Eş katili yargılanmaya başladı
Fethiye'de 2 çocuk annesi eşi Selvan Acar'ı (25) sırtından ve kalbinden bıçaklayarak öldüren Tanju Acar (31) hakkında savcılığın hazırladığı iddianamenin ardından Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava da ilk duruşma gerçekleştirildi. Tutuklu sanık Tanju Acar'ın Antalya cezaevine SEGBİS ile bağlantı kurulamaması üzerine duruşma gıyabında gerçekleşti. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis ile yargılanan Tanju Acar'dan şikayetçi olduğunu söyleyen Selvan Acar'ın annesi Cemile Kaya, duruşmada gözyaşları içerisinde, 'Benim çocuğumu öldürdüler. En ağır şekilde cezalandırılsınlar' dedi.
Olay, 6 Aralık 2020'de Fethiye'ye bağlı Pazaryeri Mahallesi 446 Sokak'ta meydana gelmişti. Ev kadını Selvan Acar'dan haber alamayan yakınları, ertesi gün evine gitti. Zile basan yakınları kapıyı açan olmayınca açık olan balkon kapısından eve girdi. Selvan Acar'ı kanlar içinde koltukta hareketsiz halde yatarken bulan yakınları, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Eve gelen sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde 2 çocuk annesi Acar'ın yaşamını yitirdiğini belirlemişti. Cumhuriyet savcısı ve polisin olay yeri incelemesinde Acar'ın bıçaklanarak öldürüldüğü tespit edilmişti. Savcının incelemesinin ardından Selvan Acar'ın cansız bedeni Muğla Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş, Seydikemer İlçesi Yaka Mahallesi'nde toprağa verilmişti. Olaydan sonra kaçan Tanju Acar Antalya Kaş İlçesi Ova Mahallesi'nde ormanlık alanda yakalanmıştı. 9 yıllık eşini öldürdüğü gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp, cezaevine konulmuştu. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Tanju Acar hakkında hazırladığı iddianame, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmiş ve iddianamede, Acar'ın 'eşini tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenmişti.
Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya acılı anne Cemile Kaya, baba İsmail Yakabağ, avukat Fatih Tahancı ile tutuklu sanık Tanju Acar'ın avukatı Bülent Demen hazır bulundular. Antalya Cezaevi ile SEGBİS bağlantısı kurulamayınca sadece hazır bulunan anne, baba ve avukatların görüşleri alındı. Anne Cemile Kaya duruşmada gözyaşları içinde ”Benim çocuğumu öldürdüler. Benim çocuğumu getirsinler. Ben evime giremiyorum. Evimi terk ettim. Sanığın buraya getirilip, gözünün içine bakmayı istiyorum. En ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum. Ayrıca kardeşi olan M.A' dan da şikayetçiyim” dedi. Baba İsmail Yakabağ ise, “Sanıktan şikayetçiyim. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. Avukat Fatih Tahancı, “Eşe karşı tasarlayarak canavarca hisle işlenmiş bir cinayettir. Sanığın bizzat burada hazır edilmesini istiyoruz” dedi. Duruşma tanıkların dinlenmesi için Temmuz ayına ertelendi.
ANNE GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Anne Cemile Kaya duruşma salonu dışında gözyaşlarını tutamayıp, gazetemize şu açıklamalarda bulundu:
“Bugün duruşmamız vardı. İnşallah caniyle göz göze gelmeyiz. Ben evimi terk ettim. Kızımın hayali gözümün önüne geldi. Ben çocuğumu çok özledim. Sürekli kızımı kötülüyorlardı. Benim kızım asla bunları yapacak biri değildi. Çok küçüktü. Sürekli beni tehdit ediyordu zaten kızını öldüreceğim, ölüsünü de bulamayacaksın diye. Ben de oğlum çocukların var. Bakabildiğin kadar bak bakamayacaksan getir ben bakarım kızıma dedim. 3-4 güne bir beni tehdit ediyordu. Benim anahtarı çalmış. Yedek anahtar çıkarmış. Benim evime giriyordu.
Ben Pazar günü akşam aradım. Her gün akşam konuşuyoruz. Cumartesi günü aradığımda ‘anne ben korkuyorum buraya gel' dedi. Yasaktan dolayı çıkamadım dışarıya. Kızım sen gençsin biraz gez dolaş, arka yollardan gelin buraya dedim ben. Pazar günü öğlen başladım aramaya bütün gün aradım yok çıkmadı. Sonra bir arkadaşını yönlendirdim. O da ışıkları yanmıyordu dedi. Sabah kardeşi M. A. beni aradı. Kızıma iftira atarak beni tehdit etti. Aslında öldürmüşler kızımı. 10 dakika sonra acı haberi geldi bana. Madem haberleri yoktu taa Kumluova'dan nasıl toplanıp biranda gelmişler. Hepsinin haberi var. Hepsinden şikayetçiyim.
Kızımın çocuklarını bana göstermiyorlar. 6-7 aydır kuzumun kuzularını da göremiyorum. Psikolojisi bozuk olduğu için öldürdü diyorlar. Mademki kendini niye öldürmemiş orada. Öldürseydi o zaman inanırdım. Anneler Günü, bayram nasıl geçti bilmiyorum. Her zaman gelirdi. Benim çocuğumu kurban ettiler. Toprak oldu benim çocuğum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Allah'ım çok büyük. İddianameyi okumadım, görmedim. Psikolojik haplarla ayakta zor duruyorum. Zaten kanser hastasıyım, şeker hastasıyım, tansiyon hastasıyım. Bir de üstüne bu üzüntüler geldi. Ne suçu vardı yavrumun. Yaşamaya o kadar hevesliydi ki. Yani gündüz çalışsa gece gezerdi geç saatte olsa yanıma gelirdi çünkü beni çok özlerdi. Anne ben sana doyamayacağım, doyamıyorum derdi sarılırdı. Demek ki çocuğumu kalbine doğmuş. Benim çocuğumu kurban ettiler. Başka bir şey diyemiyorum.” dedi.
TANJU'NUN PLANLARI ORTAYA ÇIKTI
Avukat Fatih Tahancı ise, “Ne yazık ki kadın cinayetleri her gün ülkemizde artarak devam ediyor. Bundan bir ay önce de Ankara'da Zeynep Erdoğan hocamız vardı Kadın Doğum Uzmanı doktor. O da eşi tarafından canice katledilmişti. Onun dosyasında da bugün Selvan'ın dosyasında olduğu gibi haksız tahrikten faydalanmak için ağza sığmayacak, akla gelmeyecek iftiralar söz konusuydu. Bugünkü dosyada da aynısı ortaya çıktı. Eşen T Tipi cezaevindeki yan hücrede yatan Kadir Şekerci ismindeki diğer bir mahkum tarafından Tanju'nun neler planladığı ortaya çıkmıştı. Bugün biz Tanju'ya bu gerçekleri soracaktık. Çapraz sorgu yapacaktık ancak ne yazık ki SEGBİS adını verdiğimiz bu videolu konferans sistemi çalışmadığından dolayı veya Antalya L Tipi cezaevinde boş bir oda bulunamadığından dolayı sanığın cezalandırılması bir celse daha attı. Temmuz ayına gün verildi. Burada ne yazık ki adil yargılanma ihlal ediliyor. Cezası verilmesi gereken kişilerin cezaları her seferinde uzaklaşıyor. Biz adaletten uzaklaşıyoruz. Unutulmaması gerekir ki geç gelen adalet adalet değildir.” Dedi.
AİLEYE DESTEK OLACAĞIZ
CHP Kadın Kolları Başkanı Gülümser Oymak ise İstanbul sözleşmesine dikkat çekti. Oymak, “CHP Fethiye Kadın Kolları olarak biz her zaman ailemizin yanındayız. Merhum Selvan Acar'ın ölümünü hiç kimse arzu etmiyor ama her geçen gün ülkemizde olan kadın cinayetleri bizi üzüyor. Bu yanlış politikalar yüzünden katillere verilen iyileştirici durumlar yüzünden her gün bir canımız gidiyor. Bizler İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmediğimizi belirtmek istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizim diyoruz. Ailemizin her zaman yanındayız. Artık kadınlar ölmesin. Biz hep birlikte bütün kadınlar CHP olarak bunun mücadelesini veriyoruz ve vereceğiz. Ailemize desteğimiz her zaman yanında.” Dedi.
İDDİANAMEDE NELER VAR?
İddianamede Tanju Acar'ın savcılıkta alınan ifadesine de yer verildi. İfadesinde, eşiyle tartıştığını ve kendisine gösterdiği fotoğraflarda farklı kişilerle olan samimiyetinin mevcut olduğunu söyleyen Acar, olay anını şöyle anlattı: "Eşim mutfaktan gidip asker bıçağından daha küçük olan kırmızı renkli bıçağı getirdi. Bana 'seni öldürürüm, seni Mehmet'e öldürteceğim' dedi. O sırada elimde mutfaktan aldığım bıçak bulunuyordu. Bıçaklarla birbirimize el kol hareketleri yaptık. Eşimin sağ elini tutarak bıçağı sol sırtına sapladım. Koltukta yan yatar vaziyetteydi. Sırt üstü gelecek şekilde koltuğa yatırdım. Elindeki bıçağı da odada bulunan tekli koltuğun üzerine bıraktım. Eşimin telefonundan 155'i aradım. Daha sonra tereddüt ederek telefonu kapattım. Telefonu yanına koltuğun arka tarafına doğru bıraktım. Yatak odasına girip eşyalarımı topladım."
'PARAYI ALMAK İÇİN EVİME GİTTİM, SONRA GİDİP CAMİDE UYUDUM'
Selvan Acar'ı öldürdükten sonra, giriş kapısından evden çıktığını ve motosikletle kırsal Kınık Mahallesi'ne gittiğini anlatan Acar, "Akşamüstü saatlerinde Kınık'taki 'Hakan' isimli arkadaşımın yanına uğradım. Sonra onun yanından ayrılıp, motosikletle biraz dolaştım. Hakan'ın yanına geri dönerek alkol ve uyuşturucu kullandım. Kafam güzel olduktan sonra orman tarafına gittim. Geceyi ocak yakarak orada geçirdim. Motosikletin anahtarını kaybettiğimi anladım. Oradan yürüyerek ana yola indim. Araba durdurup merkeze gittim. Motosikletin anahtarını bulabileceğimi düşünerek tekrar orman bölgesine geri döndüm. Anahtarı bulamayınca bir araba çevirerek Kumluova'ya gittim" dedi.
İNTERNETTEN 'KADIN CİNAYETLERİNDE NASIL AZ CESA ALINACAĞINI' ARAŞTIRMIŞ
Acar'ın kaldığı Seydikemer-Eşen T Tipi Kapalı Cezaevi'nde, yan hücresinde kalan hükümlü K.Ş.'nin verdiği ifade de iddianamede yer aldı. İfadesinde, Acar'ın kendisine 'Nasıl az ceza alabilirim' diye sorduğunu belirten K.Ş., "Bana olayı anlatırsa alacağı cezayı tahmin edebileceğimiz söyledim. Eşini öldürmek için planlar yapmaya başladığını, internetten yapmış olduğu kadın cinayetlerinde en az ceza nasıl alınacağı konusunda araştırmaları neticesinde, aldatma durumlarında daha az cezanın verildiğini öğrendiğini belirtti" dedi.
EŞİ KENDİSİNİ ALDATSIN DİYE SAHTE HESAPLARDAN EŞİNE YAZMIŞ
Yaşadığı vicdan azabı nedeniyle ifade verdiğini söyleyen K.Ş., "Eşinin kendisini aldattığı süsünü verebilmek için sosyal medyadan hesaplar açıp, başkasıymış gibi eşiyle yazışıyormuş. Bunun dışında 2 tane arkadaşını ayarlamış, bu arkadaşları da eşiyle sosyal medya üzerinden yazışıyormuş. Bunlardan sonra sözde biriyle onu yakalamış, çevresini bu şekilde inandırmaya çalışmış. Olay gün eşini bıçakladığında, evde eşinin kendisini aldattığı kişiyle olduğunun tamamen uydurma olduğunu, aslında öyle birinin olmadığını anlattı. Tanju Acar'ı cezaevine gelmeden önce tanımazdım ama yaşadığım vicdan azabı nedeniyle bunları anlatmak istedim" diye konuştu.
SELVAN'IN ANNESİ: BİR GÜN KIZIMI ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ
Selvan Acar'ın annesi Cemile Kaya ifadesinde, kızının 9 yıl önce Tanju Acar ile evlendiğini, 5 ve 8 yaşlarında iki kızlarının olduğunu belirterek, "Kızım ara sıra beni arayarak Tanju'nun kendisini darbettiğini söylüyordu. Yaklaşık 1 yıl kadar önce Selvan bana 'Anne ben Tanju'dan boşandım, Fethiye'nin Çalış Mahallesi'nde kendime ev tuttum, çalışacağım. İş buldum ama çocuklarımdan küçük olanı benimle. Büyüğü ise babasında. Sen çocuklarımdan küçük olanına bakabilir misin?' dedi. Bunun üzerine torununu alarak yayladaki evime gittim. Selvan her hafta yanıma geliyordu. Tanju'nun kendisini takip, rahatsız, tehdit ve darbettiğini, 'Bugün olmazsa yarın ama mutlaka bir gün seni öldüreceğim' dediğini söyledi. Kızım Tanju'dan çok korkuyordu. Tanju bana da 'Bir gün Selvan'ı öldüreceğim' demişti" dedi.