Çimen, 'Bazı okul binaları risk altında olabilir'
Elazığ ve Malatya'da meydana gelen depremlerin ardından bina güvenliği ve yapı durumu gibi kavramlar tekrar gün yüzüne çıktı. İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Fethiye Temsilcilisi Levent Çimen yaptığı açıklamada, 'Bu yıl yürürlüğe giren ve sistemden otomatik olarak atanan yapı denetim sisteminde de yine birçok sıkıntılar yaşanmaktadır. Aradan 20 yıl geçmesine rağmen yapı denetim sisteminin hala daha bir sisteme oturmamış olduğu görülmektedir' dedi.
Kaliteli projelerin üretilmesi adına gayret gösterdiklerini kaydeden İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Fethiye Temsilcilisi Levent Çimen, 2013 ve 2015 yıllarında bazı binalar hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğüne yazılar gönderdiklerini ifade etti. Mühendislik hizmeti alınmadan yapılan ve kalitesiz malzeme kullanılan binaların inşa edilmesi sonucu binlerce insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Çimen, yeni çıkan müteahhitlik yasasının ise yine tamamen parası olanın müteahhit olduğu, teknik elemanların yalnızca imzacı olarak görüldüğü ve yalnızca sorumlu bulmak adına çıkarılan bir yasa olduğuna vurgu yaptı.
DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMADIK
Gerçek Fethiye Gazetesi Muhabiri Erdoğan Karagöz'ün sorularını cevaplandıran İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Fethiye Temsilcilisi Levent Çimen, “İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeğini hiçbir zaman unutmadık ve unutulmaması için de elimizden gelen her türlü çabayı sarf etmekteyiz. Fakat ne yazık ki ülkemiz bu gerçeği yalnızca deprem zamanlarında hatırlıyor. 3-5 gün konuşuluyor, uzmanlar çıkıp fikirlerini söylüyor ve sonra yine gündem değişiyor, deprem gerçeği unutuluyor. Ta ki yeni bir deprem oluncaya kadar. Tıpkı milat sayılan 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonraki 12 Kasım Düzce depremi, 2003 Bingöl depreminden sonraki 2011 Van depremi ve en son yaşadığımız Elazığ depremi. Her zaman söylediğimiz ve artık klişe haline gelmiş olan deprem değil bina öldürür sözünün gerçekliğini son olarak Elazığ depreminde gördük. Etrafındaki binalar yıkılmamışken ve ayakta dururken Dilek Apartmanının çökmesi, bunun en somut örneği olarak karşımızda durmaktadır. Mühendislik hizmeti almadan yapılmış yapılar ve kalitesiz malzeme kullanılmasından kaynaklı binalar inşa edilmesinin sonucu olarak bugüne kadar maalesef binlerce insanımız hayatlarını kaybettiler” dedi.
SORUMLU BULMAK ADINA ÇIKARILMIŞ
Çimen, “1999 Gölcük depreminden sonra çıkarılan birçok yasa ve yönetmelik maalesef ki yalnızca sorumlu bulmak adına çıkarılmış ve uygulamada hayata geçirilememiştir. 2001 yılında 11 ilde pilot uygulama olarak başlatılan ve 2011 yılında tüm Türkiye'de uygulanmaya başlanan yapı denetim sisteminde 2020 yılına kadar, defalarca bu sistemin yanlış olduğunu söylememize rağmen,müteahhit kendini denetleyecek firmayı kendisi seçebiliyordu. Bu yıl yürürlüğe giren ve sistemden otomatik olarak atanan yapı denetim sisteminde de yine birçok sıkıntılar yaşanmaktadır. Aradan 20 yıl geçmesine rağmen yapı denetim sisteminin hala daha bir sisteme oturmamış olduğu görülmektedir. Yeni çıkan müteahhitlik yasasının ise yine tamamen parası olanın müteahhit olduğu, teknik elemanların yalnızca imzacı olarak görüldüğü ve yalnızca sorumlu bulmak adına çıkarılan bir yasa olduğu aşikardır” ifadelerini kullandı.
İMAR BARIŞI BİLİMSELLİKTEN UZAK
Levent Çimen, “İmar barışı adı altında çıkarılan yasa ise tamamen bilimsellikten uzak ve mal sahibinin beyanına dayanan, hiçbir teknik inceleme yapılmaksızın binaların yasal hale gelmesini sağlayan bir yasadır. Dünyanın hiçbir yerinde yapının sağlamlığı ve dolayısıyla da vatandaşın can güvenliği vatandaşın kendi beyanına bırakılmamıştır ve kanunda ‘Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır' ibaresi yer almamıştır ve alamaz. Madem kaçak binalar yasallaştırılmak isteniliyor ve bununla ilgili bir envanter elde edilmek isteniliyor olsaydı, binaların teknik incelemeleri yapılmalı, riskli yapı tespitleri yapılıp, gerçekten sağlam ve sağlıklı binalar varsa bunlar tespit edilip yasal hale getirilmeli, sağlıksız binalar ise derhal kentsel dönüşüme sokulmalıydı.Bir yandan depreme dayanıklı binalar yapmak için yeni deprem yönetmeliği çıkarıyoruz, bir yandan kaçak yapıları kayıt altına alıp, imar barışı adı altında, hiçbir teknik inceleme olmaksızın çürük binaları yasallaştırıyoruz.Ülkemizin büyük bir bölümü gibi Fethiye ilçemiz de 1. Derece deprem bölgesinde yer almaktadır. En son yaşamış olduğumuz 10 Haziran 2012 tarihli deprem,herhangi bir yıkımaneden olmamış ve en sevindirici yanı da hiçbir can kaybına yol açmamıştır. Ancak o tarihte gündeme gelen ve bu konuda uzman yer bilimciler tarafından konuşulan konulardan bir tanesi de bu bölgede daha büyük bir deprem olma riskiydi. Peki Fethiye bu depreme ne kadar hazır? Bizim yıllardır söylediğimiz ve her türlü teknik desteği vermeye hazırız dediğimiz konularda bugüne kadar maalesef ki hiçbir somut adım atılmamıştır. Kamu binalarından başlanarak, eski yapıların- vatandaşın isteğine bırakılmaksızın-ivedilikle mevcut durumları tespit edilerek bir durum tespiti yapılmalıdır. Yıkılması gereken binalar veya güçlendirilmesi gereken binalar tespit edilmelidir. Ve bu işlemlere öncelikle okullardan ve kamu binalarından başlanılmalıdır. Elbette ki bunun mali bir yükümlülüğü vardır. Fakat biz meslek insanları olarak işin maddi kısmını ikinci plana atarak, özellikle de can güvenliği söz konusu olduğunda, her türlü uyarıyı yapmakla ve üzerimize düşen görevleri yerine getirmekle yükümlüyüz. Bu yüzdendir ki; her türlü desteği ücretsiz vermeye hazır olduğumuzu her zaman söyledik ve bugün de üstüne basa basa söylüyoruz. İnsan canı mali hiçbir gerekçe bahane gösterilerek tehlikeye atılamaz, atılmamalıdır” diye konuştu.
YAZILAR GÖNDERDİK
“2013 ve 2015 yıllarında İl Milli Eğitim Müdürlüğü veİl Sağlık Müdürlüğüne yazılar gönderdik” diyen Çimen, “Okul, kreş, sağlık merkezi vb… Açılacak binalara, yalnızca gözle yapılan inceleme neticesinde, bir A4 kağıdı üzerine rapor yazmak suretiyle depreme dayanıklı olduğu belirtilerek açılış izinleri veriliyor. Bu binalardan numune alınarak laboratuvar ortamında incelemeler yapılması gerektiğini belirtmemize rağmen halen daha aynı sistemde açılış izinleri verilmeye devam ediliyor. Bu uygulamadan derhal vazgeçilerek bilimin ve tekniğin gerektirdiği şekilde incelemeler yapılmalı ve bu incelemeler neticesinde,yalnızca sağlam ve güvenilir binalara açılış izinleri verilmelidir.Meslek odalarının etkinliklerini azaltmak amacıyla proje denetim yetkilerimizi elimizden aldılar. Fakat Muğla Şubemiz; Menteşe Belediyesi başta olmak üzere, Bodrum Belediyesi, Marmaris Belediyesi, Yatağan Belediyesi, Ula Belediyesi ve Datça Belediyeleri ile protokol yaparak oda denetimli projelerin belediyeye gelmesini sağladılar. Biz de Fethiye Belediye Başkanımız Alim Karaca ile görüşerek bu protokolü imzalamak ve daha kaliteli projeler üretilmesini sağlamak istiyoruz.Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız; Afet; bir olayın kendisi değil, doğurmuş olduğu sonuçlardır.Mesele; deprem olduktan sonra numuneler alarak bu bina neden yıkılmış demek değildir. Asıl mesele; binaların yıkılmamasını sağlamak, bilime ve tekniğe uygun yapılar inşa etmektir. Türkiye'nin dört bir yanından arama kurtarma ekipleri canla başla çalıştılar, birçok can kurtardılar. Hepsine ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyoruz. Fakat şunu bilmeliyiz ki; depreme dayanıklı yapılar ve binalar inşa edersek, bunların birçoğuna zaten gerek kalmayacaktır. Enkazlar olmayacak, belki yalnızca çok az sayıda ağır hasarlı, ondan biraz fazla sayıda orta hasarlı binalar olacaktır.İnşaat Mühendisleri Odası ve inşaat mühendisleri olarak bizler her zaman deprem gerçeğinin bilinciyle çalışıyor ve bu bilinçle yapılarımızı inşa ediyoruz. Bu gerçekliğin bilfiil içerisinde yer alan teknik insanlar olarak, depremin yalnızca deprem zamanlarında değil, her zaman hatırlanması gerektiğini ve bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada iş yalnızca biz teknik insanlara düşmüyor. Vatandaşlarımıza da sesleniyoruz. Mühendislik hizmeti almadan binalarınızı yaptırmayın. En azından odamıza gelerek bizlerden bilgi alın, gerekirse bedelsiz olarak teknik destek verelim ama bu afetleri artık yaşamayalım. Depremin değil, binaların öldürdüğü gerçeğini unutmayalım. Tek bir insanımızın hayatını kaybetmemesi için hep birlikte çalışalım.
İnşaat Mühendisleri Odası Fethiye Temsilciliği olarakbu depremin bizlere ders olmasını ve yeni acılar yaşanmamasını temenni ediyor, Elazığ'da hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyor, yaralılara da acil şifalar diliyoruz” dedi.