CHP Fethiye'den 'Siyasette Karar Alma Süreçlerinde Kadın Temsiliyeti' Paneli
CHP Fethiye İlçe Örgütü'nün düzenlediği 'Siyasette Karar Alma Süreçlerinde Kadın Temsiliyeti' konulu panel, Özer Olgun Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Cumhuriyet Halk Partisi Fethiye İlçe Örgütü’nün düzenlediği panele TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ile gazeteci yazar Özlem Özdemir konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte CHP Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Koyuncu, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca ve CHP örgütü üyeleri de yer aldı.
Kadın Hakları İçin Bir Araya Geldiler
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP Fethiye Kadın Kolları Başkanı Ayşe Devrim Öztürk, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 90’ıncı yıl dönümüne dikkat çekerek, “Bugün burada toplanma sebebimiz, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ne kadar büyük bir önem taşıdığını tekrar değerlendirmek ve kıymetli panelistlerimizden bilgilendirilmektir” dedi.
Kadınların Direnci ve Mücadelesi Vurgulandı
Konuşmasına kadın mücadelesinin önemine değinerek başlayan Gülizar Biçer Karaca, “Özgürlük ve eşitlik mücadelesinde söz sahibi olmak için, gerektiğinde kendi kararlarına itiraz edebilecek ve doğru olanı savunarak çevresindekileri ikna edebilecek bir dirence sahip olunması gerekir. Parlamentoda, iktidar partisinin milletvekilleri arasında öyle konuşmalar yapılıyor ki, bunların kadın mücadelesine en büyük zararı verdiğini düşünüyorsunuz. Bu nedenle, kadınların kararlı, mücadeleci ve azimli olması çok önemlidir.
Kadın mücadelesine katkı sağlamak, zarardan çok fayda getiren bir yaklaşımla mümkün olabilir. Kadınlar, yağmurda, çamurda, karda, sıcakta, güneşin altında yorulmadan çalışır ve sonunda 'Ben aday olmak istiyorum!' diyerek yola çıkar. Ancak ne yazık ki, siyasi alanda cinsiyet eşitliğini sağlamak hâlâ zorlu bir mücadele gerektiriyor. Milletvekili seçimlerinde sıralamalarda kadınlar genellikle geri planda bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
Geçmişte bu makamlarda yer alan kadın siyasetçilerin, muhtarların, belediye başkanlarının ve kadın kollarının açtığı yolu unutmamak gerekiyor. Kadınların karar mekanizmalarında yer alması, yönetim kadrolarında güçlü bir şekilde temsil edilmesi için, onların mücadele anlayışını benimsemek ve minnet duygusuyla hareket etmek şarttır.
Karaca, kadınların ekonomik özgürlüğüne de dikkat çekerek, şunları ekledi: “Eğer bugün Denizli’den bir kadın milletvekili olarak seçilebilmişsem, bu, geçmişte kadınların açtığı yolun ve onların mücadelesinin bir sonucudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nde kadın mücadelesine güç vererek ve kadın temsilini artırarak onların önünü açmamız gerekiyor. Partimizdeki kadın milletvekili oranını artırmak, örneğin %50’yi hedeflemek için mücadele etmeliyiz. Bugün milletvekillerinin sadece %17’si kadınsa, bu oranı nasıl aşabiliriz? Bunun yolu öncelikle kadınların ekonomik özgürlüğünü sağlamasından geçiyor. Kadınlar ekonomik olarak güçlü olduğunda, siyasette daha etkili rol oynayabileceklerdir.”
“Cumhuriyet Kadın Haklarının Yolunu Açtı”
Gazeteci-yazar Özlem Özdemir ise konuşmasında Türkiye’de kadın haklarının tarihine ışık tutarak, “1924 yılında ilk anayasa hazırlanırken Meclis’e bir taslak gönderiliyor. Ancak bu süreçte pek çok kişi önemli bir ayrıntıyı unutuyor. Anayasada 'Her Türk erkek...' ifadesi yer alıyor. Günümüzde bu durum 'eril anayasa' eleştirileriyle anılıyor. Fakat bu 'eril' kavramının kullanımından artık yorulduğumu belirtmeliyim.
Aslında Atatürk, 'Her Türk erkek' yerine 'Her Türk' ifadesinin kullanılmasını öneriyor. Ancak Atatürk, iddia edildiği gibi bir diktatör olmadığı için, Meclis’ten gelen tepkilere uyuyor. Bu öneri üzerine büyük bir tartışma kopuyor ve bazı milletvekilleri, 'Kadınları da mı kastediyorsunuz?' şeklinde tepkiler veriyor. Sonuç olarak öneri kabul edilmiyor.
Osmanlı döneminde ise durum çok daha kötüydü. O dönemde hayvanlar bile sayılıyor, ancak kadınlar toplumda bir birey olarak kabul edilmiyordu. Öyle ki bir evde 5 yaşında bir erkek çocuk varsa, o çocuğun sözü yetişkin kadınlardan daha geçerli sayılıyordu. Kadınlar, çocuk yaştaki erkeklerin bile otoritesine boyun eğmek zorunda bırakılıyordu.
Böyle bir ortamda Cumhuriyet’in önemi ve kadınların toplumsal hayatta yer alabilmesi adına sağladığı katkılar, anlatmakla bitirilemez. Kadınların birey olarak kabul edilmediği, hayvanların bile daha fazla değer gördüğü bir düzenden bugünlere gelmek, Cumhuriyet’in önemini bir kez daha vurguluyor” ifadelerini kullandı.