Dağdeviren ''Fethiye Olarak Paniğe Gerek Yok''

Tüm Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 için Fethiye'de de sağlık tedbirlerinin en üst düzeyde tutulduğu Fethiye Devlet Hastanesinin şüpheli vakalar için gerekli testleri yaptığı ve şu ana kadar hiçbir vakanın olumsuz olarak yansımadığı belirtildi. Halkın panik yapmasına gerek olmadığı vurgulanırken günlük yaşamda bazı hijyen önlemlerinin korona virüsü karşısında önleyici olacağı belirtildi. Fethiye Devlet Hastanesi enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Hacer Dağdeviren FRT Televizyonunda katıldığı Pozitif Düşünce programında bu virüsün klinik özelliklerinden korunma yöntemlerine kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

  • 7093
TAKİP ET

Fethiye Devlet Hastanesi Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Hacer Dağdeviren yaklaşık 2 saat süren programda korona virüsünün özelliklerini ve yayılma şeklini anlatıp “Türkiye olarak Sağlık Bakanlığımız çok kısa sürede önemli tedbirler aldı. Uygun ve zamanında tedbirler alındı. Sağlık ve enfeksiyon camiası sokaktaki vatandaş kadar panik değiller. Onları daha serin kanlı görüyorum fakat sokaktaki vatandaşları daha endişeli görüyorum. O yüzden vatandaşları bilinçlendirici bu tip programlar yararlı. Çünkü bilgi o paniği rahatlatıyor.” dedi.
Korona virüsünün bir soğuk algınlığı virüsü olduğunu belirten Dr. Hacer Dağdeviren “Biz Dünya olarak bir soğuk algınlığı virüsü ile karşı karşıyayız. Wuhan şehrindeki bir deniz ve vahşi hayvanların satışı olan bir yerde birbirine benzeyen 7 kişide aynı dönemde soğuk algınlığı semptomlarının hızla ilerlemesi zatüre, imineoli ile ölümü seyretmesi bunun birbirine bulaşacağı yeni bir salgın olduğu düşünüldü. Çin teknolojisi iyi bir ülke bu Dünya için iyi bir nimet oldu. Gün içinde bu virüsün ne olduğu öğrenildi. Genetik haritası saptandı. Bunun koronavirüsü olduğu fakat mutasyona uğramış olduğu, yeni tip koronavirüs olduğu saptandı. Koronavirüsü zaten bizim tanıdığımız doğamızda olan bir virüs. Bizim toplumumuzda grip dediğimiz 4-5 tane zaten virüs vardı. Virüslerin bir özelliği var. DNA dediğimiz zinciri çok sağlam değil. Dış etkenlerden çok etkileniyor ve çok çabuk mutasyona uğruyor. Biz her yıl yeni bir grip aşısı yapıyoruz. Bu salgının gerisinde çok iyi bir teknoloji var. Çabalar da oldukça fazla. Fakat şu anda koronavirüsüne karşı bir ilaç geliştirilmiş değil. O yüzden Dünya Sağlık örgütü bu salgını kontrol altına alabilmek için halk arasında karantina denilen izolasyon, hastaları hastanelere ve evlerine çekme yöntemi ile bu salgının önünü almaya gayret ediyor.” dedi.
“GEÇ KALINMADI”
Dağdeviren “Önlem almak dediğimiz bir ülkenin ekonomisini sarsan ciddi kararlar. O tehdit kapıya gelmeden o ülkenin örneği Avrupa birliğinin dediği gibi ben kapılarımı kapatıyorum demesi çok kolay kararlar değil. Tedbir alınma konusunda geç kalındı mı? Bence kalınmadı zamanında çok güzel tedbirler alındı. Özellikle Sağlık Bakanlığımız bu konuda çok ciddi emekler harcadı, önlemler aldı.” dedi.
“NORMAL GRİP DEĞİL”
Dağdeviren grip ile koronavirüsünü ayırt etmek oldukça zor diyerek “Grip ve korona virüsünü biz ayırt edemeyiz. Bunu uzmanlar da ayırt edemiyor. Bu virüsün kendine ait bir bulgusu, tedavisi, korunma yöntemi yok. Korona virüsü insana normal bir grip gibi bulaşıyor. Şu an ki global enfeksiyon tedavisi uygulanıyor. Biz seyahat öyküsünü sorgulamaya başladık. BU virüs sempttomlenme den önce çoğalma evresi gerçekleştiriyor. Değişik kişilerde araştırma yapılmış ve 2 ile 14 gün arası saptanmış. O yüzden 14 günlük bir gözlem süresi diyoruz. Havaalanında termal kameralar sadece ateşlileri belirliyor.Semptomları henüz ortaya çıkmamış o yüzden de ateşi olmayabilir. Termal kameralar bundan dolayı çok da efektif değil. Sonradan da bu hastalık nüksedebilir.” dedi.
“BELİRTİLERİ NELER”
Dağdeviren “Mevsimsel gribe göre akciğerleri seviyor. Akciğerlere çok çabuk iniyor ve ciddi lezyonlar ve hasar oluşturuyor. Biz poliklinikte hasta da sorguladığımız şeylerden biri öksürük. Solunum sıkıntısı. Bu en önemli bulgu. Korunma açısından sağlıklı insanlardan çok hastalıklı insanların yapması gereken görevler var. Başta sosyal temaslardan kaçınmalı. Sarılma ve öpüşmeden uzak kalmalı. Kendi hijyenine dikkat etmeli. El sabunlarken burun ve ağız çevresini de yıkamalı. Ağzını gargara yapmalı. Ev içinde yaşaması gerek. Veya mümkünse diğer odada istirahat edebilir.Toplumumuza ve çocuklara bu koronavirüsü vesilesi ile hijyeni önemsemelerini sağlamalıyız. Bir kişi mesela hasta öksürüyor, burnu akıyor, hastaneye geliyor fakat mendili yok. Veya öksürüyor ve ağzını eliyle kapattıktan sonra o elini etrafa dokunuyor. Bu virüs Allahtan dış ortama dayanıklı bir virüs değil. Güneş ışını ile hemen yok oluyor. O yüzden biz el hijyeni önemli diyoruz. Fakat bu sadece koronavirüsüne karşı bir korunma değil. Korona salgınının bir süre sonra kontrol altına alınacağına inanıyorum.” dedi.
“SONUÇLAR NEGATİF GELDİ”
Dağdeviren “İlk önce bize böyle bir şüphe ile gelen hastaya muayeneden önce test aşaması var. Yani şikayetlerini soruyoruz. Ardından seyahat öyküsünü soruyoruz. Ardından muayene. Daha sonra akciğer filmi çekiyoruz. Eğer kişiden şüpheleniyorsak bu kişilerden viral kültürleri alıyoruz. Bu viral kültürü alabilmem için benim Sağlık Bakanına bilgisayar üzerinden bildirim yapmam gerekiyor. Ama insanlarımız bunu hemen yanlış anlıyor. Fethiye'de korona hastası var diyorlar. Hayır bunu biz her hastaya yapıyoruz. Bugüne kadar biz bu teşhisleri çoğu hastaya yaptık. Takip ettik ve sonuçları negatif geldi. Bu hastalaraev tedavisi önerdik ve evine gönderdik. Şu ana kadar bizde pozitif durum yok.” dedi.
“SU İÇMEK ÇOK FAYDALI”
Virüsün ağızdan alındıktan sonra akciğerlere ulaşmadan sık sık içilecek suyla mutlaka mideye inebileceğini ve mide asiti ile yok edilebileceğini belirten Dr. Hacer Dağdeviren “Sık sık su içmek faydalı çünkü su boğazdaki virüsü mideye gönderiyor ve midedeki asit o virüsü orada yok ediyor. Bir diğer faydası ise vücuttaki tüm senkronları sulandırıp, güçlendirdiği için bağışıklık sistemine de destek oluyor. O yüzden su içmek çok faydalı. Tüm sıvılardan su daha değerli. Bitki çayları da yararlı fakat suyun yeri ayrı.Koronavirüsü dediğimiz virüsün zarı lipit yapıda yağ yapısında. O yüzden bu yağı çözdüren her türlü dezenfektan bizim korunma önlemlerimizde çok etkili. Sabun, deterjan, alkol bazlı el dezenfekteleri tüm bunlar bu virüs için yeterli. Ben sağlık çalışanı olarak bu korunmak için yaptıklarımızı sadece bu dönemde yapmamalıyız. Örneğin su içme ve dengeli beslenme alışkanlığımızı her zaman hayatımızda uygulamalıyız.” dedi.
“SICAK HAVA VİRÜSE ENGEL”
Dağdeviren “Biz havaların ısındığından dolayı yaz mevsiminin geldiğinden dolayı bu virüsün önüne geçileceği inancındayız. Kontrol altına alınacak diye kesin bir şey yok ama biz kontrol altına alınacağını umuyoruz.” diyerek özellikle kargo ile bulaşmasının da mümkün olmadığını ifade etti. Dağdeviren “Bu virüsün kargolardan bulaşma ihtimali yok. Çünkü bu virüs dış ortam koşullarına dayanıklı bir virüs değil. Ancak insandan insana bulaşıyor. Oda yakın temasla oluyor. Örneğin bir sınıfta bir çocuk hastaysa önündeki arkasındaki bir de yanındaki arkadaşları etkilenir. En çok 1 metreden yakın temastan korkuluyor.” dedi.
“ANTİBİYOTİK ZARARLI”
Dr. Hacer Dağdeviren antibiyotiklerin zararlarına dikkat çekip “Koronavirüsüne karşı antibiyotik zararlı. Antibiyotik virüslere etkili ilaçlar değil. Bakterilere etkisi var. Her antibiyotik birbirine eş değil. Antibiyotiği asla doktoruna danışmadan kullanmamak lazım” derken maskelerin koruyucu olacağını söyledi. Dağdeviren“Piyasa da 2 tip maske var. Biri basit tıbbi kağıt maskeler var. Bu maskeler koruyucudur. Önü filtreli olan maskeler ise özel bazı durumlarda kullanılıyor. Onları zaten sadece biz kullanıyoruz. Sizlerin almanıza gerek yok.” dedi.
Hastalığın bulaşmaması için sigara içilmemeli, geleneksel, bitkisel tedaviler resmi olarak kanıtlanana dek uygulanmamalı. Üst üste maske takılmamalı. Doktor izin vermeden antibiyotik kullanılmamalı. Eller sık sık su ve sabun ile ovarak yıkanmalı. Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle en az 3-4 adım mesafe konulmalı. Yaşadığımız kullandığımız ortamlar sık sık havalandırılmalı. Kıyafetler 60-90 derecede normal deterjanla yıkanmalı. Ateş, öksürük, nefes darlığı şikayetlerinde maske takılıp sağlık kuruluşuna gidilmeli. Öksürme ve hapşırma sırasında ağzımızı mendille kapatmalı yada dirseğin iç kısmı kullanılmalı. Kapı kolları, lavabolar, sık sık kullandığımız yüzeyler her gün temizlenmeli. Tokalaşma, sarılma, öpüşme gibi yakın temaslardan kaçınılmalı. Soğuk algınlığı belirtisi varsa yaşlı ve kronik hastalarla temas edilmemeli. Eller, gözlere, ağıza ve burnuna götürülmemeli. Sık sık yıkanmalı. Yurt dışından dönüşte ilk 14 gün mutlaka evde geçirilmeli. Kişisel eşyalar havlu gibi ortak kullanılmamalı. Bu dönemde kağıt havlular kullanılmalı. Bol su içilmeli. Sıvı tüketilmeli, dengeli beslenilmeli ve uyku düzenine dikkat edilmeli.” dedi.
“Şu ana kadar virüse karşı bir ilaç, aşı yada tedavi gelişmiş değil. Sadece kelle paça yemek sarımsak yemek çözüm değil. Bunlar sadece vücudu dirençli tutar” diyen Dr. Hacer Dağdeviren “ evde beslenen kedi, köpek gibi evcil hayvanların koronavirüs bulaştırdığına dair şu ana kadar hiçbir kanıt bulunmuyor. Bu hayvanlarda virüsün görülmesi bize bulaşacağı anlamına da gelmiyor. Böyle bir evcil hayvanla temas sonrası ellerin her ihtimale karşı su ve sabunla iyice yıkanması gerekiyor. Elleri kurutmak için kullanılan sıcak hava üfleyiciler koronavirüsü öldürmez. El kurutma makinalarının böyle bir özelliği yoktur. Kendimiz korumak için alkol bazlı temizleyiciler, sabun ve su ile ellerimizi sıklıkla yıkayıp tek kullanımlık kağıt havlu ile iyice kurulamamız gerekir.”dedi.
“HASTANE OLARAK HAZIRIZ”
Dr. Hacer Dağdeviren “Fethiye Devlet Hastanesi olarak biz COVID-19'a karşı hazırız. Bizlere ve diğer tüm çalışan arkadaşlarımıza eğitimler verildi. Sağlık çalışanları arasında iletişim ağı çok kuvvetli. Bu çalışmalar oldukça güven verici. Okulların tatil edilmesi de oldukça güzel, güven verici bir durum. İlk başta tedbirler açısından güzel adımlar atılması bence oldukça güzel. Tedbirli davranmak zorundayız. Grip durumlarında mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Özellikle yaşlıların dikkatli olması gerekir.” diye konuştu.

Bakmadan Geçme