AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: 'Aşırı sağ Avrupa'yı kuşattı'
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi'nin Genişletilmiş İl Divan Toplantısında konuşan AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılığın Avrupa'da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdit olduğunu söyledi.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi'nin Genişletilmiş İl Divan Toplantısında konuşan AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılığın Avrupa'da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdit olduğunu söyledi.
'Aşırı sağ Avrupa'yı kuşattı'
Avrupa'daki aşırı sağ, İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için tehdit oluşturduğunu belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, 'Esasında dünyanın her tarafında biz çoğulculuğu savunurken, AB'nin insani değerlerle, demokrasiyle, hukuk devletiyle donanmasını söylerken, aşırı sağdan uzak durmasını söylerken işte bu tehlikeye dikkat çekiyorduk. Diyorduk ki, Avrupa her zaman tehlikeyi dışarıdan bekledi. Rusya ve Çin'in Avrupa değerlerini yok edeceğini düşündü. Fakat bugün Avrupa için tehlike içeriden kaynaklanmaktadır. Aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılık Avrupa'da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdittir. Ama oradaki bazı popülist siyasetçiler gündelik çıkar adına İslam ve Türkiye düşmanlığına bir yol vererek, bir geçit vererek kısa vadeli siyasi kazanımlar elde edeceklerini düşündüler. Geldiğimiz noktada ise aşırı sağ Avrupa'yı kuşatmıştır, Avrupa Parlamentosunda güç kazanmıştır ve Avrupa'nın pek çok önemli ülkesinde ikinci üçüncü parti haline gelmiştir. Tabi bu Türkiye için kötüdür, dünya için kötüdür, Avrupa için kötüdür. Irkçıların ve faşistlerin yeniden dünya sahnesinde yaşanan bunca acıdan sonra bu kadar güçlü gözükmeye başlaması tüm dünya için tehdittir. Ama bu tehdit aynı zamanda sizlerin Memur-Sen üyelerinin verdiği demokratik mücadelenin ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizen bir unsurdur.
'Kutsal alanları korumaya devam edeceğiz'
Yeni Zelanda'da katliamı gerçekleştiren şahsın, caminin kapısında 'Hoş geldin kardeşim' diyen kişiyi de öldürdüğünü belirten Çelik, 'Ama biz, kardeşlerimizi öldürseler de, bizi tehdit de etseler, evimize gelene, kapımıza gelene, partimize gelene, camimize gelene kimliğine bakmadan hoş geldin demeye devam edeceğiz. Onları yıllardır uyarıyoruz. Herhangi bir Müslüman kimlikli bir kimse terörist ise lütfen buna 'İslami terör' demeyin. O kişiyi bağlar. 'İslami Terör' ifadesi hiçbir din terör ile yan yana getirilemeyeceği gibi, İslam'ın da terör ile yan yana getirilmeyeceği ilkesinden yola çıktığımızda baştan aşağı yanlıştır. Bu camiye yapılan saldırı, kiliseye yapılan saldırı gibi bizim gözümüzde eş değerdir. Bunları korumaya devam edeceğiz' dedi.
'En çok içimi yakan kelime'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dünyada iki kişinin diktatör dediğini hatırlatan Çelik, 'En çok içimi yakan nedir biliyor musunuz? Dünyada Netanyahu diktatör diyor, Türkiye'de de Kemal Kılıçdaroğlu diktatör diyor. Esasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi kapasitesi bu kelimeyi bulmaya yetmez. Bu dışarıda üretildi, Türkiye'ye tercüme edildi. Diktatör dediğin kişi halkı gördüğü zaman tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanır. Bizim Cumhurbaşkanımız ise 15 Temmuz'da halkıyla beraber tankın, topun, tüfeğin önündeydi. Türkiye'de vatandaşın dediği gibi, sizlerin dediği gibi Türkiye yönetilirse Türkiye büyür. Onun için Cumhurbaşkanımıza diktatör diyorlar. Milletinden başka kimseden talimat almadığı için. Eğer bir takım çıkar odakları ile iyi geçinmek istese bir takım güç odaklarına taviz verse, ona övgüler düzerler. Dolayısı ile bu şer şebekelerinin bize saldırıyor olması bizim için şeref madalyasıdır' dedi.
'AB'nin demokrasimize not vermeye hakkı yok'
Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına kararı verdiğini hatırlatan Çelik, 'AB Parlamentosu Türkiye'deki demokrasiyi yetersiz bulmuş. Avrupa Parlamentosu'nun yarısı aşırı sağcılardan oluşuyor. Göçmenler konusunda duyarsız, Akdeniz'deki ölümlere sessiz kalan, her türlü İslam düşmanlığına, ırkçılığa pirim veren bu parlamentonun bizim demokrasimize not vermeye ne hakkı var. Onların belirttiği raporun artık bugün bizim için hiçbir değeri ve hükmü yok. Biz bu demokrasi için çok bedel ödedik' dedi.
31 Mart yerel seçim değerlendirmesi
31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerden Cumhur İttifakının zaferle ayrılacağını söyleyen Çelik, '31 Mart gecesi Türkiye haritası çıkacak. Orada haritanın rengi Cumhur ittifakının rengine boyandığı zaman dünyada kimler sevinecek, kimler üzülecek? Sadece bunu düşünün. Öyle bir şey olmayacak inşallah, bir başarısızlık durumunda işte o Yeni Zelanda'daki camiye saldırtılan caninin arkasında güçler büyük bir sevinç duyacak. Ama göreceksiniz 31 Mart'ta sizlerin de büyük desteği ile inşallah büyük zafere, büyük bir demokrasi zaferine imza attığımız zaman Türkiye için bugün kara propaganda yapanlar, 31 Mart'tan sonra Türkiye'ye yatırım yapmak için ilk randevuları isteyenler olacak' dedi.
Programa, AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Şube Başkanı Önder Uçak, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete, Memur-Sen üyeleri katılırken, Çelik, programa katılanlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.
'Aşırı sağ Avrupa'yı kuşattı'
Avrupa'daki aşırı sağ, İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için tehdit oluşturduğunu belirten AK Parti Sözcüsü Çelik, 'Esasında dünyanın her tarafında biz çoğulculuğu savunurken, AB'nin insani değerlerle, demokrasiyle, hukuk devletiyle donanmasını söylerken, aşırı sağdan uzak durmasını söylerken işte bu tehlikeye dikkat çekiyorduk. Diyorduk ki, Avrupa her zaman tehlikeyi dışarıdan bekledi. Rusya ve Çin'in Avrupa değerlerini yok edeceğini düşündü. Fakat bugün Avrupa için tehlike içeriden kaynaklanmaktadır. Aşırı sağcılık, İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, mülteci düşmanlığı ve ırkçılık Avrupa'da temsil edilmeye çalışılan demokratik değerler için en büyük tehdittir. Ama oradaki bazı popülist siyasetçiler gündelik çıkar adına İslam ve Türkiye düşmanlığına bir yol vererek, bir geçit vererek kısa vadeli siyasi kazanımlar elde edeceklerini düşündüler. Geldiğimiz noktada ise aşırı sağ Avrupa'yı kuşatmıştır, Avrupa Parlamentosunda güç kazanmıştır ve Avrupa'nın pek çok önemli ülkesinde ikinci üçüncü parti haline gelmiştir. Tabi bu Türkiye için kötüdür, dünya için kötüdür, Avrupa için kötüdür. Irkçıların ve faşistlerin yeniden dünya sahnesinde yaşanan bunca acıdan sonra bu kadar güçlü gözükmeye başlaması tüm dünya için tehdittir. Ama bu tehdit aynı zamanda sizlerin Memur-Sen üyelerinin verdiği demokratik mücadelenin ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez bir unsur olduğunun altını çizen bir unsurdur.
'Kutsal alanları korumaya devam edeceğiz'
Yeni Zelanda'da katliamı gerçekleştiren şahsın, caminin kapısında 'Hoş geldin kardeşim' diyen kişiyi de öldürdüğünü belirten Çelik, 'Ama biz, kardeşlerimizi öldürseler de, bizi tehdit de etseler, evimize gelene, kapımıza gelene, partimize gelene, camimize gelene kimliğine bakmadan hoş geldin demeye devam edeceğiz. Onları yıllardır uyarıyoruz. Herhangi bir Müslüman kimlikli bir kimse terörist ise lütfen buna 'İslami terör' demeyin. O kişiyi bağlar. 'İslami Terör' ifadesi hiçbir din terör ile yan yana getirilemeyeceği gibi, İslam'ın da terör ile yan yana getirilmeyeceği ilkesinden yola çıktığımızda baştan aşağı yanlıştır. Bu camiye yapılan saldırı, kiliseye yapılan saldırı gibi bizim gözümüzde eş değerdir. Bunları korumaya devam edeceğiz' dedi.
'En çok içimi yakan kelime'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dünyada iki kişinin diktatör dediğini hatırlatan Çelik, 'En çok içimi yakan nedir biliyor musunuz? Dünyada Netanyahu diktatör diyor, Türkiye'de de Kemal Kılıçdaroğlu diktatör diyor. Esasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi kapasitesi bu kelimeyi bulmaya yetmez. Bu dışarıda üretildi, Türkiye'ye tercüme edildi. Diktatör dediğin kişi halkı gördüğü zaman tankın, topun, tüfeğin arkasına saklanır. Bizim Cumhurbaşkanımız ise 15 Temmuz'da halkıyla beraber tankın, topun, tüfeğin önündeydi. Türkiye'de vatandaşın dediği gibi, sizlerin dediği gibi Türkiye yönetilirse Türkiye büyür. Onun için Cumhurbaşkanımıza diktatör diyorlar. Milletinden başka kimseden talimat almadığı için. Eğer bir takım çıkar odakları ile iyi geçinmek istese bir takım güç odaklarına taviz verse, ona övgüler düzerler. Dolayısı ile bu şer şebekelerinin bize saldırıyor olması bizim için şeref madalyasıdır' dedi.
'AB'nin demokrasimize not vermeye hakkı yok'
Avrupa Parlamentosunun Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına kararı verdiğini hatırlatan Çelik, 'AB Parlamentosu Türkiye'deki demokrasiyi yetersiz bulmuş. Avrupa Parlamentosu'nun yarısı aşırı sağcılardan oluşuyor. Göçmenler konusunda duyarsız, Akdeniz'deki ölümlere sessiz kalan, her türlü İslam düşmanlığına, ırkçılığa pirim veren bu parlamentonun bizim demokrasimize not vermeye ne hakkı var. Onların belirttiği raporun artık bugün bizim için hiçbir değeri ve hükmü yok. Biz bu demokrasi için çok bedel ödedik' dedi.
31 Mart yerel seçim değerlendirmesi
31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerden Cumhur İttifakının zaferle ayrılacağını söyleyen Çelik, '31 Mart gecesi Türkiye haritası çıkacak. Orada haritanın rengi Cumhur ittifakının rengine boyandığı zaman dünyada kimler sevinecek, kimler üzülecek? Sadece bunu düşünün. Öyle bir şey olmayacak inşallah, bir başarısızlık durumunda işte o Yeni Zelanda'daki camiye saldırtılan caninin arkasında güçler büyük bir sevinç duyacak. Ama göreceksiniz 31 Mart'ta sizlerin de büyük desteği ile inşallah büyük zafere, büyük bir demokrasi zaferine imza attığımız zaman Türkiye için bugün kara propaganda yapanlar, 31 Mart'tan sonra Türkiye'ye yatırım yapmak için ilk randevuları isteyenler olacak' dedi.
Programa, AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Şube Başkanı Önder Uçak, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete, Memur-Sen üyeleri katılırken, Çelik, programa katılanlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.