Ayakkabı tamircisi Karaçam, 'Eskiye rağbet çok ama çırak yok'
Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan yorgancılık ve ayakkabı tamirciliği son günlerde vatandaşlar tarafından büyük ilgi gören meslekler arasında yer alıyor. Ayakkabı ve yorgancı esnafı yoğunluk nedeniyle müşterilerine zamanında hizmet verememekten şikayetçi.
Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan yorgancılık ve ayakkabı tamirciliği son günlerde vatandaşlar tarafından büyük ilgi gören meslekler arasında yer alıyor. Ayakkabı ve yorgancı esnafı yoğunluk nedeniyle müşterilerine zamanında hizmet verememekten şikayetçi.
Gençleri ayakkabı ve yorgancılık gibi mesleklere olan ilgisinin az olması, giy-at döneminin de artık geride kaldığı günümüzde çırak yetişmemesi nedeniyle gelecekte kendi ayakkabısını tamir edecek usta bulmanın da zorlaşacağını belirten ayakkabı tamircileri, zorlaşan yaşam şartlarında ayakkabı tamirciliğinin gözde meslekler arasında yer almasına rağmen mesleki eğitimlerde bu alanda kurs açılmamasının eksiklik olduğunu açıkladılar.
Somut olmayan kültürel miraslardan birisi olan yorgancılık mesleği ise, 25-30 yıl öncesine kadar geleneksel el sanatı ürünü olarak her ailenin hem kendi evinde, hem de gelin ve damat olacak çocukları için hazırladıkları çeyizde olmazsa olmazlardandı. Çocuk için beşik yorganı, çocuk yorganı, büyükler için karyola yorganı gibi ayrı yorganların dikildiği geçmişte, kent merkezlerinin doğal gaz ile tanışmasına rağmen yorgancılığın hala revaçta olduğu açıklandı.
Geleneksel yorganlar, iplik ve iğnenin usta eller tarafından kullanımıyla oluşturulan dikişlerle ortaya çıkarılan çeşit çeşit motiflerin süslediği astar, pamuk ve yüz olmak üzere üç ana malzemeyle yapılan ince bir işçiliğin ürünü. Motif ağırlığına göre bir yorganın dikme süresi 1-3 gün arasında değişirken, ömrü 30-40 yıl.
“Eskiye rağbet var, çırak yok”
Kullan-at döneminin sona erdiğini belirten 40 yıllık ayakkabı tamircisi Metin Karaçam, “Eskiye rağbet çok ama çırağı yok. Bundan sonra da bulması çok zor. Yeni nesil yetiştiremediğimiz için bıraktığımızda kendi ayakkabımızı boyatacak eleman bile yetiştiremiyoruz. İşlerde bir artış var. Eskiye rağbet her zaman artıyor ama altyapıdan eleman yetişmediği için ölmeye de mahkum kalıyor. Genelde eskiyi tamir ettirmeye daha çok yönelirdi. Ayakkabı fiyatları iki-üç kat artınca, tamirat da artmasına rağmen. Elimizden geldiği kadar insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. İnsanoğlu ayakkabı giydiği sürece bu meslek devam eder. Devam da edecektir. Ama yeni çırak yetişmediği için artık insanlar kullan-at devrini göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca ayakkabısını kullanmaya çalışıyor” dedi.
“Çırak yetiştiremiyoruz”
Muğla’nın Menteşe ilçesinde 44 yıldır yorgancılık yapan Murat Akarca ise, “Geçmişte çok çırak veren vardı ustaların yanına. Ama şimdi bir tane çırak yetiştiremiyoruz. Çırak gelen çocuk yok. Çocukların hepsi okumak üzerine. Bu meslek onun için bitiyor. Bizim gayemiz bizden sonra onlar bu mesleği yürütsün. Amacımız bu ama yok. Mesleği yapan olmayınca ne olur? Biter. Çırak yetişmeyince, bizim de yaşımız ilerleyip yapamayınca meslek bitiyor. Müşteri çok. İstemediğin kadar müşteri var. Ama sen iş yetiştir. Yorgan dik, döşek dik, yastık yap, nevresim dik, kumaş sat. İş çok. Millet alıyor ama çırak yetiştirip çalıştıracak adam yok. Biz şu anda işleri yetiştiremiyoruz. Elle diktiğimiz için müşteri daha çok pamuk yorgana sağlıklı diye ona döndü. Eski mesleklerin müşterisi çok, yetişen çırak yok” dedi.