Bakan Soylu: 'Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçişimiz sadece basit bir siyasi keyfiyet değil'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçişimiz sadece basit bir siyasi keyfiyet değildir. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortaya koyduğu şartlar, yönetimde verimliliği, hızlı karar almayı ve proaktif bir anlayışı zorunlu kılmaktadır. Biz ilk defa bu mücadelede bu kadar eli güçlü ve insiyatifi tamamen eline almış durumdayız. Hem kendi üretimimiz olan ekipmanlarla mücadelemizi sürdürüyoruz hem de stratejik kararlarımızı eski Türkiye'ye kıyasla çok daha bağımsız şekilde alabiliyoruz. Önemli olan gelen, giden, kalan Suriyeli sayısı değildir. Önemli olan bu coğrafyaya huzurun gelmesi ve insanların normalleşebilmesidir dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçişimiz sadece basit bir siyasi keyfiyet değildir. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortaya koyduğu şartlar, yönetimde verimliliği, hızlı karar almayı ve proaktif bir anlayışı zorunlu kılmaktadır. Biz ilk defa bu mücadelede bu kadar eli güçlü ve insiyatifi tamamen eline almış durumdayız. Hem kendi üretimimiz olan ekipmanlarla mücadelemizi sürdürüyoruz hem de stratejik kararlarımızı eski Türkiye'ye kıyasla çok daha bağımsız şekilde alabiliyoruz. Önemli olan gelen, giden, kalan Suriyeli sayısı değildir. Önemli olan bu coğrafyaya huzurun gelmesi ve insanların normalleşebilmesidir” dedi.
İçişleri Bakanlığı, 10 Ocak İdareciler Günü dolayısıyla “İçişleri Bakanlığının Yapısı ve Mülki İdare Çalıştayı” düzenledi. Özel bir otelde düzenlenen çalıştayda idarecilere seslenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bugün sizin arkadaşlarınız, Suriye'nin kuzeyinde danışman olarak görev yapıyorlar ve sizler göçü yönetiyorsunuz. Ve o madalyaların bazıları, kırmızı yeşil şeritlidir. Hem cephede hem de Mecliste veya cephe gerisinde, yönetimde görev yapmış kişilere verilmiştir. İşte bu da esasen bizim Anadolu medeniyetimizin daha önce 15 tane devlet kuran bir kültürün 16'ncısını kurarken nasıl bir bilinçle meseleye yaklaştığına işaret eder. Bu önemli midir, elbette önemlidir. Çünkü özümüzü çok iyi anlamak zorundayız. Köklerimize sarılmak, oradan güç almak zorundayız. Buradan devşireceğimiz gücü bilenler, özellikle güzel Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri bizi köklerimizden uzaklaştırmaya, yalnızlaştırmaya çalıştılar. Sanki dünyaya dün gelmişiz gibi, sanki doğu ve güney sınırımızın ötesine hiç geçmemişiz, oralarda kimseyi tanımıyormuşuz, orayla hiçbir bağımız yokmuş gibi bir hava oluşturdular. Bazen bizi buna inandırdılar da. 'Yüzünüzü batıya çevirin' dediler çevirdik; sonra da yarım asır bizi Avrupa Birliğinin kapısında beklettiler. Bizi ortada ve yalnız bırakmak istediler. Oysa biz yalnız değiliz. Nevzuhur bir millet, acemi bir devlet; kökü, geçmişi olmayan bir millet de değiliz. Antik imparatorlukların hepsi yüzyıllar önce silindi gitti. Oysa bizim 600 yıllık Osmanlımız, Ortaçağ'dan 19. yüzyıla elini uzattı ve bize büyük bir birikim ve tecrübeyi miras bıraktı” diye konuştu.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi keyfiyet değildir"
Türkiye'nin 15 Temmuz'dan beri çok büyük bir sınav içerisinde olduğunu belirten Soylu şu ifadeleri kullandı:
“Esasen bu bir varoluş sınavıdır. Hem tahribatını kapatmak, hem mevcut tehditleri bertaraf etmek hem de esasen bir dönüşümü gerçekleştirmekle uğraşıyoruz. İçişleri Bakanlığı olarak bu sınavın ve değişim sürecinin en kritik alanlarında yer alıyoruz. Seçimden terörle mücadeleye kadar birçok alanda görev ve sorumluluk sahibiyiz. Şunu çok iyi anlamak lazımdır ki yaşadığımız bu değişim, sadece 15 Temmuz'un değil esasen 21. yüzyılın bizi mecbur bıraktığı bir süreçtir. Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçişimiz sadece basit bir siyasi keyfiyet değildir. İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortaya koyduğu şartlar, yönetimde verimliliği, hızlı karar almayı ve proaktif bir anlayışı zorunlu kılmaktadır. Yönetim noktasında da hiyerarşi piramidini ters çevirmek, 'hizmetkar liderlik' anlayışını sadece bir erdem tarifi olarak değil, yeni bir yönetim yaklaşımı olarak ortaya koymak lazımdır."
“Sorunlarına eğilen bir anlayış, sorularına kısa zamanda cevap veren muhataplar, daha iyi hizmet, daha iyi yollar, daha iyi bir yaşam standardı istiyorlar" diyen Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Size basit bir örnek vereyim. Biz terörle iltisaklı belediyelere görevlendirme yaptık değil mi? Dikkat edin, bu görevlendirmelere vatandaşlarımızdan kitlesel bir itiraz geldi mi, hayır. Malum siyasi oluşumun sokak çağrılarına rağmen kimse böyle bir tepki ortaya koymadı. Çünkü insanlar o yönetimden memnun değillerdi. O terörle iltisaklı yapılardan hizmet değil zulüm görüyorlardı. Musluklardan ya su akmıyor ya da çamur akıyordu. Yolları yapılmamış, çöpleri alınmayan, kanalizasyonları olmayan, sosyal hizmet noktasında hiçbir çıktı üretmeyen şehirlerde yaşıyorlardı. Onun için bu değişime itiraz etmediler. Bizim arkadaşlarımızın oralarda gerçek belediyecilik hizmeti vermesinden de şu an herkes memnun, kimsenin bir şikayeti yok.”
"Eli güçlü ve inisiyatifi tamamen eline almış durumdayız"
Bakan Soylu, “Biz ilk defa bu mücadelede bu kadar eli güçlü ve inisiyatifi tamamen eline almış durumdayız. Hem kendi üretimimiz olan ekipmanlarla mücadelemizi sürdürüyoruz hem de stratejik kararlarımızı eski Türkiye'ye kıyasla çok daha bağımsız şekilde alabiliyoruz. Artık Ortadoğu'da başkasının kurguladığı oyunlara tabi değiliz. Bağımlı müttefik yerine eşit müttefik konumuna geldik. Dolayısıyla terörle mücadelede sadece teknolojik kapasite anlamında değil, yönetim kapasitesi ve stratejik akıl anlamında da çok farklı bir yerdeyiz. Bu işler bittiğinde idare olarak bizlerin yeni bir sorumluluğu daha olacaktır. O da bu coğrafyadaki yeni yapılanmada Türkiye'nin konumunu belirlemek, buradaki ilişkileri yeniden tanzim etmek ve Türkiye'nin 2011'den beri gösterdiği duruşun meyvelerini toplayabilmek" değerlendirmesini yaptı.
Yaşanan süreçte kitlesel göçün etkilerine maruz kaldıklarını vurgulayan Bakan Soylu, "Burada yeni alışkanlıklar, hayatımıza yeni dahil olan kavram ve durumlarla karşılaştık. Geçenlerde bir röportajda bana Suriyelilerin ne kadarının geri döneceğini tahmin ettiğimi sordular. İnanın sayının hiç önemi yok. önemli olan gelen, giden, kalan Suriyeli sayısı değildir. Önemli olan bu coğrafyaya huzurun gelmesi ve insanların normalleşebilmesidir. Ondan sonrası sizlere düşüyor. Bu iklimi geleceğe hazırlayacak olan, sorunları tespit edip çözüme yönelik yeni projeler üretecek olan, bu coğrafyanın fırsatlarını ve potansiyelini sağlıklı bir şekilde insanların istifadesine sunacak olan sizlersiniz. Şimdiden kendinizi buna hazırlayın” diye konuştu.
2 gün sürecek olan ve 4 komisyondan oluşan çalıştayda İçişleri Bakanlığının yapısı, valilik ve kaymakamlıkların yapısı, mülki idare amirlerinin konumu ve rolü, mülki idare amirlerinin seçimi ve yetiştirilmesi konuları ele alınacak. Çalıştaya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Jandarma Genel Komutanlığı yetkilileri, valiler, daire başkanları, genel müdürler ve idareciler katıldı.