Fethiye'de 'Karanlığa Teslim Olmayacağız' pankartıyla yürüdüler
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesi'nin, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği 'hak ihlali' kararına rağmen, Atalay'ın tahliyesini reddetmesinin yankıları devam ederken, Fethiye'de bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile bugün Salı Pazarı meydanından Beşkaza Meydanına yürüyüş düzenlendi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesi'nin, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği “hak ihlali” kararına rağmen, Atalay’ın tahliyesini reddetmesinin yankıları devam ederken, Fethiye’de bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile bugün Salı Pazarı meydanından Beşkaza Meydanına yürüyüş düzenlendi. Düzenlenen yürüyüşe Fethiye Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatı olmak üzere çok sayıda STK başkanı ve dernek üyeleriyle vatandaşlar katıldı. Tip ilçe yönetim kurulu üyesi Ahmet Enes Kurak yürüyüşle ilgili açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada “Tek adam rejimi, laik ve demokratik cumhuriyetin değerlerini son kırıntısına kadar yok etmek için birçok uygulamaya imza atmıştır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği “hak ihlali” kararına rağmen, Atalay’ın tahliyesini reddetti ve bu yönde karar veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını savunarak, söz konusu Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldı. Bu durum uzun zamandır her alanda süren hukuksuzlukların üst boyuttaki bir yansımasıdır.
Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayılması, “milli yargı” safsatası ile bağlamından koparılan meşru kararın tanınmaması, tek adam rejiminin anayasa, parlamento ve hukuku fiilen ortadan kaldırdığının göstergesidir.
Gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut anayasal düzeninden söz edilemez…! Tüm yetkinin Saray’da toplandığı, bütün bu kurumların biçimsel olarak var olduğu, tek adam rejiminin, yönetememe krizini de açıkça ortaya koymaktadır. Aslında çürüyen iktidarın içeride yaşadığı çatışmasının yarattığı “devlet” krizidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır" açıklaması, iktidarın kendi eliyle yarattığı bu krizi yeni anayasa tartışması ile faşist rejimi güçlendirmeye yönelik bir fırsata dönüştürme çabası olduğunu da ortaya koymuştur.
Bu girişim karşında da tüm gücümüzle kararlılıkla duracağız.Yargı eliyle gerçekleştirilmeye çalışılan bu darbe girişimi karşısında eşit, özgür demokratik ve laik bir ülke için ayağa kalkma zamanıdır.Bizler karanlığa karşı var gücümüzle mücadele edeceğiz. Tüm yetkinin Saray’da toplandığı bu faşist rejim karşısında hayatın her alanında birleşerek; haklarımızı ve geleceğimizi kazanmak için, örgütlenerek mücadele etmek dışında bir yol olmadığı açıktır”