EMRE, 'KUŞ CENNETİNİ YAPAY OLARAK YAPAMAZSINIZ, ANCAK KUŞ ORAYA GELİRSE KUŞ CENNETİ OLUR'
Bugün Dünya Yaban Hayatı günü… Bu kapsamda Fethiye'de çalışma yürüten gruplardan biri de DODO (Doğa Dostu) Derneği… Derneğin Kurucu Başkanı Gökçen Bayram ve derneğin danışmanı Ali İhsan Emre, SED Medya'ya Fethiye'deki doğal hayat ve yürüttükleri faaliyetler konusunda bilgi verdi. Emre, 'İleride burası kuş cennetliğinden ziyade insanların cenneti olacak çünkü Karagözler'den Yanıklar'a kadar yapılaştık. Arada nefes alacak yerimiz kalmadı, onun için burası çok önemli. O nedenle etrafı kapatılmalı, insanlar bilgilendirilmeli, kuş deyip geçmeyin, kuş cenneti her yere nasip olmaz' dedi.
Gökçen Bayram, “Kafasına poşet geçmiş bir balık ya da kafasına pet şişe girmiş bir kedi gördüğümüzde şaşırmıyoruz, çünkü çok fazla çöp üretir olduk”
Nifli olduğunu belirten Bayram, daha önce de HAYED (Hayvan Destek ve Eğitim) Derneği'nin kurucu başkanlığını yaptığını ifade etti. Doğa konusunda çalışma yürütmek için DODO'yu kuran Bayram, çalışmalarını şu sözlerle anlattı:
“Bizim faaliyetlerimiz şu anda geri dönüşüme yönelik çünkü insanlar çok fazla çöp üretiyorlar. Tanıdığım bir çevre mühendisi, bana ‘Çöp yoktur, her şey geri dönüştürülebilir” dedi. O yüzden biz artık kafasına poşet geçmiş bir balık ya da kafasına pet şişe girmiş bir kedi gördüğümüzde şaşırmıyoruz, çünkü çok fazla çöp üretir olduk. Bu nedenle geri dönüşüme öncelik vererek, atık yağ konusunda çalışma yapıyoruz. Restoran ve oteller, zaten mali karşılığı da olduğu için atık yağları satıyorlar. Ancak evlerdeki atık yağlar lavabolara, tuvalete veya toprağa dökülüyor. Bunun hem doğaya çok büyük zararı var hem de geri dönülemez bir şekilde suyu kirletiyor. Bir litre atık yağı toprağa döktüğünüzde, toprak geçirgen olduğu için, onu yer altı sularına geçirerek bir tona yakın temiz suyu kullanılamaz hâle getiriyor. Denizlerde oksijenin suya nüfuz etmesini ve canlıların oksijene erişmesini engelliyor. Kanalizasyon sistemini çökertiyor. Atık yağ topluyoruz ve bunun karşılığında insanlara teşvik amacıyla hayvan maması veriyoruz.”
“Caretta'lar her yıl doğdukları yere gelerek yumurta bırakırlar”
Fethiye'ye özgü endemik bitki ve canlılara vurgu yapan Bayram, “Onlardan birinin mevsimindeyiz şu anda, özellikle önümüzdeki ay Afrika'dan gelecek olan göçmen kuşlar Eylül ayına kadar burada yaşayacaklar. Kuş cenneti bu nedenle önem kazanıyor” dedi.
Bayram devamla şöyle konuştu:
“ Caretta'larımız var, onlar her yıl doğdukları aynı yere gelerek yumurta bırakırlar. Başta Çalış sahili olmak üzere pek çok sahil, bu anlamda çok önemli. Bunun yanı sıra, Babadağ'da yetişen nergislerimiz, kum zambaklarımız gibi korumamız gereken çok sayıda endemik türümüz var. Semeder, Akdeniz foku, su samuru gibi yaban hayvanlarımız var. Biz doğa'nın hâkimi değil sadece bir parçasıyız, bu nedenle hayatlarını devam ettirmeye çalışan yaban hayatındaki tüm canlı türlerinin yaşam hakkı ve habitatlarına saygı çerçevesinde şehirlerimizi inşa etmeliyiz.”
Ali İhsan Emre, “
40 yıldır deniz kaplumbağaları ve kuş cennetiyle ilgili çalışma yürüttüğünü ifade eden Ali İhsan Emre, özellikle kuş cenneti için İngiltere Kraliyet Kuşlarını Koruma Derneği'nden gelen bir uzmanla, yedi yıl boyunca sabah ve akşam kuş sayımları yaptıklarını ve bunun sonucunda 222 tür tespit ettiklerini belirtti. Emre, “Türkiye'ye yerleşen, yuvalayan veya konaklayıp göçen 480 türün üçte biri Fethiye'de yer alıyor. Bunun nedeni, Fethiye eskiden beri sulak bir alan, Çalış'tan Karaçulha'ya kadar… Adı üstünde, Dolgu Sahası var, hep sulak alan... Biz buraya gelip giden kuşları tespit ettikten sonra Ankara'da Bakanlık'a, eskiden mevcut olan Özel Çevre Kurumu'na bu türleri söyledik. Buraya gelip, ‘Neden, gelip görmeden rekreasyon kararı almışız?” diyerek, haritasını çıkardılar.
Hazırlanan imar planına göre, burası korunması gereken doğal alan ve kuş cenneti. Bu nedenle de kuş gözlemi ve gezi dışında, bu alana herhangi bir şey yapılamaz, fakat çoğu insan bilmiyor. Korunması gereken doğal alan, Allah'ın yarattığı gibi demek... Alanı koruman lazım, kumuyla, bataklığıyla, suyuyla oynamayacaksın. Ancak ne yazık ki, biz kuş cennetimizde bunları sağlayamadık, içine restoran da yapıldı, insanlar içinde köpeklerini de gezdiriyor. Oysa bakılması ve korunması gereken bir alan…”
“Fethiye cennete lâyık değil mi?”
İnsanların kafasındaki kuş algısının yanlışlığına dikkat çeken Emre, kuşların sadece insanlar için ne kadar önemli olduğunu da şu sözlerle ifade etti:
“İnsan varken, kuş ne oluyor?' deniyor, oysaki çok önemli. Kuşlardan hava durumunu, mikrop olup olmadığını, pandemiden tutun aklınıza ne gelirse hepsini öğrenirsiniz. Fakat bizde değer verilmiyor. Bizim Fethiyemiz'de küçücük bir yer burası, niye kuş cennetimiz olmasın, Fethiye cennete lâyık değil mi? Bakın, kuş cennetini yapay olarak yapamazsınız, ancak kuş oraya gelirse kuş cenneti olur”
“Kuş cenneti her yere nasip olmaz”
Söz konusu alana milyonlarca yıldır göçmen kuşların geldiğini ancak bu önemine karşın, Kuş cennetinin etrafının harap durumda olduğunu belirten Emre, “Bir ara bakanlık bütçe ayırmış, ne yapılabilir diye konuşulmuştu. Kuş gözlem evi yapılıyor ama başka amaçla kullanılıyor. Aklınızın almayacağı şekilde bir keşmekeşlik var. Belediye kendisini bu işte sorumlu hissetmiyor, Kaymakamlık öyle, e kim bakacak? Bu ülkenin bir sahibi olması lazım... İleride burası kuş cennetliğinden ziyade insanların cenneti olacak çünkü Karagözler'den Yanıklar'a kadar yapılaştık. Arada nefes alacak yerimiz kalmadı, onun için burası çok önemli. O nedenle etrafı kapatılmalı, insanlar bilgilendirilmeli, kuş deyip geçmeyin, İngiltere'deki Kraliyet Kuş Derneği'nin üç milyon üyesi var, istedikleri zaman hükümeti oynatıyorlar. Bu insanların 10'ar arkadaşı olsa 30 milyon kişi eder. Bu kadar insan aptal olamaz herhalde… Kuş cenneti her yere nasip olmaz. Küçücük bir alan da olsa göç zamanı yorulan tüm kuşlar burada dinleniyor, mola vermek zorunda onlar da. Yetkililerin sahip çıkması lazım…”
“Adam köpeğini gezdirmeye kuş cennetine gelmeyecek”
Emre, Fethiye'de “Artık, eline tüfek alan çıkmıyor” diyerek, “Eskiden burada üç tane ördek olsa, yedi tane de avcı olurdu ama şimdi bakın, tüm kanalların içi ördek dolu. Bu bizim 30 yıllık emeğimizin sonucudur. Artık eline tüfeği al çıkmıyor, bu bir kazanım. İnsanların yapması gerekense, buraya saygıyla bakacaklar, hayvanlara saygı duyacaklar, adam köpeğini gezdirmeye kuş cennetine gelmeyecek” dedi.
Daha önce dört yıl Ata Okulları'nın öğrencilerine eğitim verdiklerini ve on beş kadarının Türkiye çapında kuş gözlemcisi hâline geldiğini belirten Emre, şu an üniversitede oldukları için, sayım gerektiğinde yalnız olduğunu söylüyor. Emre, “Geçen kuş sayım gününde hasta oldum mesela, öbür haftaya kaldı mecburen. Elbette ben de istiyorum gençlerin yetişmesini, kendi ülkesinin zenginliğine sahip çıkmasını…” diye konuştu.
Fethiye'deki kuşlara da doğaya da Fethiyelilerin sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Emre, “En doğrusu, Fethiyelinin, yerel olarak da belediyenin, üniversite ve STK'larla iş birliği içinde sahip çıkması” mesajını verdi.
3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü nedir?
3 Mart 1973 yılında imzalanan CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Yaban Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) tarihi baz alınarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından yaban hayatına, endemik türlere ve nesli tükenen hayvan ve bitki türlerine dikkat çekebilmek ve farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü olarak kutlanıyor.
Fethiye'de korunması gereken endemik türler ve yaban hayvanlarının başlıcaları ise Günlük ağaçları, Çalış'ta açan Kum Zambağı, Babadağ'da açan ve dünyada başka hiçbir yerde olmayan Çakal Nergis ile birlikte toplam 42 tür endemik bitki, Akdeniz foku, Su Samurları, Carettalar ile Carettaların üreme alanı olan sahiller ve Kuş cenneti… Mart ayında Afrika'dan göç edip gelen kuşların yaşam alanı olduğu için, ilgili merkez önem taşıyor. Göç eden bu kuşlar Ekim ayına kadar kuş cennetinde konaklayıp, daha sonra tekrar Afrika'ya dönüyor.