Arslanca, 'Engelsiz bir Türkiye istiyoruz' 

Türkiye Sakatlar Derneği Fethiye Şube Başkanı Aydoğan Arslanca, 3 Aralık Dünya Engelliler günüdolayısıyla yazılı bir basın açıklaması yaptı. Arslanca engelsiz bir Türkiye istediklerini belirterek, 'Ülkemiz zorlu bir dönemden geçiyor. Engelliler bir yandan yeni haklar ya da olanaklar kazanırken diğer yandan da yeni sorunlarla veya uygulamada karşılaşılan sorunlarla yüz yüze bırakılıyor' ifadelerini kullandı. 

  • 910
TAKİP ET

Engellilerin içinde bulunduğu sorunları kamuoyu ile paylaşan ve yetkililerden çözüm bulmalarını isteyen Türkiye Sakatlar Derneği Fethiye Şube Başkanı Aydoğan Arslanca, “2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Yasa'ya göre kamuya açık alan, bina ve ulaşım araçlarının başta engelliler olmak üzere herkes için erişilebilir olmasının sağlanması gerekiyordu. Konulan sürelere uyulmadı, defalarca süre ertelemesi yapıldı. Ve artık yasanın gereklerini yerine getirilmesi neredeyse unutuldu.Çeşitli defalar ilan edilen istihdam seferberliklerine rağmen engellilerin hem özel sektörde hem de kamuda en azından Yasa ile konulmuş kotalar oranında istihdam edilmesi gerekiyordu, engelliler istihdam konusunda da unutuldu. Yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında cezai işlem yapılmadı. Oysa SGK verileri üzerinden bile bunun kontrolünü yapmak mümkündü. İstihdam edilen engelliler de ne yazık ki yine raporlarına ve bilgi-becerilerine göre çalıştırılmadı, işyerlerinde ayrımcılığa maruz kalmalarına zemin hazırlandı.Engellilerin haklarından yararlanmaları için gerekli olan sağlık kurulu raporlarına ilişkin yapılan mevzuat değişiklikleri her seferinde daha fazla engellinin eğitim, istihdam başta olmak üzere haklarından mahrum olmasına neden oldu.
Kanun Hükmünde Kararname ile taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesinde engellilerin zorunlu emekliliğe sevk edilmesi, zaten geçinme güçlüğü içinde olan engellileri çok düşük emekli ücretlerine mahkum etti” dedi.

Arslanca, “Defalarca uyarmamıza rağmen evde bakım yardımı mevzuatı değiştirilmedi, toplam gelir üzerinden yapılan hesaplarla binlerce aile evde bakmakta oldukları engelli bireylerine yardım alamaz oldu. Başkalarının yardımına muhtaç duruma düşürüldü.
Sürekli değiştirilen sağlık uygulama tebliğleri ile engellilerin kullanmak zorunda olduğu ortez, protez ve yardımcı araçlar, tedavileri için gerekli ilaçlar ya kapsam dışı bırakıldı ya da Kurum tarafından karşılanan tutarları indirildi. Çoğunluğu açlık düzeyinde bile gelir sahibi olmayan engelliler günlük yaşamlarını ve tedavilerini sürdürecek desteği alamaz hale geldi.
Sizlere birkaç örnek verelim; kullanım süresi 5 yıl olan bir tekerlekli sandalyenin piyasa fiyatı 3 bin TL'dir. SGK'nın karşıladığı tutar ise 500 TL'dir.Kullanım süresi 10 yıl olan bir akülü tekerlekli sandalyenin piyasa fiyatı 10 bin TL iken SGK bunun yalnızca 2 bin 500 TL'sini karşılamaktadır.Çocuk felci geçirenler başta olmak üzere engellilerin kullandığı ve piyasa değeri en düşük 5 bin TL olan yürüme cihazı için en çok bin 200 TL verilmektedir.Doktor raporuna göre farklı yapılardaki işitme cihazlarının en düşük fiyatı bin TL'den başlamaktadır. SGK bu cihazlar için en fazla 500 TL ödemektedir.Epilepsi, kas hastalarının kullandığı birçok ilaçtan fark bedeli alınmakta, birçoğu da SGK tarafından hiç karşılanmamaktadır.Eğer bu sandalye veya cihazları alan engelli çalışıyorsa ödeyeceği farkın yanı sıra ayrıca yüzde 20, emekli ise yüzde 10 SGK kesintisi yapılmaktadır.Toplu ulaşım araçlarını kullanma olanağı olamadığı için engelliler özel araç almak zorunda kalabilmektedir. Ancak burada da getirilen kısıtlamalar, birçok engelliyi zor durumda bırakmaktadır. Motor hacmi, KDV vb. sorunlar çözülmek yerine daha zorlaştırılarak engellilere bu yol da kapatılmaktadır” şeklinde ifadeler kullandı.

Arslanca açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bütün bu sıraladıklarımız yaşanmakta olan sorunlarımızın sadece küçük bir örneğidir.
Son dönemlerde çoğu yerde sağlık kurulu raporları üzerinde oyunlar oynandığını, kimilerinin yüksek paralar karşılığında engelli olmayanlara raporlar temin edildiğini ve bu yolla emekli bile olanların bulunduğunu duydukça en çok bizler kahroluyoruz.Bu rüşvetçiler, fırsatçılar yüzünden mağdur olan yine biz engelliler oluyoruz.Toplumun, hükümetin, yerel yönetimlerin bizleri eşit vatandaşlar olarak görmelerini ve her kes kadar haklarımızdan eşit biçimde yararlanmaktan başka talebimiz yoktur.Sadece TBMM'de onaylanarak yürürlüğe girmiş olan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesindeki basit kurullara, örneğin evrensel tasarı ilkesine uyulsa önümüzdeki engellerin bir bölümün kalkacağı görülecektir.
Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün kurallarına uygun sağlık raporları verilse, birçok engelli haklarından yararlanabilecektir.Bu düşüncelerle, 3 Aralık Dünya Engelliler gününün tüm topluma engellerin kaldırılması için duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz.”

Bakmadan Geçme