Domates üreticileri dert küpü

Kotanın dolmasıyla Rusya'ya yapılan ihracat durunca Fethiye domatesi bazı Avrupa ülkelerine özellikle Kosova'ya ihraç ediliyor. Bu ihracatın fazla olmadığına dikkat çeken üreticiler, maliyetlerin fazlalığından dolayı mağdur olduklarını ifade ettiler. Hem üreticilik hem de komisyonculuk yapan İhracatçı Osman Yar, ' Çiftçimiz şu anda para kazanma değil, ayakta kalma mücadelesi veriyor' dedi. Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit ise 'çiftçinin borçlarının yapılandırılması ve onlara destek sağlanması gerekir' diye konuştu.

  • 6646
Youtube Kanalı
Abone Ol
TAKİP ET

Antalya'dan sonra en çok örtü altı sebze üretiminin yapıldığı Fethiye ve Seydikemer'de domates üreticileri, adeta dert küpü olmuş durumda. Maliyetlerin artması, fiyatların düşük olması ve Rusya kotasının dolması nedeniyle domates üreticisi zor günler geçiriyor. Bunların üstüne borçlardan dolayı gelen hacizler de eklenince iyice çıkmaza giren üreticiler, ayakta kalabilmeleri ve üretimin devam etmesi için devletten bu sıkıntılarına çözüm bekliyor. Rusya kotası kapalı olunca yeni pazar arayışına giren ihracatçılar, Avrupa ülkelerine kısıtlı imkanlarla ihracat yapmaya çalışıyor. Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit, Karaçulha Toptan Sebze Hali'nde çiftçiler ve ihracatçıları ziyaret edip sorunlarını dinledi. Fethiye'den Kosova'ya domates ihracatı gerçekleştiren Osman Yar, " Bize pazar bulunsun. Ülkenin geleceği tarım. Devlet katkı yapsın, vatandaş üretsin" şeklinde konuştu.
AYAKTA KALMAYA ÇALIŞIYORUZ
İhracatçı Osman Yar "Şu an ihracat çok zayıf. Rusya, kota doldu diye almıyor. Sadece Avrupa ülkelerine gidiyor. O da birkaç firma yapıyor. Kotaya girdiğimizde az çeşit yapıyor. Fazla bir istek yok. Üreticimiz şu an çok mağdur. Pandemiden dolayı da iç piyasa da mal istemiyor. Haftada iki gün mal istiyor, cumartesi-pazar yapılıyor. 5 gün yatılıyor. Esnaf, çiftçimiz çok mağdur. Küçük çiftçimiz bitmek üzere. Önümüzdeki 5 yıl sonra burda çiftçiyi arayacağız. Bu iş artık büyük firmaların eline kalacak. Maliyetler çok yüksek. Çiftçimiz şu anda para kazanma değil, ayakta kalma mücadelesi veriyor. Fiyatlar şu anda zararına. Şu anda domates 2 TL civarında gidiyor. Aynı zamanda kendim üreticiyim. Ortak bulmakta zorlanıyoruz. Vatandaşlarımız asgari ücretle iş bulsa bu işi yapmayacak. Çamköy'de, Karaçulha'da zaten tarım bitmek üzere. Karadere - Kumluova tarafına ve yaylaya yöneliyorlar. Tarım Bakanlığı bizim bu işimize el atması lazım. Çiftçilerimize destek olması lazım. Bize pazar bulunsun. Ülkenin geleceği tarım. Devlet katkı yapsın, vatandaş üretsin. Avrupa araba üretiyor, biz domates üretiyoruz, bizim elimizden bu geliyor" diyerek dert yandı.
ÇİFTÇİNİN ALIN TERİ YENMEYECEK
Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit ise "Osman arkadaşımız hem bilinçli hem de Çamköy'de önder kişilerden biri. Ben kendim domates yaptığım zamanlar Osman beyle çalıştım. Daha önce de sizlere belirtmiştim çiftçilerin girdileri çok fazla. En azından girdilerdeki KDV'leri sıfırlarlarsa, bu da çiftçilerimize prim olarak dönerse çiftçilerimiz ayakta kalmaya, bu seneyi çark etmeye çalışır. Bu domatesin maliyeti 2,5 TL. bir dönüm serada 20-25 bin TL maliyeti var, keseceği 10 ton malı 2 TL'den satsa ne olacak? Torba yasada çiftçiye yapılandırma yok. Her yere yapılandırma, destek var, çiftçiye destek yok. Tarım kredilerdeki çiftçinin borçlarından traktörleri haciz oluyor. Atatürk "Çiftçinin öküzüne dokunma" demiş. Traktör öküz demektir günümüzde. Bir günde 10 tane traktör haczederse, evine haciz gönderirse bu çiftçi nasıl çalışacak. Bizim devletimizden beklediğimiz en azından çiftçinin tarım krediye olan borçlarını yapılandırması gerekir. Kredilerinin faiz oranlarının düşürülmesi gerekir. Buradan hem Tarım Bakanımıza hem de Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Bir an önce çiftçilerimizin borçlarının yapılandırılması, faizlerinin silinerek uygun süreye yayılması gerekir. Ziraat bankasının da çiftçilerimize uygun faizlerde kredi vermesi gerekir. Çiftçi özel bankalara düşüyor böyle olunca. Çifçi tam batağın içine saplanıyor. Pandemi döneminde sağlıkçılarımızla çiftçilerimiz ter döktü. Bu dönemde çiftçilerimizin gece gündüz ürettiğini tezgahında gördün, yedin. Çiftçinin alın teri yenmeyecek. Biz üretmezsek Türkiye değil dünya aç kalır. Onun için biz üretmeye mecburuz ama Ankara'dan da karşılığını görmemiz lazım. Terinin soğumadan bir şeyler alması lazım ki çiftçilerimiz üretmeye devam etsin" diye konuştu.

Bakmadan Geçme