Fethiyeli vatandaş, 'Ne kalbimiz kaldı ne cebimiz'
Fethiye'de vatandaşlar artan kalp krizi vakaları ve ekonomik kriz hakkında konuştu. Gençler, esnaf ve emekliler yaşadıkları sıkıntıları tüm açıklığıyla dile getirdi.
Fethiye’de mikrofon uzattığımız vatandaşlar, son zamanlarda sıkça gündeme gelen kalp krizi vakalarına ve ekonomik krizin günlük hayatlarına olan etkilerine dair görüşlerini paylaştı. Kalp krizi nedenleri konusunda aşıların etkisinden beslenme alışkanlıklarına kadar çeşitli yorumlar gelirken, ekonomik zorlukların özellikle gençleri ve esnafı derinden etkilediği dile getirildi.
Turizmle uğraşan Burak Burak Çayır, kalp krizlerinin özellikle gençlerde artış göstermesini aşılarla ilişkilendirdiğini belirterek şunları söyledi:
'Turizm işi yapıyorum. Son zamanlarda kalp krizlerinin yoğunlaşmasını ben sadece aşılara bağlıyorum. Çünkü 25 yaşındaki bir insanın, sağlıklı bir adamın durduk yere kalp krizi geçirmesi normal bir şey değil bence. Aşıları yaptılar bize, Biontech midir ismi... İsmi neyse, onun şey oldu, kalp krizine neden oldu bence. Yani benim düşüncem bu. Kalp krizleri o yüzden yoğunlaştı diye diyebilirim size.
Benim arkadaşlarımda yok ama hep görüyoruz abi haberlerde. 25 yaşında, 30 yaşında insanlar kalp krizi geçiriyor durduk yere. Bunu alkole falan bağlamıyorum. Benim sadece tek bağlayacağım şey ya uyuşturucudur ya da dediğim gibi aşıdır. Başka bir şey olduğunu düşünmüyorum.'
Ekonomik krizden dolayı gençlerin hayal kurmakta zorlandığını söyleyen Çayır, yaşam koşullarını şu sözlerle anlattı:
'Bu ekonomik kriz şu anda bizim durumumuzu çok etkiliyor. Şimdi ben kendi şahsıma konuşayım, benim arkadaşım bak burada gördüğünüz gibi... Biz daha 21-22 yaşındayız, ben askerden daha yeni geldim. Bizim aldığımız yevmiye 1.500 TL. Bu aslında kötü bir para değil. 1.500–2.000 TL aslında kötü bir para değil. Ama ekonomi çok yüksek olduğu için, fiyatlar çok yüksek olduğu için... Mesela ben 2 yıldır kendime araba istiyorum, alamıyorum. Çünkü mesela 1.500–2.000 TL yevmiye alıyorsun, 500 lirasını harcıyorsun. Bir paket sigara olmuş 80 TL abi. Biz genciz, takılıyoruz, ediyoruz... Parayı bir türlü tutamıyoruz yani. Çünkü bu ekonomiden dolayı. Sigara pahalı, ondan sonra Salı pazarı pahalı, ekmekler pahalı…
Bir tane evim olsun isterdim ama şu anda ekonomik gücümüz yetmediği için. Çünkü bu aldığımız paralarla ev alma şansım var mı abi? İmkânı yok. En kötü bir ev olmuş 5.000.000. Bu da ekonomiden dolayı. O yüzden yani bu ev işini unutalım. Kendimize araba alırsak çok iyi olur. Mesela bir genç olarak altımda bir araba olmasını isterdim. Ama maalesef ekonomik krizden dolayı yapamıyoruz. Yani bir şeylere sahip olma şansımız şu an baya düşük. Ekonomik krizden dolayı…
Gençlere paralarını tutmalarını söylerim. Yani paralarını değerlendirsinler, altına çevirsinler. En önemlisi şu an bu. Ama bu ekonomik krizde bir şey yapamazlar abi. Çok da beklentileri olmasın yani bu hayatta. Ekonomik kriz böyle de gitmeye devam ederse sıkıntı yani abi, sıkıntı büyük bizim için.'
Fethiye çarşısında çay ocağı işleten Tunahan Ünal da kalp krizi vakalarının arttığını gözlemlediğini belirterek şunları söyledi:
'Çarşıda esnafım, çay ocağı işletiyorum. Son günlerde kalp krizi geçirenler çoğaldı. Bunun en büyük, başlıca sebep bence beslenme. Artık insanlar doğal beslenmiyor. Bir o kadar da en büyük sebep stres. Bu stresten de en büyük sebep ekonomik kriz maalesef. Yani şurada biz de çarşıdayız, yıllardır... Her sene, her sene işler düşüyor, masraflar artıyor. Ve hani güncel olarak da Türkiye'de hiçbir şey durduğu yerde durmuyor. Her şey çok aşırı derecede artıyor. Yani günden güne geçim zorlaşıyor. Bu da en büyük sebep tabii.
Günümüzü mutlu olarak geçirmeyi, ailemizle böyle hoş vakitleri elimizden geldiğince geçirmeye çalışıyoruz ama zor. Hani artık yani çıkıp bir yerde yemek… Yani eskiden ben hatırlıyorum, haftada bir çıkar ailece bir yemek yerdik dışarıda. Ama şu an onu yapma potansiyelin yok. Ee bu sefer eve kısıtlanıyorsun, evde oturuyorsun. Ee bu sefer ne oluyor? İşte şu ödeme, bu ödeme, o bu… Yani zor. Ben bakıyorum, yani çok insanla yüz yüze geliyorum işim gereği de. Yani herkeste aynı, herkeste bir iş stresi, bir ekonomik sıkıntı var. Hep bir kredi kartı borcu, hep sıkıntılar. Bunlar yani… Evet, başlıca sebepler bu.
Bir de bu aşılardan ötürü de herhalde… Görüyorum hani çevrede, kırklı yaşında bir sürü esnaf arkadaşımız ya kalbinde bir sıkıntı ya da vefat etti. Yani daha kırklı yaşlarda insanlar böyle sıkıntı çekiyor. Herhalde aşılardan da etki var. Kanı pıhtılaştırıyor diye. Vallahi Allah hepimizi yar ve yardımcı olsun.'
Ortaca’dan Fethiye’ye gelen İbrahim Gündüz ise hem sağlık durumu hem de ekonomik koşullara dair yaşadıklarını şöyle aktardı:
'Ortaca’dan geldim. Burada kardeşlerim var, hem onları ziyaret edeceğim hem de Uğur hocam var, onu ziyaret edeceğim.
Ben kanser hastasıyım. Mide kanseriyim. Allah razı olsun, Uğur hoca bize çok yardımcı oldu. Şu anda iyiyim, sıkıntılı bir durumum yok. Kontrollere gelip gidiyorum, iyiyim, yaşamaya çalışıyorum.
Son dönemlerde kalp krizinin yoğunlaşmasını Vallahi ben bu aşılara bağlıyorum. Artı stres ve de ekonomik sıkıntılardan dolayı bu kalp krizleri çoğaldı. Evet, ona bağlıyorum yani.
Ekonomiyle alakalı da emekliyim ve ek iş yapıyordum ama şu anda yapamıyorum, hasta olduğum için yapamıyorum. Ama yine de yaşamaya çalışıyoruz, geçinmeye çalışıyoruz. Ekonomi çok bozuk, gerçekten söylüyorum. Evet, yani bu şartlar altında yaşanmaz. Yaşamak çok zor. Yani ben ona bağlıyorum.
Şimdi çocuklar okula gidiyorlar, mezun oluyorlar, öğretmen oluyorlar, atanamıyorlar. Böyle tanıdığım çocuklar var şu anda. Boşta, hiçbir iş yapmıyorlar. Adam gidip bir tane çay içemiyor ya. Bir kafeye oturup bir çay kahve içemiyor. Neden? Yok, parası yok, çalışamıyor. Mezun olmuş, okumuş ama yok yani. Bir yere atanamamış mesela. Bir de emeklisi gelen öğretmenler var, bunlar ayrılmıyorlar. Ayrılsalar da bu gençler yerlerine atansa daha güzel olur.
Vallahi ben özellikle Uğur hocama çok teşekkür ediyorum. Antalya’da Burak hocam var, ona, ona da çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Şu anda yaşıyorum, kanser hastasıyım ama yaşıyorum. Yaşayabildiğim kadarıyla yaşayacağım.
Hematoloji doktoru Burak Devacı, Uğur hoca da burada onkoloji doktorudur. Allah razı olsun onlardan. Yani ben şu anda onların sayesinde ayaktayım.'