ya da tablet başında vakit geçirmek zorunda kalmaktadırlar. Bütün bu unsurlar bir araya getirildiğinde çocuklarımızın ve gençlerimizin hem bilişsel gelişimlerinde hem sosyal gelişimlerinde hem de ruhsal gelişimlerinde göz ardı edilemeyecek hasarlar oluşma riski ve tehdidi kendini göstermektedir.
Dünya üzerinde pek çok ülkede alınan tedbirler kapsamında eğitim öğretim kurumlarının kapatılması söz konusu olmamıştır. Ülkemizin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülkede eğitim öğretim faaliyetlerini belirli bir süre askıya alma kararı vermiştir. Ancak unutulmamalıdır ki çocuklar ve gençler bir ülkenin ve toplumun geleceğidir. Ancak eğitim öğretim faaliyetlerinin tamamıyla askıya alınması çocuklarımıza ve gençlerimize sadece zarar vermektedir. Gerekli hijyen ve sosyal mesafe tedbirleri alınarak eğitim öğretim kurumlarının tekrar açılması ve faaliyetlerine devam ettirilmesinin sağlanması her şeyden önce çocuklarımızın ve gençlerimizin fiziksel, bilişsel ve ruhsal sağlığı üzerinde olumlu etkiler oluşturacaktır. Diğer taraftan eğitim öğretim faaliyetlerinin öğrencilere kazandırmak istediği temel yeterlik ve kazanımlar ardışık ve sarmal bir yapıya sahip olduğundan bir üst sınıfa ya da eğitim kademesine geçtiklerinde müfredat kazanımları noktasında yaşayacakları kayıpların da en aza indirilmesi amacına hizmet edecektir.
Özellikle merkezi sistem sınavlarına hazırlanan gençlerimiz için okulların açık olması üzerinde itinayla durulması gereken noktalardan birisidir. Çünkü TYT, AYT, LGS gibi merkezi sınavlara girecek olan gençlerimizin bilgi alt yapısının zayıf bir şekilde sınavlara girmesi hem ortaöğretim hem de yükseköğretim kademelerinde daha düşük nitelikli bireyler yetişmesi ve hatta yükseköğretim sonrasında iş dünyasında ya da meslek yaşamında niteliksiz ya da daha yumuşak bir söylemle mesleki donanımı zayıf bireylerin olmasına yol açacaktır. Bu durum ise toplumsal yaşamın her alanında, eğitim, hukuk, aile, savunma, sağlık vb. ciddi bozulmalara mutsuz ve üretkenlik duygusundan yoksun bireyler dolayısıyla mutsuz bir toplum oluşmasına neden olacaktır.
Tüm bu unsurlar dikkate alındığında eğitim öğretim faaliyetlerinin durdurulması ya da iptal edilmesi yerine gerekli tedbirler alınarak devam edilmesi hem bireysel hem toplumsal bağlamda toplumsal sürdürülebilirlik açısından daha doğru ve sağlıklı olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Aralık ayında gereken tüm tedbirler alınarak Ocak 2021'den itibaren eğitim öğretimin kısmen de olsa yüz yüze yapılabilmesi için her türlü hazırlıkların yapılması ve planlanması geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz için elzemdir. Eğitim öğretim kurumlarımız gerekli hijyen ve sosyal mesafe tedbirlerini alabilecek niteliktedir. Devletimizin ve Milletimizin güçlü yarınlara ulaşabilmesi için güçlü ve nitelikli bireylere olan ihtiyacı herkesin malumudur. Bu doğrultuda özelde Milli Eğitim Bakanlığına genelde ise devletimize olan inancımız ve güvenimiz tamdır.”