'En ufak kanıt ortaya çıkarsa CHP'den ve milletvekilliğinden istifa edeceğim'
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Pınar Gültekin'in babasını arayarak davadan vazgeçmesi konusunda konuşma gerçekleştirdiği iddialarının ardından açıklama yaptı. Girgin, 'Bu konuda eğer benim iddia edildiği gibi bir konuşma yaptığıma dair en ufak bir kanıt, en ufak bir teknik bulgu, en ufak bir ima dahi ortaya çıkarsa, ben sadece CHP'den değil milletvekilliğinden de istifa edeceğimi taahhüt ederim' dedi.
Girgin şu ifadeleri kullandı: "Pazar günü Hürriyet gazetesi yazarı Sayın Fatih Çekirgenin kaleme aldığı “CHP Milletvekili eğer bu teklifi sen yaptıysan” başlıklı yazısını okuduk. Yazıda, geçtiğimiz Temmuz ayında menfur bir cinayetle katledilen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in acılı ailesini CHP li bir vekilin arayarak “ Gel davandan vazgeç” diye bir teklifte bulunduğu iddiası vardı. Yazıyı okuyan herkes gibi şok olduk. Takdir edersiniz ki; Kamuoyunda ve bizlerde nefret, öfke ve derin bir üzüntüye sebep olan böyle bir konuda zan altında bırakılmak hele hele kadına şiddet konusunda zan altında bırakılmak son derece üzücü bir durum… Doğal olarak hemen milletvekillerimizle bir araya gelip konuyu kendi aramızda değerlendirdik Kamuoyu bilmelidir ki; vicdanları bu derece rahatsız eden bir olayda hiçbir CHP milletvekili arkadaşımızın böyle bir telefon etme durumu söz konusu değildir. Diğer üç vekil arkadaşım davayla ilgilendiklerini ancak aileyle bir görüşme yapmadıklarını ifade ettiler. Yazıya konu olan Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin'e taziye telefonu açan tek milletvekili olarak konuya açıklık getirmesi gerekenin ben olduğum kanaatine vardım.Ben, 22 Temmuz'da cenazenin Bitlis'in Hizan ilçesinde defnedilmesinin ardından 23 Temmuz günü Meclis'teki odamdan, önce partimizin Hizan ilçe başkanını, ardından Bitlis İl Başkanı'nı aradım. Kendilerine taziye dileklerimi ilettim. Danışmanlarımdan Pınar Gültekin'in babasının telefonunu bulmalarını rica ettim. Sıddık Gültekin'in telefonu bana WhatsApp üzerinden saat 18.52'de iletildi. Saat 18.57 civarında cep telefonumdan kendisiyle 1-1,5 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdim. Görüşmede yalnızca taziye dileklerimi ve olaydan duyduğum üzüntüyü ilettim ve acılı baba da bana "Muğlalılar sahip çıktı sağolun" dedi. Yazıda bahsi geçen ifadeleri kullanmam mümkün değildir. Cenazenin hemen ertesi günü ve çok kısa süreli yapılan bir telefon görüşmesinde bu hususların daha önce hiç tanışmadığım, görüşmediğim, kızını bir gün önce defnetmiş acılı bir babaya dile getirilmiş olma ihtimalinin bulunmadığı da açıktır. Danışmanlarım ile kullandığımız WhatsApp grubundan yaptığım yazışmalar da halen mevcuttur. Bu görüşme dışında aileyle başka bir görüşme de yapmadım.Katil zanlısının ailesi ile de olaydan sonra ne yüz yüze bir görüşme ne bir mesajlaşma ne de bir telefon görüşmem kesinlikle olmamıştır. Bu olayı ve davayı ilk günden beri takip ediyoruz. Katilin hiçbir indirimden yararlanmadan en ağır şekilde cezalandırılması için Muğla milletvekilleri olarak elimizden geleni yapacağız. Partimizin kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda hassasiyeti ortadadır. Mağdurdan yana, hakkı yenenden yana, ezilenden yana olmak Cumhuriyet halk partisinin genel düsturudur. İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak bugün temel mücadelelerimizdendir. Parti düsturundan öte gencecik kızları, hayatının baharında vahşi bir şekilde katledilen acılı bir aileye böyle bir teklifte bulunmak her şeyden önce insanlıkla bağdaşan bir durum da değildir.Aslı astarı olmayan ve zerre kadar gerçekle ilintisi olmayan bu konunun CHP'yi ve CHP milletvekillerini zan altında bırakacak bir şekilde gündeme getirilmesinin sebebi nedir? Partimizin ısrarlı iktidar yürüyüşü ve yarattığı umut, bir çok koldan Partimize yönelik saldırıları arttırmaktadır. Düşünün hiçbir ilginiz olmadığı halde hiç bilginizin olmadığı bir konunun muhattabı olarak bir sabah gazetelerde böyle bir haberle karşılaşıyorsunuz. Siyasi bir saldırı mı yapılıyor? Bir tezgahla siyasi itibarsızlaştırma mı yapılıyor? İster istemez onlarca olasılık aklınıza geliyor… Bir yandan da CHP'nin sistematik bir şekilde tartışma programlarında karalanmaya çalışıldığı bir dönemde… Hayatım boyunca ilke ve savunduğum değerlerimden en ufak bir ödün vermememe rağmen kendimi böyle iğrenç bir durumun ortasında buldum.Çok şaşkınım...Bu konuda eğer benim iddia edildiği gibi bir konuşma yaptığıma dair en ufak bir kanıt, en ufak bir teknik bulgu, en ufak bir ima dahi ortaya çıkarsa, ben sadece CHP'den değil milletvekilliğinden de istifa edeceğimi taahhüt ederim.Kamuoyuna saygıyla duyurulur."