Eşi 28 yıl hapis alan Sibel İşler: 'Türk adaletine teşekkür ederim'
Muğla'da eşi Sibel İşler'e ait iş yerini yakan, adli makamlarca serbest bırakıldıktan sonra aynı iş yerini basarak eşi, kayınvalidesi ve 2 restoran çalışanını silahla yaralayan Gazi Koçkaya hakkında öldürmeye teşebbüs suçlamasından açılan dava sonuçlandı. Karar duruşmasında hiçbir indirim uygulamayan Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanık hakkında, eşini öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl olmak üzere toplamda 28 yıl 10 ay 15 gün hapis ve 800 TL para cezası kararı verdi.
Muğla'da eşi Sibel İşler'e ait iş yerini yakan, adli makamlarca serbest bırakıldıktan sonra aynı iş yerini basarak eşi, kayınvalidesi ve 2 restoran çalışanını silahla yaralayan Gazi Koçkaya hakkında öldürmeye teşebbüs suçlamasından açılan dava sonuçlandı. Karar duruşmasında hiçbir indirim uygulamayan Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanık hakkında, eşini öldürmeye teşebbüs suçundan 16 yıl olmak üzere toplamda 28 yıl 10 ay 15 gün hapis ve 800 TL para cezası kararı verdi.
Karar sonrası yaşadığı korku dolu 2 yılını anlatan Sibel İşler, 'Gazi Koçkaya ile 2016 yılında tanıştık. Beraber bir işletme kurmaya karar verdik. İşletmenin büyük bölümü benim finansımla gerçekleşti. Kendime ait iş yerim vardı. Orayı satıp sermaye yaptık. Beraber işletmeye başladık. Daha sonra baktım Gazi Bey'in bir takım hoşuma gitmeyen davranışları oldu. İş ahlakıma uygun olmayan davranışlar sergilemeye başladı. Kendisine uyarılarda bulundum. Uyarılarıma tehditle cevap verdi. Annemi, çocuklarımı öldürmekle beni tehdit etti. Ben de gittim dilekçe verdim. 'Sen bu şekilde bana davranamazsın' dedim. Bu sefer beni de tehdit etmeye başladı. Jandarmaya verdiğim dilekçe sonrası uzaklaştırma kararı verildi. Kararın ertesi günü sabah geldi ve bana ait iş yerini yaktı. Ardından denetimli serbestlik kararı ile serbest kaldı. Tekrar jandarmaya giderek can güvenliğimin olmadığını bildirdim. Valilik ve emniyete de gerekli bildirimleri yapmama rağmen denetimli serbestlik kararı verdiler' dedi.
'Hepimizi yakacaktı'
İşler, 'İş yerinin aşağısında bir depomuz var. O depoyu kilitledi, anahtarı da aldı. Biz oraya giremedik. Eğer ben bir gün daha geç kalsam, 40 litrelik benzini hazırlamış, onlara ulaşamadı. Dışarıdan benzin temin ederek iş yerini yakıyor. Eğer o benzinleri ele geçirmiş olsaydı hepimizi diri diri yakacaktı. Evime çıkacağım, açık bir alan. Bize nasıl zarar verecek diye korkulu bir süreç yaşıyorduk ve korktuğumuz başımıza geldi' diye konuştu.
'İki kurşun hala vücudumda'
Sibel İşler sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bir anda aniden gelerek önce çalışan elemanımı etkisiz hale getirdi. Daha sonra annemi ayağından yaraladı. Ben olayın şokunda bir şey olduğunu anlamadan, geldi ilk kurşunu kalçama, daha sonra omzuma, en son göğsüme ateş ederek beni üç yerimden vurdu. Ben ikinci kurşunu yedikten sonra yere yığıldım. Üçüncü kurşunda bilincim kaybolmaya başladı. Artık ondan sonrasını hatırlayamıyorum. Çok zorlu bir süreç geçirdim. Hala o iki kurşun vücudumda, çıkartılmadı. Sağlık problemleri yaşıyorum. Vücudumda istemsiz kasılmalar, titremeler söz konusu.'
'Türk adaletine teşekkür ederim'
İşler konuşmasının son bölümünde, 'Öncelikle Türk adaletine teşekkür ediyorum. Böyle bir kararın çıkması beni gerçekten çok mutlu etti. Tabii ki yaşananlar karşısında bu bir telafi mi, asla değil. Fakat hak ettiği cezayı aldı diye düşünüyorum. Bu süreçte yanımda olan tüm arkadaşlarıma canı gönülden teşekkür ediyorum. Kadın platformundaki arkadaşlar beni hiç yalnız bırakmadılar. Basın mensuplarına da teşekkür ediyorum. İki çocuğum var. Onlar benim yaşama sebeplerim. Çocuklarımın yanında olmak zorundayım. Kızımı okutmak ve çalışmak zorundayım. Ekonomik olarak çok büyük zarara uğradım. Borç ve sıkıntılarla uğraşıyorum' dedi.
Karar sonrası yaşadığı korku dolu 2 yılını anlatan Sibel İşler, 'Gazi Koçkaya ile 2016 yılında tanıştık. Beraber bir işletme kurmaya karar verdik. İşletmenin büyük bölümü benim finansımla gerçekleşti. Kendime ait iş yerim vardı. Orayı satıp sermaye yaptık. Beraber işletmeye başladık. Daha sonra baktım Gazi Bey'in bir takım hoşuma gitmeyen davranışları oldu. İş ahlakıma uygun olmayan davranışlar sergilemeye başladı. Kendisine uyarılarda bulundum. Uyarılarıma tehditle cevap verdi. Annemi, çocuklarımı öldürmekle beni tehdit etti. Ben de gittim dilekçe verdim. 'Sen bu şekilde bana davranamazsın' dedim. Bu sefer beni de tehdit etmeye başladı. Jandarmaya verdiğim dilekçe sonrası uzaklaştırma kararı verildi. Kararın ertesi günü sabah geldi ve bana ait iş yerini yaktı. Ardından denetimli serbestlik kararı ile serbest kaldı. Tekrar jandarmaya giderek can güvenliğimin olmadığını bildirdim. Valilik ve emniyete de gerekli bildirimleri yapmama rağmen denetimli serbestlik kararı verdiler' dedi.
'Hepimizi yakacaktı'
İşler, 'İş yerinin aşağısında bir depomuz var. O depoyu kilitledi, anahtarı da aldı. Biz oraya giremedik. Eğer ben bir gün daha geç kalsam, 40 litrelik benzini hazırlamış, onlara ulaşamadı. Dışarıdan benzin temin ederek iş yerini yakıyor. Eğer o benzinleri ele geçirmiş olsaydı hepimizi diri diri yakacaktı. Evime çıkacağım, açık bir alan. Bize nasıl zarar verecek diye korkulu bir süreç yaşıyorduk ve korktuğumuz başımıza geldi' diye konuştu.
'İki kurşun hala vücudumda'
Sibel İşler sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bir anda aniden gelerek önce çalışan elemanımı etkisiz hale getirdi. Daha sonra annemi ayağından yaraladı. Ben olayın şokunda bir şey olduğunu anlamadan, geldi ilk kurşunu kalçama, daha sonra omzuma, en son göğsüme ateş ederek beni üç yerimden vurdu. Ben ikinci kurşunu yedikten sonra yere yığıldım. Üçüncü kurşunda bilincim kaybolmaya başladı. Artık ondan sonrasını hatırlayamıyorum. Çok zorlu bir süreç geçirdim. Hala o iki kurşun vücudumda, çıkartılmadı. Sağlık problemleri yaşıyorum. Vücudumda istemsiz kasılmalar, titremeler söz konusu.'
'Türk adaletine teşekkür ederim'
İşler konuşmasının son bölümünde, 'Öncelikle Türk adaletine teşekkür ediyorum. Böyle bir kararın çıkması beni gerçekten çok mutlu etti. Tabii ki yaşananlar karşısında bu bir telafi mi, asla değil. Fakat hak ettiği cezayı aldı diye düşünüyorum. Bu süreçte yanımda olan tüm arkadaşlarıma canı gönülden teşekkür ediyorum. Kadın platformundaki arkadaşlar beni hiç yalnız bırakmadılar. Basın mensuplarına da teşekkür ediyorum. İki çocuğum var. Onlar benim yaşama sebeplerim. Çocuklarımın yanında olmak zorundayım. Kızımı okutmak ve çalışmak zorundayım. Ekonomik olarak çok büyük zarara uğradım. Borç ve sıkıntılarla uğraşıyorum' dedi.