Atabey Akgün 'Yeni hal yasasından umutluyuz'
Her hafta FRT TV'de canlı olarak yayınlanan Gündem Analiz Programı'Nın konuğu Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit ve Türkiye Haller Federasyonu Başkan Yardımcısı Atabey Akgün oldu.
FRT TV'de her hafta canlı yayınlanan Günden Analiz Programı'nın bu hafta konukları Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit ve Türkiye Haller Federasyonu Başkanı Atabey Akgün oldu. Programda Necati Kanbur'un sorularını yanıtlayan Karayiğit ve Akgün çiftçilerin sorunlarını konuştular.
“SOĞUK GÜNLERDE ÜRETİM ÇEŞİTLERİ YÜZDE 90 DÜŞTÜ”
Son günlerde sebze meyve fiyatlarının yükselmesinin nedenlerinden bahseden Atabey Akgün “Özellikle bu soğuk günlerde üretim çeşitleri yüzde 90 düştü. 1 ton ürün veren bir sera 100 kilolara düştü. Bu yüzden patlıcan, salatalık gibi ürünler bir anda yükseldi. Pandemiden dolayı Avrupa ülkelerine önceden domates narenciye gidiyordu. Şimdi bütün çeşit ürünler gidiyor. Mal gelişmiyor. Maliyetler yüzde 200- 300 oranında arttı. Önümüzdeki dönemlerde üreticilerin bu sorunu çözmesi lazım. İlaç gübre ve fide de odun kadar önemlidir. Bu olay beraberinde emek gücü ister. 20 milyon kişi üretim odaklı olarak para kazanıyor. Kalan kesim tüketici. 3,5 4 milyon kişilik küçük işletmelerin giderleri yüzde 20 oranında büyük işletmelere göre daha yüksek. Çünkü pazarlık etme güçleri yok. Aynı şekilde ürünü pazarlarken de büyük işletmelere göre daha az satış yapıyor. Küçük ve orta düzeydeki işletmeler hallere sığınıyor. Küçük ve orta düzey aile işletmelerini ayakta tutacak tarımsal destekleme ve tarımsal pazarlama sistemi kurulacak. Tarım Orman Komisyonu Başkanı Yunus Hoca'nın belirttiği gibi borsa oluşumundan geçmeyen bir mal bilgi kirliği oluşturuyor. Yeni yasada bunların tamamı hal kayıt sistemi denilen modelden geçerek tüketiciye ürün akışı sağlanacak” dedi.
“FETHİYE'DE İHRACAT 2021 YILI İTİBARİYLE 97 BİN 108 TON”
Fethiye'de üretim miktarları konusunda da bilgiler veren Atabey Akgün “Fethiye'de ihracat 2021 yılı itibariyle 97 bin 108 ton yaklaşık 5 bin tır. Fethiye'den çıkan ürün miktarı. 2021 başlarında rakamlar iyiydi. Yılsonu ise üretici üzüldü. Son baharda 2,5- 5 lira arası olunca fiyatlar üretici üzüldü. Şu anda fiyatlar ise normal. Fethiye de yeni ürünler Mart ayı gibi çıkacak. O zaman da diğer şehirlerin ürün kaliteleri düşecek. Ova bölgelerindeki ihracatçıların yüzde 90 ‘ı bu tarafa dönecek. Fiyatlar yine yüksek olacak . Nedeni ürünün yeni ve dinç olması” dedi.
“KİLOGRAM BAZLI DESTEKLEME TÜM KAYIT DIŞI OLAYLARI ORTADAN KALDIRACAK”
Üreticinin kayıt dışı üretim yapmasının üreticiye büyük zararları olduğundan bahseden Atabey Akgün “Üretimde kayıt dışılık beraberinde desteklerden de yararlanmayı ortadan kaldırıyor. Ürün kayıta girdiği anda kilo bazlı destekleme modeli yaşamsal öneme sahip. Avrupa'da üretici ürünü yetiştiriyor. Sonrasında kayda girince desteklemesini alıyor. Bizde 1990'larda bu sistem vardı sonrasında kalktı. Kilogram bazlı destekleme tüm kayıt dışı olayları ortadan kaldıracak. Beraberinde devlete ciddi bir vergi geliri gelecek. Tüketiciye de ürünün ulaşılabilirliği sağlanacak” diye konuştu.
“TARIMI GELECEĞİMİZİ İNŞA EDECEK BİR MODELE DÖNÜŞTÜRMEMİZ GEREKİYOR”
Üreticilerin kilogram bazlı, üretim bazlı desteklenmesi gerektiğini ifade eden Atabey Akgün “Bu doğru kayıt ve süreçle yönetilecek bir konu. Eğer bu sağlanırsa üretici can suyu almaya başlayacak. Yasa ile birlikte üründe oluşacak bir borsa üreticinin pazar gücünü arttıracak. İnşallah yeni yasada buna yer verirler. Yeni yasadan umutluyuz. Muhalefette yasaya hakim olmalı. Kollektif bir yasa çıkması lazım. Tarımı geleceğimizi inşa edecek bir modele dönüştürmemiz gerekiyor” dedi.
“TARIMI SÜRDÜREBİLİR HALE GETİRİP GENÇLERİMİZİ BUNA ÖZENDİRMEMİZ LAZIM”
Tarıma yapılan desteklerin önemli olduğunu ifade eden Atabey Akgün “Tarımı sürdürebilir hale getirip gençlerimizi buna özendirmemiz lazım. Üretimi ve pazarlamayı geliştirecek modeller üretmeliyiz. Geçmişte ihracatçıya kg bazlı destek vardı. Nasıl üreticiye üretim bazlı destekleme modeliyse ihracatçıda ton bazlı destekleme alıyordu. O da beraberinde ihracatçının bir takım giderlerini kısmen karşılıyordu. Daha uluslararası pazarlarda daha rekabet edebilir , ürünün oraya taşıyabilir hale getiriyordu. Bu destekleme kaldırıldı. Mümkünse ona geri dönmek istiyoruz. Hiç mi bir şey olmadı ? oldu. Yayla köylerinde sera destekleri verildi. Antalya'nın batısı Muğla'nın doğusu , Denizli'nin güneyi , Burdur'un güneyi bu bölgede yaklaşık 40-50 bin üstü seracılık modeli geliştirildi. Bütün ürünler var. Biber, domates, salatalık çeşitleri. Yaz döneminde Türkiye'nin yeşillik çeşitleri. O da uzun dönemli bir projeydi. Orada hibeler oldu bunları inkar etmiyoruz. Bunlar da olumlu destekler ama tarımın sürdürülebilir hale gelmesi için üreticinin üretim bazlı desteği alması lazım. Şu an da devlet desteği yok geçmişte vardı. İhracatımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Fakat geçmişte olan o ton bazlı destekleri kaldırdılar. Limonda portakalda bu tür destekleme olsaydı pazar gücümüz artardı” dedi.
“MUĞLA BÖLGESİ HALİNDEKİ ESNAF BİR TARAFTAN ELİNİ TAŞIN ALTINA SOKUYOR”
Üreticinin sattığı fiyat ile tüketiciye yansıyan fiyat arasındaki farkın nedenlerinden bahseden Atabey Akgün “Bilgi eksikliğinden kaynaklanan eleştiriler var. Depoya giren ürünlerde patates en son eylül- ekim gibi hasat ediliyor. Mayısa dek üretimi gelmiyor. Bu ürünün arada kalan 7-8 aylık takvimi ancak depolayarak tarım politikasıyla üretilecek. Aynı şey soğan için geçerli. Mesela limon ocak ayında depolanıyor ağustosa kadar yeni limon gelmiyor. Bu ürünler depolanmazsa bırak ihracatı ülkenin kendi tüketimini sağlayacak ürün kalmaz. Buradan bir kilo ürün 2.5 lira ise İstanbul'a gidene kadar 5 lira oluyor. Nakliye ,ambalaj gideri, işçilik, vergiler . Fethiye'de bir de şöyle bir uygulama var bir nevi açık pazar. Üretici istediği firmaya ya da şahsa satabiliyor. Açık pazar olduğu için sektör üreticiye haiz olan stopajı kendi ödüyor. Yasal süreç içindeki vergileri evrak kaydına göre yaratıp devlete teslim etmek zorundayız. % 2 stopaj hal, hal dışı % 4 , üretici SGK'sı var. Üreticiden herhangi bir kesinti olmuyor. Muğla bölgesi halinde ki esnaf bir taraftan elini taşın altına sokuyor. Yaklaşık % 6 gibi bir vergi ürüne biniyor” diye konuştu.
“ÖNÜMÜZDEKİ TAKVİMDE BAZI ÜRÜNLERDE BİRAZ DAHA GERİLEME YAŞANIR”
Sebze meyve fiyatlarında havaların güzelleşmesi ve ürünlerin bollaşmasıyla birlikte ve KDV indirimi ile % 40'lık bir gerileme olduğunu ifade eden Atabey Akgün “Önümüzde ki takvimde bazı ürünlerde biraz daha gerileme yaşanır. Tabi bu arada ihracat da devam ediyor. İhracat olduğu sürece arz talep dengesi sağlanıyor. Ama fazla gerilediğinde üreticimiz ekonomik olarak tahribat yaşıyor. Pazarlamada üretici birlikleri ve kooperatifler daha aktif rol alacak ki piyasayı reglle edebilir hale geleceğiz. Şu anda salatalık toptanda 9-11 lira arası. 10 gün öncede 19-20 liraları bulmuştu. Yalnız şöyle bir şey var sektörde. Bu künye dediğimizde stok oluşumunu yaratıyor marketler. Stok oluşumunda da pazarlama aşamasına gelirken bunun bilançosunu oluşturuyor. Bu rakam objektif rakam. Geleneksel halk pazarlarımızın özellikle tüketim bölgelerinde geliştirilmesi lazım. Üretici ve halk pazarları marketlere alternatif bir pazar haline getirilmeli. Ve rekabet sağlanmalı. Eğer bunu sağlarsak bu bahsettiğim yeni yapılanma ile tüketici ile olan temas o oranda yükselecek” dedi.
“ÇİFTÇİLER ÖRGÜTLENME İLE KENDİ GELECEĞİNE VE EMEĞİNE SAHİP ÇIKMALI”
Çiftçiler örgütlenme ile kendi geleceğine ve emeğine sahip çıkması gerektiğini söyleyen Atabey Akgün “Kesinlikle odalara kayıt olmaları lazım. Örgütlülüğünü sağlayamadığı müddetçe de yakınmaya devam edecekler. Avrupa'da üretici birliklerinin köylerde her birinin 1-2 adet büyük deposu var. Üretici ürününü götürüyor. Birliğe teslim ediyor. İspanya, İtalya, Fransa'da böyle. Birlik oradan ürünün dağıtımını yapıyor. İşliyor ambalajlıyor ilgili kuruma götürüyor. O esnada belgesini hazırlıyor. Üretici o belge ile ertesi gün ilgili bankadan ödemesini alıyor. Ürün hangi alana kanalize edilmesi gerekiyorsa ürünün bütün birimlere deforme olmadan ulaşması sağlanıyor. Bizim üreticimiz uzun dönemde kendi birliklerini kuracak eşit şartlarda daha rekabetçi bir model oluşacak” dedi.
“YEREL MİKRO BAZDA DEĞİL, ULUSAL BAZDA TARIM PLANLAMASI YAPMAMIZ LAZIM”
Günübirlik çözümlerle bir yere varılamayacağının altını çizen Atabey Akgün “Diğer bölgelerde malı dalında beş liraya satarken bizim üretimiz 2.5 liraya satıyor. Ama bunun ilacını gübresini doğru kullanmış olsa ve kayıt altına almış olsa hem üreticinin yüzü güler hem de uluslar arası pazarlarda daha nitelikli ürün sunmuş olunur. Son dönemde Avrupa'ya açılabilmek için ürün çeşitliliğine gidildi. Bu konuda ihracatçı kendini geliştirdi. Bizim bölgemizde ağırlık domates bazlı gidiyor. Yakın bölgelerimizde daha çeşitli ürün sevkiyatı var. Antalya bu konuda daha deneyimli. Bizim böyle yerel mikro bazda değil ulusal bazda tarım planlaması yapmamız lazım. Tüccar ve halciler üretim bölgelerinde üreticiyi belli şekilde yönlendirirler ama bu kadar. Olay ulusal bazda ihracatımız ne kadar. Biz bunları sağlamadığımız sürece üretim yeterli desteği almadığı sürece bu kavga sürer” dedi.