ÇARIKLI LEZZETTEN YERLİ ET ÖNERİSİ
Son haftalarda ithal hayvandan kaynaklanan ''Şarbon Hastalığı'', Türkiye'nin Muğla ve Fethiye'nin gündemine otururken, Fethiye'de şarbon hastalığına rastlanmadığı ve ithal hayvan satılmadığı belirtildi
Son haftalarda ithal hayvandan kaynaklanan ''Şarbon Hastalığı'', Türkiye'nin Muğla ve Fethiye'nin gündemine otururken, Fethiye'de şarbon hastalığına rastlanmadığı ve ithal hayvan satılmadığı belirtildi. Fethiye'de yıllardır piyasaya 3 bin 124'ten gelen lezzet olarak yerli canlı hayvandan et verdiklerini ifade eden Çarıklı Kasap yetkilileri, ithal hayvan ve şarbona karşı da oldukça dikkatli davrandıklarını ifade ettiler. Fethiye halkının ithal etten uzak durması için hem et entegre tesisi önüne hem de iki ayrı noktadaki satış şubelerine dev afiş açan Çarıklı Kasap yetkilileri bu afişte ‘'İthal et satışı yapılmamakta ve yüzde 100 yerli besi kullanılmaktadır. Sağlığınız bizim için değerli'' ifadelerini kullandılar.
3 bin 124'ten gelen lezzet olarak daha çok Girdev yaylasında besledikleri küçük ve büyükbaş hayvanları Fethiye'de halka sunan Çarıklı Kasap yetkilileri, son günlerde şarbon hastalığı söylemlerinden dolayı kırmızı etin talebinin azaldığını ancak kendilerinin kesinlikle ithal canlı hayvan alıp satmadıklarını, bu yüzden müşterilerine yüzde 100 yerli besiden sağlanan et sağladıklarını ifade ettiler. Çarıklı et entegre tesislerinde kesilip mühürlenen yüzde 100 yerli besi ile tüketicilere hizmet verdiklerini ifade eden Çarıklı Kasap sahibi Hüseyin Metiner,“Çarıklı Kasap olarak ne dükkanımızda ne de şubelerimizde ithal et hiç satmadık. İthal hayvan dahi takmadık. Fethiye'de şarbon olayına rastlanmamıştır. Vatandaşlarımızın çok dikkatli olmasını istiyorum. Vatandaşlar mezbahalarda kesilmiş, mezbaha mührü olan etleri alsınlar. Veteriner kontrolünden geçmiş etler, her zaman sağlıklıdır” dedi.
‘'GİRDEV YAYLASINDA BESLENİYOR''
37 yıldan beri Fethiye'de kasaplık yaptığını ifade eden Hüseyin Metiner, “Fethiye halkıma en hijyenik en sağlıklı eti sunuyoruz. Hayvanlarımızı Fethiye ve Seydikemer bölgesinden alıyoruz. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarımızı Girdev Yaylasındadoğal olarak yetiştirip getiriyoruz. Bir kısmı da Seydikemer'in Kadıköy Mahallesindeki çiftliğimizden getiriyoruz. Biz buralarda hayvanlarımızı organik besliyoruz. Mezbahamızda da veteriner kontrolünde hayvanlarımızı kesip halkımıza sunuyoruz. Bünyemizde 2 tane veteriner hekim çalıştırıyoruz” dedi.
‘'ORGANİK ŞEKİLDE ÜRETİYORUZ''
Çarıklı Et Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Metinerde; “7 yaşından beri bu işi yapıyorum ve işimi severek yapıyorum. Biz hayvanın yetişmesinden sunumuna kadar bütün hizmetleri kaliteli bir şekilde yapıyoruz. Bizim sloganımız 3 bin 124'ten gelen lezzettir. Toplamında da 10 numaralı et oluyor. Biz kaliteyi en üst düzeyde tutuyoruz. Hayvanlara yedirilen yemler dahi hepsini organik şekilde yapıyoruz. Hayvanlarımız yaylada 3 bin metre yükseklikte duruyor. Yayladan kuruya geçtiğimiz zaman hayvanların bütün yemlerini ellerimle ben hazırlıyorum” dedi.
‘'KALİTEYİ ÖNDE TUTUYORUZ''
Şirket olarak 4 ayrı veteriner hekim ile çalıştıklarını ifade eden Hamit Metiner, “Et bizim için çok önemli bir protein. Protein aynı zamanda çocuklarımızın besini için çok önemli. Kendi soframıza koymadığımız eti hem satmıyoruz hem de sunmuyoruz. Biz aynı zamanda Fethiye'nin kamu işletmesi görevini de görüyoruz. Büyükşehir'in et entegre mezbahasını da biz çalıştırıyoruz. Mezbahalarda işimizi en iyi ve kaliteli bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bünyemizde devletin de verdiği 2 veterinerle birlikte toplam 4 veterinerimiz var. Sağlık kontrolünden geçmeyen hayvanın buradan çıkma şansı yok.” diye konuştu.
‘'FETHİYE'DE HASTALIK YOK''
Fethiye'de aldıkları duyuma göre şarbon hastalığının olmadığını kaydeden Hamit Metiner, “Türkiye'nin gündeminde şuan bu hastalık var ama Fethiye'de yok. Biz kesinlikle ithal et satmıyoruz. Ayrıca yetiştirdiğimiz hayvanların şeceresini de tutuyoruz. Hayvanlarımızın hepsi yüzde 100 Türk malı” dedi.
‘'GÜVENİLEN YERDEN ET ALINMALI''
Vatandaşların güvendikleri ve bildikleri yerden et almalarının altını çizen Metiner, “Vatandaşlarımız ayrıca mezbaha kontrolünün olup olmadığını da takip etsinler. Vatandaşlarımız kasaplardan hayvan kesim raporlarını isteyebilirler. Bu hayvanların pasaportları var. Bu pasaportlarda hayvanların anne babasının nereden geldiği, ne zaman giriş yaptığı, hangi ilaçların kullanıldığı, ne zaman kesildiği yazıyor” dedi.
‘'ÜRETİMİ KENDİMİZ YAPMALIYIZ''
Türkiye'nin hayvan besiciliğinde Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu ifade eden Metiner, “Bunda hükümetin uyguladığı yanlış politikalarda etkili. İthal ette hiçbir kazancımız olmuyor. Bizim vatandaşlarımız artık eskisi kadar et yiyemiyor. Artık tamamen tüketim toplumu haline geldik. Üretim yapmıyoruz. Etteki fiyatların düşürülmesi ve hastalıkların giderilmesi için üretimi kendimiz yapmalıyız. Mazot, gübre gibi girdi fiyatlarının da düşürülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘'ŞARBON BULAŞICI DEĞİL''
Bizim Kasap Çarıklı Et Entegre Sorumlu Veteriner Hekimi Hasan Talaş da “Şarbon zoonos türü bir hastalıktır. Zoonosta 250 hastalık türünden insanlara bulaşanlardan bir tanesi de şarbondur. Şarbon bizim için özel gelmiş bir hastalık değil. Ülkemizde her zaman olan bir hastalık. Şu günlerde ithal etten kaynaklanan bir spekülasyon oldu. Bu spekülasyondan dolayı da gündeme oturdu. Bir zamanlar kuş gribinde olduğu gibi. Yoksa şarbon bizim ülkemizde hiçbir zaman silinmedi. Her zaman var ama bu bahsedildiği gibi büyük tehlikeler değil.50 yıldan beri görülmüş de değil”dedi.
‘'MEZBAHALARDA KESİLEN HAYVANA İTİBAR EDİLMELİ''
Şarbonun hayvanlardan insanlara bulaştığına dikkati çeken Talaş, “İnsanlardan insanlara bulaşması söz konusu değil. Bu solunum, sindirim ve deri formu olarak 3 değişik formda seyrediyor. Bunlardan en çok görüleni deri formu. Öldürücü olan deri formu olan değil. Solunum ya da sindirim formu öldürücü olandır. Bunun içinde şarbonlu hayvana direk temas etmek ya da yemek gerekiyor. Ama şarbon hastalığına yakalanan küçük hayvanlarda 1 ila 4 saat arasında büyük hayvanlarda 1 ila 2 gün arasında zaten ölüyor. Eğer bu hastalıklı hayvanı kesip temas ettiyseniz ya da yediyseniz bu hastalıktan etkilenmeniz mümkün. Bunun içinde vatandaşlarımız mezbahalarda kesilmiş ya da kasaplarda mühürlenmiş hayvanların etlerini almalarını öneriyoruz. Bizim Kasap Çarıklı kesimhanesi Ortaca, Köyceğiz, Fethiye ve Seydikemer ilçelerini kapsayan bir bölgeye hizmet eden mezbaha. Biz burada sadece Bizim Kasap Çarıklı'ya değil, tüm kasaplara hizmet veriyoruz. Bütün tatil köylerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının etlerini tedarik eden bir firmayız. Her birimimizde çalışan veteriner hekimlerimiz var. Şuanda devletin kontrolünün üstüne bizde kontrol koyuyoruz. Vatandaşlarımız kaçak etlere itibar etmesin” diye konuştu.