Davutoğlu Muğla'da
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Eski Başbakan Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu 12 gündür devam eden Köyceğiz yangını hakkında bilgi almak için Sazak Mahallesi koordinasyon merkezini ziyaret etti. Kriz anında en önemli şeyin iletişim olduğunu vurgulayan Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Eski Başbakan Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, 'kriz anında en önemli şey iletişim, doğru bilgi vereceksiniz kamuoyuna bu doğru bilginin arkasında duracaksınız yanlış bilgiler varsa karartma vs. bunlara karşı strateji belirleyeceksiniz. En önemlisi de halka dürüst ve şeffaf olacaksınız' dedi.
BÜTÜN YANGIN ALANLARINI ZİYARET EDECEĞİZ
Muğla'daki yangın bölgerinde incelemeler yapacağını ve bütün yangın bölgelerini ziyaret edeceklerini belirten Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Eski Başbakan Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, Her şeyden önce bütün ülkemize, güzel Muğla'mıza geçmiş olsun dileğimi ifade etmek istiyorum. Geçen hafta Antalya'daydım, Manavgat, Akseki'de, Toros Dağların zirvesinde çok ücra köylere kadar, bütün yangın alanlarını gezmiştik ve yürek dağlayan manzaralar vardı. Bugün de Muğla'mızdayız, Köyceğiz'de zeytin alanı ve ovası, Marmaris'te içmeler, Menteşe'de Kozağacı, Milas'ta Ören, Kemerköy Termik Santrali, Kozalan, çökertme bölgelerini gezeceğiz. Hemen hemen bütün yangın alanlarını kapsayan bir ziyarette bulunacağız. Ziyaretimizin temel amacı halkımızla olan dayanışmamızı göstermek. Ben Muğla'yı, burada ki Yörük bölgelerin hepsini hemşehrim olarak görüyorum. Ayrıca hem yangın çalışmalarına katılanları teşvik etmek hem de yangın çalışmaların genel durumunu bizzat görmek, gözlemek ve kanaatlerimizi halkımıza, kamuoyuna paylaşmaktır. Sabahleyin havaalanında yurtdışından gelen uçakların, helikopterlerin bulunduğu ve yönetildiği koordinasyon merkezini ziyaret ettim. Orada Kazakistan'dan gelen pilotumuzla da görüştük. Şunu ifade etmek isterim, yangının şu ve bu gerekçeyle çıkmış olması önemli bir tespit esastır. Devletin görevi bu tespiti spekülasyonlara bırakmaksızın yapmasıdır” şeklinde konuştu.
FELAKET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Ormanlık alanlarda çıkan yangınların birçok alanda felaket olduğuna değinen Başkan Davutoğlu, “Dünyanın her yerinde yangınların olduğu bir gerçek, iklim ve küresel ısınmadan kaynaklanan genel bir yangın fenomeniyle dünya karşı karşıya bunu görmemiz lazım. Salt, tekil bir olayla değil büyük bir dönüşümle karşı karşıyayız. O küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliği dönüşümünü anlamazsak bu sene şu veya bu gerekçeye bağlarız, gelecek seneye benzer bir felaketle karşı karşıya kalırız. Bu vakanın olması başka şeylerin başka senaryoların ihtimallerinin yok olduğu anlamına gelmeyebilir. Ama bunu çıkartacak olan devlettir. Bu tür durumlarda spekülasyonların, dedikoduların toplum arasında yayılması devlete olan güveni sarsar. Eğer bir sabotaj var ise bunu sözünü etmekten daha çok delilleri ortaya koymak gerekir. Çünkü delillendirilmemiş bir spekülasyon toplumda başka bir güvensizliğe ve huzursuzluğa sebebiyet verir. Bu kadar çok yangın çıkartma kapasitesine sahipse bir örgüt Türkiye'yi istikrarsızlaştırma kapasitesine de sahiptir. Devletin çok açık bir şekilde çıkıp “şurada şu yangın şu terör örgüt tarafından çıkarıldı” diye elinde bir delil var ise ortaya koyması ve kimler yapmış ise cezalandırması gerekir. Ama böyle bir delillendirilmemiş bir durum yok ise toplumda paniğe sebep olacak açıklamalarından kaçınmakta fayda var, hepimiz içinde geçerlidir bu. Yangına teşvik eden, ilmek atan, artıran hususlar hep vardı her yangında vardı. Uydudan lazer ile vs. bunlar dediğim gibi spekülatif şeylere kamuoyunu çok yöneltmemek lazım, varsa da devletin ortaya çıkartıp en sert şekilde sabotaj ihtimali olan hususları değerlendirmesi lazım. Önemli olan şu, şu veya bu gerekçeyle çıkmışsa yangın gerekçesini çıkartırsın cezasını verirsin veya gerekçe iklim değişikliği ise ki bence bu yeni bir olgu hepimizin bunla yüzleşmesi lazım bizde partimizde iklim değişikliği ile ilgili alınacak tedbirler bağlamında bir çalışma grubu oluşturduk” dedi.
KRİZ ANINDA EN ÖNEMLİ ŞEY İLETİŞİM
Kriz anında en önemli şeyin iletişim olduğunu vurgulayan Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Eski Başbakan Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, “Böyle bir çalıştay düşüncemiz var, milli güvenlik kurulunda şuanda görev alıyor olsaydım açık söyleyeyim, önce bütün yetkililerden yangınla mücadele bağlamında ciddi bir brifinge milli güvenlik kuruluna sunulmasını beklerdim. O brifingte hangi kurumun ne yaptığı ile ilgili ve aksamlar varsa ki var, bu tür kriz yönetiminde 3 aşama vardır 1- kriz öncesi 2-hazırlıklı olmak demek insan unsuruyla, ekipmanla ve simülasyon çalışmalarıyla hazırlıklı olmak. Şöyle bir senaryo da ne yaparız diye en başta projeksiyonlarla, 2- kriz anında en önemli şey koordinasyon ve bu koordinasyonun kurumların olması, uluslararası düzeyde olması lazım, halkla birlikte koordine etmek lazım, orada yaşayan köylülerimiz ve çalışanlarımızla ve yine kriz anında en önemli şey iletişim, doğru bilgi vereceksiniz kamuoyuna bu doğru bilginin arkasında duracaksınız yanlış bilgiler varsa karartma vs. bunlara karşı strateji belirleyeceksiniz. En önemlisi de halka dürüst ve şeffaf olacaksınız. Şimdi ise asıl bu aşamaya geldik, rehabilitasyon aşaması yavaş yavaş yangınlarımız büyük oranda sönmeye başladı, rehabilitasyon halkın zararların telafi edilmesi ve kalıcı çözüm” ifadelerini kullandı.
AFAD DOĞRUDAN CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLANMALIDIR
AFAD'ın doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı olması gerektiğine de değinen Başkan Davutoğlu, “Milli güvenlik kurumunda yapılması gereken bu çalışma yapılıp aksayan hususlar uçaklar niye eksikti, helikopterler niye devreye giremedi bunların masaya yatırılması ve yeni bir afet yönetimi geliştirilmesi, burada yine bir noktayı ifade etmek isterim, burada ki en önemli aksaklık Antalya'da da adım adım gezdim koordinasyon merkezlerinin etkin çalışmasında ortaya çıkan sıkıntılar. Yerel yönetimlerle merkez yönetim arasında ki sıkıntılar. Bir problem şu buradan milli güvenlik kuruluna da çağrıda bulunmak istiyorum, AFAD bizim görevde bulunduğumuz dönemde doğrudan başbakanlığa bağlıydı dolayısıyla bütün kurumlar AFAD'ın sözünü dinlemekle yükümlüydü. Ama şimdi AFAD Cumhurbaşkanı hükümet sistemi ile iç işleri bakanlığına bağlandı. Ankara'da maalesef bakanlıklar arası hiyerarşi olmadığı zaman bir rekabet doğar, AFAD doğrudan başbakanlığa ya da şimdi ki sistemde Cumhurbaşkanlığına bağlı olmalı ki bütün kurumlar AFAD'tan geleni talimat olarak görsün. Ama şuanda AFAD iç işlerin bir alt birimi gibi görülüyor, bu da diğer bakanlıklar nezdinde ki otoritesini olumsuz etkiliyor. Derhal AFAD'ın Cumhurbaşkanlığına bağlanması lazım ve AFAD'ın sıradan bir genel müdürlük gibi görülmekten çıkarılıp bütün bakanlıkları gerektiğinde olağanüstü durumda operasyon gücüne sahip olması ve yine milli güvenlik kurulunun yarın mutlaka iklim değişikliği ile ilgili Türkiye'de iklim değişikliği stratejisini ortaya koyacak ve detaylandıracak. Böyle bir şey ilan edildi ancak ama şimdi bu yaşanan gelişmeler ile birlikte iklim değişikliği ve küresel ısınma karşısında alınacak kısa, orta ve uzun vadeli tedbirleri muhtevi bir devlet stratejisini ortaya konması lazım” şeklinde konuştu