Başkan Tekin ''Süreci Birlikte Atlatacağız''
32. Bölge Muğla Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Serkan Tekin tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Koronavirüs salgını sırasında eczacıların ve sağlık çalışanlarının üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptığını belirtip 'Bu süreci alınan önlemlerle hep birlikte atlatacağız' dedi. FRT TV'de Muğla Gündemi adlı programda Zeybek Gazetesi'nden Cem Kaytan'ın sorularını cevaplandıran Başkan Kadir Serkan Tekin, maske dağıtım konusunda 'Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı andan itibaren maske satışını bıraktık. Buna rağmen yine de şikayet edildik' ifadelerini kullandı.
32. Bölge Muğla Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Serkan Tekin, programda Koronavirüs salgını ile ilgili olarak tüm dünyadan örnekler vererek “Unutmayalım ki bu virüs, zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz, sporcu-işçi, doktor, meslek, genç-yaşlı ayrımı yapmadan herkese bulaşıyor. Yaşlılarda öldürücülüğü daha fazla, ama ben gençlere bir şey yapmam demiyor. Nitekim İstanbul'da kaybettiğimiz meslektaşım İsmail Durmuş daha 37 yaşındaydı. Hasta etmem de demiyor. 1 yaşındaki bebekte de ortaya çıkarım diyor. Pekala neyi ayırıyor? Kimlere bulaşmam diyor? Tedbirli olana, kendini koruyana, elini, bedenini, üst baş ve çalışma ortamını temiz tutana, vücuduna iyi bakana, iyi beslenip düzenli spor yapana, sigara içmeyene bulaşmam, bulaşsam dahi zarar veremem diyor. O zaman ne yapmamız lazım? Tedbirlerimizi iyi alıp kendimize iyi bakıp etrafımızı korumamız gerekiyor” dedi.
ZOR DURUMDA BIRAKILDIK
Eczacılar olarak bu süreçte yaşadığı sıkıntıları da programda dile getiren Başkan Tekin, “Bir dezenfektan krizi çıkacağını öngördük. Sağlık Bakanlığı ve Türk Eczacıları Birliği yetkililerinin yaptığı görüşmeler sonucu kısıtlı olan alkol satışının serbest bırakılması sağlanıldı. DSÖ'nün onayladığı ortak tek bir formülasyon açıklandı. Ve tüm eczanelerimizde bunun üretim izni alındı. Formül bizlere iletildi. Üretimler tamamlandı. Bu sefer de şişe sıkıntısı ortaya çıktı. Dezenfektanı koyacak şişe bulamadık. Bakın piyasada satılan ve dezenfektan olarak adlandırılan hiçbir ürün bizlerin yaptığı kadar yeterli ve doğru değil. Piyasadaki ürünlerin içerisinde yüzde 60-65 alkol var diye yazıyor. Fakat DSÖ'nün açıkladığı rakamlara göre dezenfektan içerisinde en az yüzde 70'lik alkol olacak denilirken biz eczacıların yaptığı dezenfektanlar, DSÖ'nün bizlere verdiği formüle göre yüzde 84'e varan alkol içermektedir. Ancak yüksek fiyatla satıyoruz diye eleştirilere maruz kaldık. Oysa ki hesap açıktı. 5 litre alkol nakliyesiyle birlikte 300 TL'yi geçiyor. Maliyet fiyatı litresi 70-75 TL gibi rakamlara geliyor. 100 cc dezenfektan 7-8 TL iken bizler 5 TL ye şişe bulduk. Onu da maliyete koyunca 15 TL'ye dezenfektan sattık diye şikayet edildik. Aralık-Ocak aylarında 0,50 kuruşa aldığımız maskeleri Şubat sonu Mart ayında 3,50-4,00 TL ye almaya başladık ve 5 TL ye sattığımız için şikayet edildik. Burada artışın tel sebebi, üretici ve tedarikçi olduğu için bizler şikayet edildik. Sanki adam öldürmüşüzcesine acımasızca sosyal medyada linç edildik. Yoğun şekilde denetlendik. Sayın Valimiz ile iletişime geçtik. Yaptığımız görüşmeler sonunda herkes yardımcı oldu. Ama hala birkaç tane de olsa açık arayan ilgililer var. Bu süreçte iki meslektaşım, ceza yedi, ifşa edildiler. O iki arkadaşımızın ve 5 TL ye kadar o süreçte satış yapan arkadaşlarımızın cezaları iptal ediliyor. Çünkü haklılıkları ortaya çıktı. Ama hala o linç mesajları sayfalarda çirkin bir şekilde gözümüze batıyor. Bizler üç kuruşluk maskeyle değil, 5-10 TL lik dezenfektanla değil, birinci basamak sağlık kurumu olarak anılmak istiyoruz. Eğer o maskeden kazanacağımız 3-5 TL nin peşinde olsaydık bugün onları hiçbir bedel almadan dağıtmaya talip olmazdık” dedi.
MASKE DAĞITIMI
Başkan Tekin “Bizim burada yaşadığımız sıkıntı Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı andan itibaren maske satışını bıraktık. Ancak karşımızdaki büfeci, yanımızdaki züccaciyeci, öbür caddedeki ayakkabıcı bile adına yüz aksesuarı dedikleri hiçbir koruyuculuğu olmayan bez parçalarını satarken bizler maske satıyorlar diye hala şikayet edildik. İlimizdeki bir olayı anlatayım. Cumhurbaşkanımızın açıklamasından sonra bir vatandaşımız eczaneye gidiyor. Sabah eczacının haberi yok. 3,50 TLye bir maske alıyor. Sonra mülki amire çıkıyor. Mülki amir soruyor ‘para ile mi sattınız, satamazsınız' diyor. Vatandaş tekrar eczaneye gelip maske istiyor. Eczacı ‘maske satışı yasaklandı' diyor. Tekrar mülki amire gidip ‘maske vermiyor'diye şikayet ediyor. Bu kez mülki amir ‘niye maske vermiyorsun'diye eczacıyı arıyor. Şimdi bu eczacımız ne yapsın? Maskeyi parayla almış ki, çoğunu birer ikişer verdik. Yeri geldiğinde eczacılar elinde kalan maskeleri kendi hastalarına ve vatandaşlara verdiler. Sonra belediyeler dağıtmaya başladı. Hatta Ak Parti İl Başkanımız aradı. Kendi belediyelerinden eczanelere maske verip dağıttırmak istediklerini söylediler. Seve seve kabul ettik. Büyükşehir Belediye Başkanımız'a konuyu ilettik. Onlar da tüm ilçelerdeki eczacılarımıza maske göndereceklerini söylediler. Onlardan da aldık. Türk Eczacıları Birliği'nden ücretsiz, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden ücreti odamız tarafından karşılanan maskeleri eczanelerimize ilettik. Ve vatandaşlarımıza birer tane olmak üzere ücretsiz ve beklentisiz dağıttık. Tek isteğimiz vatandaşlarımızın mağdur olmaması idi. 17 Nisan itibariyle beşerli poşetlerdeki maskelerimiz üç ecza depomuz katkısıyla tüm eczanelerimize iletildi. Ardından eczanelerimizde dağıtımlarına başlandı. Bazı eczaneler CİMER'e şikayet ediliyor. Şifresiz maske verilmez. Herkes şifreyi bekleyecek. Telefona şifre gelmeden eczaneye gidilmemeli. Kimse eczacıyı dövmek için fırsat aramasın. Şifre gelmeden eczaneye gidilirse bulaş arttırılır. Bulaş da alınabilir” diye konuştu.