Cumhurbaşkanı Erdoğan: '81 vilayette kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezleri ile şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi'nde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 'Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında faaliyet gösteren kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezleri ile şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz. Kamu görevlileri ve vatandaşlardan oluşan 4 milyonun üzerinde kişiye verilen eğitimler ve seminerlerle kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkemizin altyapısını oluşturuyoruz. Şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı için yürüttüğümüz çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Üniversitesi'nde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan programa eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailenin önemine vurgu yaptı. Erdoğan ayrıca İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının kadına şiddetle mücadeleye olumsuz bir etkisinin olmadığını kaydetti. Erdoğan, "Birleşmiş Milletler tarafından 24 yıl önce kabul edilen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde gerçekleştirdiğimiz programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemizde de her 25 Kasım günü bu çerçevede düzenlenen çok sayıda etkinlikle idrak ediliyor. Amacımız erkeği ve kadınıyla milletimizin her bir ferdinin kendi hayatında ve toplumda kadına yönelik şiddet konusunda bilinç sahibi olmasıdır. Hamdolsun Türkiye bu hususta eskisi ile mukayese edilemeyecek derecede ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Her ne kadar yaygınlaşan medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalar ile bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da, bilhassa hanım kardeşlerimiz hakikati gayet iyi biliyor" dedi.
Devlet olarak kadına yönelik şiddet ile mücadeleyi temel politika haline getirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu amaçla 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını yakından takip ederek, destekleyerek, samimiyetle sahiplenerek, hatta gerektiğinde mücadeleye bilfiil katılarak kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik. Bazıları bakanlığımızın adındaki 'aile' kavramını öne sürerek kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya ve gölgelemeye çalışıyor. Halbuki aile kadını ile erkeği ile çocuğu ile yaşlısı ile toplumumuzu oluşturan o devasa yapının kilit taşıdır. Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır. Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların kadınların haklarını savunmakla hiçbir ilgisinin olmadığının hepimiz farkındayız. Bu tür saldırıların gerisinde aileden başlayarak milli bünyemizi çökerterek milletimizi var eden hasletleri ortadan kaldırma gayesi vardır. Huzurlu, güvenli, üyelerinin birbirine saygı duyduğu aile aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir. Kadına veya çocuğa yönelik şiddetin olduğu bir birlikteliğin her şeyden önce aile kavramının ruhuna ve özüne ters olduğu ortadadır. Soruyorum sizlere, kadının şiddet gördüğü bir beraberliği temelinde karşılıklı şefkatin, merhametin ve hürmetin olduğu aile kavramı ile tanımlayabilir miyiz? Çocuğun fiziki veya psikolojik şiddete maruz kaldığı bir yapının sağlıklı bir aile olduğunu kim iddia edebilir? Bunu kim söyleyebilir? Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi aileyi yüceltme ve güçlendirme mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yani aileye sahip çıkarak şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların tüm haklarının da korunmasını sağlamayı amaçlıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığımızdan başlayarak Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemindeki icraatlarımız ile bu doğrultuda önemli bir dönüşümü gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Bugünkü toplantımızın konusu olan kadına yönelik şiddetle 2024 yılı faaliyet planımız bu dönüşümlerin sadece bir örneği. Son 21 yıl içerisinde burada saymaya kalksak saatler alacak nice reformu nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdik. Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrimi 2012 yılında çıkardığımız 6 bin 284 sayılı ailemizin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu ile yaptık" açıklamasında bulundu.
"İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadına şiddetle mücadeleye olumsuz etkisi olmamıştır"
İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin kadınların hakları ve onlara yönelik şiddetle mücadeleye en küçük bir olumsuz etkisi olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Marjinal grupların ve sapkın akımların istismar malzemesi haline gelen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadınların hakları ve onlara yönelik şiddetle mücadeleye en küçük bir olumsuz etkisi olmamıştır. Bu konuda belli çevreler tarafından yürütülen tezviratın hiçbir temeli hiçbir dayanağı yoktur. Çünkü mücadelenin asıl somut araçları 6284 sayılı kanun başta olmak üzere hukukumuza derç ettiğimiz mevzuat ile zihinlerde gerçekleştirdiğimiz dönüşümdür. Bu kanun kadın hakları ve ailenin korunması açısından spekülasyonlara kurban edilemeyecek kadar mühim bir kazanımdır. Bu kazanımların örselenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Elbette kanunun mahiyetinde ve uygulanmasında sorunlar varsa çözecek, eksikler varsa giderecek, daha da güçlendirilmesi gereken unsurlar varsa gereğini mutlaka yapacağız. Nitekim bu amaçla mevzuatımızı sürekli yeniliyoruz. Bu çerçevede 2006 yılında yayımladığımız çocuk ve kadınlara yönelik şiddete ve cinayetlere karşı alınacak tedbirlerle ilgili genelgeyi bugün yayımladığımız yeni bir genelge ile güncelledik. Yeni genelgemizde kurduğumuz kadına yönelik şiddetle mücadele koordinasyon kurulunun Türkiye Yüzyılı'na yakışır faaliyetler yürüteceğine inanıyorum. Yine bugün kamuoyu ile paylaştığımız 2024 yılı faaliyet planımız ilgili bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın katkıları ile hazırlanmıştır. Son faaliyet planımız adalete erişim ve mevzuat politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarındaki beş ana hedef üzerine inşa edilmiştir. Bu plan 66 alt hedefi ve 218 faaliyet başlığı ile kadına yönelik şiddet konusundaki güçlü irademizin somut bir ifadesidir. Az önce planın detaylarını ve yapılacak faaliyetleri hep birlikte sesli olmasa da ekranda izledik. İnşallah planda belirlenen hususların etkin ve kuşatıcı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağız. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında faaliyet gösteren kadın Konukevleri, ŞÖNİM'ler ve sosyal hizmet merkezleri ile şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz. Kamu görevlileri ve vatandaşlardan oluşan 4 milyonun üzerinde kişiye verilen eğitimler ve seminerlerle kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkemizin alt yapısını oluşturuyoruz. Şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı için yürüttüğümüz çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum"
Ülkenin ve milletin hayrına hangi mücadeleye girildiyse kadınların desteğini daima yanlarında bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyaset yolculuğunun her safhasını kadınlarla birlikte yürümüş bir kardeşiniz olarak bugünlere siyaset mühendislikleri ile değil onların hayır duaları ile geldiğimizin altını özellikle çizmek istiyorum. Ülkemizin ve milletimizin hayrına hangi mücadeleye girdiysek kadınların desteğini daima yanımızda bulduk. Hayatımıza kastetmeye varan hain saldırıları siz kadınların desteği ile püskürttük. Biliyorsunuz 15 Temmuz menfur darbe girişiminde hayatları pahasına darbecilere direnen, tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okuyan milyonların en ön safında kadınlar vardı. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından çıkartıp önce 2023 hedefleri şimdi de Türkiye Yüzyılı aydınlığına çıkartan yine kadınlardır. Aybüke öğretmenlerdir. Kadın haklarına yönelik kıyafetleri yüzünden okul kapılarından, üniversite amfilerinden, iş hayatından, kamudan dışlanmaya çalışılan kadınların mücadelesi Türk demokrasi tarihinin en önemli sayfalarından biridir. Diyarbakır’da tuttukları evlat nöbeti ile terör örgütüne kabuslar yaşatan kadınların hakkını asla ödeyemeyiz. Buradan bir kere daha bölücü terör örgütünün kanlı, kirli ve kalleş yüzünü direnişleriyle deşifre eden Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum. Evinde, fabrikada, tarlada, kendi işinin başında alın teri ile emeği ile fedakarlığıyla destan yazan kadınların başarılarıyla gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu.
"Türkiye Yüzyılı kadınların yüzyılı olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kadını dışlayan bir ülke de, bir siyaset de, bir program da sahip olduğu insan zenginliğinin yarısından vazgeçmiş demektir. Ne tarihimiz, ne medeniyetimiz, ne kültürümüz, ne gelenek göreneklerimiz böyle bir savrukluğa ve adaletsizliğe cevaz vermez. Biz bu anlayışla Türkiye Yüzyılı ne diyoruz? Kadınların yüzyılı olacaktır. İnşallah 21 yılda verdiğimiz her imtihan gibi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu da hayata geçirecek, bu zaferin sevincini kadınlarla birlikte kutlayacağız. Kadını, erkeği, genci ve yaşlısı ile tam bir dayanışma içerisinde mücadele ederek Allah'ın izniyle şiddetsiz bir Türkiye'yi sizlerle birlikte inşa edeceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planını bu doğrultuda atılmış çok kıymetli bir adım olarak görüyorum. Planın titizlikle uygulanması noktasında devletimizin tüm kurumları ile birlikte sivil toplum kuruluşlarımızın ve milletimizin her bir ferdinin gerekli hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak biz de planın başarısı için her türlü desteği vermekten geri durmayacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınların hak ve hukuk mücadelesinde yanlarında yer alacağız."