Çay, 'Kemal Sunal Filmleri Gerçek Oldu'

Deva Partisi Muğla İl Başkanı Emrah Çay hayat pahalılığıyla alakalı yazılı açıklamada bulunarak  şçşnde bulunduğumuz ekonomik koşulları Kemal Sunal filmleri benzetmesi yaparak eleştirdi. 

  • 1833

Deva Partisi Muğla İl Başkanı Emrah Çay; “Bir dönem seyirci koltuğunda kahkahalarla izlediğimiz Kemal Sunal filmlerini bugün oyuncu olarak sahnede yaşıyoruz. Ve yine bir dönem gülen yüzlerimiz yerini maalesef maziye bıraktı.” Dedi.
İl Başakanı Emrah Çay'ın açıklaması şu şekilde;

“Bir dönem seyirci koltuğunda kahkahalarla izlediğimiz Kemal Sunal filmlerini bugün oyuncu olarak sahnede yaşıyoruz. Ve yine bir dönem gülen yüzlerimiz yerini maalesef maziye bıraktı, çünkü gelinen noktada vatandaş zamların altında nefes alamaz hale gelirken, eve götüreceği ekmeğin dahi gramını hesap eder duruma geldi. Bir dönem esnafımıza işler nasıl diye sorduğumuzda “ayakta kalma mücadelesi veriyoruz” derken, bugün “hayatta kalma mücadelesi” veriyoruz sesleri her geçen gün daha da yükseldi.

Ekonominin bu kadar kötü yönetildiği dönemde zengin ultra zengin oldu, fakir ise deyim yerindeyse bitkisel hayatta ve son nefesini ne zaman vereceğini bekliyor.

Kullanmış olduğumuz bu sözler karanlık bir tablo çizmek için değil, aksine içinde bulunduğumuz karanlığı haykırmak için sarf edilmiş sözlerdir. Bizlere tünelin sonunda ışık var derken, bu ışığın güneş ışığı olacağı yönünde kandıranlar, bugün bizleri o ışığın “gelmekte olan tren ışığı” ile karşı karşıya bıraktıkları dönemdeyiz. Ve maalesef o tren sert bir şekilde bize çarptı, yaşam damarlarımızı kökünden kesti.

Bugün, Türkiye'nin en pahalı coğrafyasında yaşayan bizler için hayat her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Özellikle kiracı/ ev sahibi ilişkilerinde tansiyon fazlasıyla yüksek, insanlar ziyadesiyle gergindir. Bugün Muğla'mızda kiralık ev bulmak bir kenara dursun, bulunan evin kirasının ödenmesinin dahi ihtimali yoktur. Adliye dava dosyalarıyla dolup taşarken, problemler bu sıcak yaz gününde çığ olup büyümüştür. Ev satın almak bir kenara dursun, “kafamızı sokacak bir yer” ifadesi de filmlerde olduğu gibi geçmişte kalmıştır.

Zamlar sadece evlere değil, normal yaşamımıza da bodoslama girmiş, “temel tüketim gıdalarını” dahi tüketemez hale getirmiştir. Yumurta ve sebzeden yapılan “menemen” dahi lüks olmuş, onu yiyenler ise kendilerini şanslı hissetmeye başlamıştır. Domatesin, soğanın, salatalığın yanına yaklaşılamadığı günümüzde vatandaş, marketlerin önünden geçemez hale gelmiştir. Mahalle bakkallarının deftere yazma işleminin büyük süper marketlerde de olmasına ramak kalmıştır.

Türkiye 100 Yılı Derken Bu Kadarını Tahmin Edememiştik

Genel Başkanımız Sn. Ali Babacan'ın dediği gibi zihniyet değişmedikçe o gelsin bu gitsin ile ekonominin yönetilmediğini bir kez daha tecrübe etmiş olduk. Ekonomide güven esastır. Liyakatli kadro gereklidir. Ve bu güven ne Albayrak ile ne Nebati ile ne de Şimşek ile sağlanamamaktadır. Akaryakıt artışından söz bile edemezken, çiftçinin, tarlada ürünü ile birlikte çürümesini hep birlikte izlediğimiz dönemin tam da içine girmiş bulunmaktayız. Hayvancılık ise “ha bugün biter, ha yarın bitecek” noktasına çoktan gelmiştir.

Geleceğine Sevinemeyen Bir Nesil Var

Üniversite sınav sonuçlarına sevinemeyen binlerce aile çocuklarını başka şehirlere gönderemeyecek olmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Bu gençlerimizin geleceği çalınmış oldu. Ailesinin durumu yüzünden istediği yeri tercih edemeyen gençlerimizin vebali de yönetenlerin boynundadır.

Makas Artık Kırıldı

Ülkenin geldiği noktaya birçok başlık daha eklenebilir. Gelir gider dengesindeki makas açıklığı kalmamış, o makas artık kırılmıştır. Geçtiğimiz dönemde bir milletvekili ile oldukça ses getirdik. Şimdi ise 15 Milletvekilimiz ile ülkemizin ve milletimizin huzuru ve refahı için her konu ve alanda gerek soru önergeleri ile gerek basın açıklamaları ile gerek ise çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Bizim önceliğimiz Millet ve memlekettir. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.”


Bakmadan Geçme