ARICILARIN SİT ENDİŞESİ...

Çevre ve Şehircilik Bakanlığın 2014 yılında başlattığı çalışmasında SİT derecelendirmesi kaldırılırken, bunun yerine 'Kesin korunacak alan', 'Nitelikli doğal koruma alanı' ile 'Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı' olarak gruplandırma yapılacak.

  • 686
Çevre ve Şehircilik Bakanlığın 2014 yılında başlattığı çalışmasında SİT derecelendirmesi kaldırılırken, bunun yerine 'Kesin korunacak alan', 'Nitelikli doğal koruma alanı' ile 'Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı' olarak gruplandırma yapılacak. Yapılan çalışmaya karşı olmadıklarını, fakat koruma kullanma dengesinin iyi gözetilmediğini, yöre halkının ve STK'ların görüşlerine başvurulmadığını ve askı sürecinin de 15 gün gibi kısa bir süre olması eleştirilere sebep oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 'Doğal SİT Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi' kapsamında SİT alanlarının yeniden değerlendirilmesi çalışmasına Muğlalı arıcılardan tepki geldi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Muğla arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin, yapılan çalışma ile ilgili arı yetiştiricilerinin görüşlerinin alınmadığını açıkladı.SİT alanlarının yeniden belirlenmesi konusunda turizmcilerin ve yatırımcıların çok farklı görüşlerinin bulunduğunu belirten Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birlik Başkanı Ziya Şahin, 'Muğla'da iki sektör var. Birisi turizm, diğeri de arıcılık sektörü. Bunlar önde gelen sektörler. Aracılık sektörüne baktığımız zaman Muğla dünyanın ve Türkiye'nin çam balı üretiminin merkezi konumunda. Muğla'nın bu yüzünü görmeden kararlar alınmaktadır. Muğla'da bir milyon 150 bin arı kovanı var. Bunun dışında bir buçuk milyon da dışarıdan gelen kovan var. Muğla, 3 milyon arı kovanına ev sahipliği yapıyor. Böyle bir çalışmanın içinde Muğla arıcısını ve Türkiye arıcılık sektörünü görmeden proje üretirseniz, sonuçlarına herkes katlanmak zorunda kalır. Böyle projeler yapılırken, gerek Çevre İl Müdürlüğü, gerekse Muğla'daki kamu kurumları en azından Muğla'da arıcılık sektörünün bu kadar alanlarda yerleşmek zorunda olduğunun bilinmesi gerekiyor. Biz dünden bugüne turizm ile arıcılık sektörünün yan yana barışık bir şekilde üretim yapmalarını hep arzu etmişizdir ve bunu uda başarmışızdır. Eğer siz köylerde ve bir takım yerlerde turizm alanlarını genişletirseniz, arıcının bal ürettiği alanlarda yapılaşmaya izin verirlerse ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıya kalınır. Bu konuda biz Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak Bakanlık ve ilgili kamu kurumları nezdinde girişimlerde bulunacağız. Köylerde SİT alanlarını daraltır ve bir takım yapılaşma sürecine girerseniz, arıcının kovan koyduğu alanlar zaten yetmiyor, Muğla arıcılığını darbe vurduğunuz gibi Türkiye arıcılığına da darbe vurursunuz. Çam balı Muğla'da üretilmediği zaman Muğla'da olduğu gibi Türkiye'de de sekteye uğrar' dedi.Çevre ve Arı Koruma Derneği (ÇARIK) Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Turgut, planlamanın hem bilim insanları ile hem de yöre halkı ile neyin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda ortak bir çalışma yapılması sonrası çıkması gerektiğini söyledi. Koruma-kullanma dengesinin gözetilmediğini ileri sürenTurgut, 'SİT alanları noktasında planlamanın 15 günlük askı süresi içinde incelenip itirazlarda bulunmak gibi bir sürece sıkıştırılmasının çok doğru olmadığı düşüncesindeyiz. Turizmi destekliyor, turizmini önünü açıyor gibi görünmesinin yanında öte taraftan diğer sektörler olan yöre yetiştiricilerinin hem ziraatte, hem de MAYBİR gibi büyük birliklerde sorunlar yaratacağı düşüncesindeyiz. Muğla çam balı dünyaca meşhur bir ürün. Bu ürünün üretilmesinin önü kesilecek. Kovanlarını koymak için yerleşim biriminden yaklaşık 500 metre geride olduğunu düşünürsek ve arıların uçma mesafesi yaklaşık 5 kilometre olarak değerlendirirsek, kıyıdan 5,5 6 kilometre içeriye çekilmesi demektir ki bu birçok yerde kovan konulamaz noktasına gelmektedir. Bu ve buna benzer birçok alanda daralmalar olacaktır. Böyle sonuçlar doğuracak bir planın da Muğla halkı tarafından kabul edilebilir bir plan olmadığı görüşündeyiz' dedi.

Bakmadan Geçme