Arslanca, 'Engelsiz bir Türkiye istiyoruz'
Türkiye Sakatlar Derneği Fethiye Şubesi ve Fethiye Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Aydoğan Arslanca, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında bir açıklama yaptı. Anneler Günü'nü de kutlayan Arslanca, engelsiz bir Türkiye istediklerini belirtti.
Dost Gazetesinden Fatih Dereli'nin haberine göre;
Aralık 2019 sonundan itibaren dünyanın korona virüsü tehdidi ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Türkiye Sakatlar Derneği Fethiye Şubesi ve Fethiye Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Aydoğan Arslanca, “Dünya genelinde 3,5 milyonu aşkın insana bulaşan ve 245 binden fazla insanın ölümüne neden olan kısa adıyla Covid-19 salgını ülkemizi de etkilemektedir. Salgının önlenmesi, yayılımının durdurulması amacıyla birçok tedbir alınmış, bunların ilk başında ise başta yüksek tansiyon olmak üzere kronik (süreğen) hastalığı bulunan engellilere getirilen sokağa çıkma kısıtlaması olmuştur. Önlem kronik hastalığı bulunan engellerin sağlığının korunması bakımından gerekli olmakla birlikte özellikle çalışma yaşamından kopmak durumunda kalanların durumu netlik kazanmamıştır. Alınan bir diğer önlem ise ilaç ve medikal malzeme rapor süreleri dolanların, raporlarının geçerliliğini sürdürmesi yönündedir. Hastanelerin önemli bir bulaşma ortamı olduğu düşünüldüğünde başta ilaç olmak üzere rapora gereksinim duyan engelliler ciddi bir risk ortamına girmekten kurtarılmıştır” dedi.
BİRÇOK SORUN ÇÖZÜME KAVUŞTURULMADI
Açıklamasına devam eden Arslanca “Yıllardan beri dile getirdiğimiz birçok sorun hala varlığını sürdürmektedir. Bu sorunların ilk başında engelliler açısından hayati öneme sahip olan engelli raporuna yönelik yapılan düzenlemeler gelmektedir. Geçmişte bir ayağı veya kolu olmayanlar, yasanın aradığı alt sınır olan yüzde 40 oranını aşabilirken artık aşamamaktadır. Yapılan yeni düzenlemeler, Dünya Sağlık Örgütü ölçütlerine ters düşmekte ve engellilerin bırakın haklarını kullanmasını tam aksine sahip olduklarını da ellerinden almaktadır. Son dönemlerde SGK tarafından emekli engellilere yazılar gönderilmekte, raporlarının yenilenmesi ve aksi halde geçmişte ödenmiş emekli aylık tutarlarının faiziyle geri alınacağı bildirilmektedir. Hastanelerin 3-4 aydan önce randevu veremediği, salgın ortamında hastanelere gitmenin engelliler için ciddi risk taşıdığı koşullarda hemen rapor istenmesinin anlaşılır bir yanı yoktur. Yeni rapor alamayanların aldıkları emekli aylıkları da hemen kesilmektedir. Açık bir şekilde engellilerin kazanılmış hakkı sonradan yapılan ve uluslararası standartlara uymayan ölçütlerle ellerinden alınmaktadır. Böylesi bir adaletsizlik hiçbir dönem görülmemiştir” dedi.
YETERLİ GELİR DESTEĞİ SAĞLANMADI
Arslanca “Öte yandan engellilerin yaşamlarını insani bir şekilde sürdürebilmeleri, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmeleri için yeterli gelir desteği ise sağlanmamıştır. Özellikle engelli aylıkları ve evde bakım desteği yeterli düzeye getirilmemiş, konulan ön koşullar haktan yararlanmayı aşırı derecede zorlaştırmış ve keyfiyete açık hale getirmiştir. Yine engellilerin yararlandığı ilaç, ortez, protez ve tekerlekli sandalye gibi yaşamı idame için gerekli destekler SGK tarafından yapılan düzenlemelerle erişilemez hale gelmektedir. En basitinden verilen destek fiyatı 2007 yılından bu yana değiştirilmemiştir. Bu süre içinde yaşanan fiyat artışları Sağlık Uygulama Tebliğine yansıtılmadığı için engellinin ödemesi gereken fark ücretleri çok yükselmiştir. Bu farklar geliri olmayan engelliler için ödenemez düzeydedir. Dolayısıyla engellilerin bir kısmı yaşamı için zorunlu desteği alamayacak hale getirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Aydoğan Arslanca açıklamasına şöyle devam etti;
“2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Yasa'ya göre kamuya açık alan, bina ve ulaşım araçlarının başta engelliler olmak üzere herkes için erişilebilir hale getirilmeliydi. Ancak sürekli yapılan eklemelerle yıllardır bu düzenleme tümüyle hayata geçirilmemiştir. Büyükşehirlerde bir ölçüde gelişme sağlanmış olsa da diğer şehirlerde hiçbir ilerleme yaşanmamıştır. Çeşitli defalar ilan edilen istihdam seferberliklerine rağmen engellilerin hem özel sektörde hem de kamuda en azından Yasa ile konulmuş kotalar oranında istihdam edilmemektedir. İstihdam edilen engelliler ise raporlarına ve bilgi-becerilerine göre çalıştırılmamakta, ücret ayrımcılığına uğramaktadır. Bütün bu sıraladıklarımız yaşanmakta olan sorunlarımızın sadece küçük bir örneğidir. Son dönemlerde çoğu yerde sağlık kurulu raporları üzerinde oyunlar oynandığını, kimilerinin yüksek paralar karşılığında engelli olmayanlara raporlar temin edildiğini ve bu yolla emekli bile olanların bulunduğu iddialarını ve söylentilerini duydukça en çok bizler kahroluyoruz. Bunlar yüzünden mağdur olan yine biz engelliler oluyoruz. Toplumun, hükümetin, yerel yönetimlerin bizleri eşit vatandaşlar olarak görmelerini ve haklarımızdan eşit biçimde yararlanmaktan başka talebimiz yoktur. Sadece TBMM'de onaylanarak yürürlüğe girmiş olan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesindeki basit kurullara, örneğin evrensel tasarı ilkesine uyulsa önümüzdeki engellerin bir bölümün kalkacağı görülecektir. Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün kurallarına uygun sağlık raporları verilse, birçok engelli haklarından yararlanabilecektir. Bu düşüncelerle Engelliler Haftası'nda tüm topluma engellerin kaldırılması için duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz.”