10 kişiden 8'i HPV İle Karşılaşıyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Melih Gündüz kadınlarda en sık görülen 5 kanser türünden biri olan rahim ağzı kanserinin test ve aşı yoluyla 'önlenebilir' olduğuna dikkat çekerek, 'HPV aşısı virüs içermez, enfeksiyon yapmaz, felç veya kansere yol açmaz. 9 yaşından itibaren kız ve erkek çocuklara uygulanabilir' dedi.
Kadın üreme sisteminin bir bölümü olan rahim ağzında görülen kansere rahim ağzı (serviks) kanseri denildiğini belirten Acıbadem Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Melih Gündüz bu kanserin 15 ila 44 yaş arası kadınlarda görülen, ikinci en yaygın kanser türü olduğunu ifade etti. Kişinin cinsel olarak aktif olmaya başladığı zaman risk altında olduğunu söyleyen Dr. Gündüz, “Rahim ağzı kanserlerine Human Papilloma Virus (HPV) sebep olmaktadır. Ancak düzenli yapılacak PAP Smear testi ve aşılama ile önlenebilecek bir kanser türüdür” dedi.
HPV'nin toplumdaki yaygınlığından bahsederken her 10 kişiden 8'inin hayatlarının bir döneminde bu virüsü aldığını ifade eden Dr. Gündüz, “Cinsel yolla bulaşan HPV oldukça yaygın bir virüstür. Hayatımızın bir döneminde birçoğumuz bu virüse yakalanabiliriz. Enfeksiyon genellikle hiçbir tedavi olmadan bağışıklık sistemimizin devreye girmesiyle iyileşmektedir. HPV enfeksiyonu geçiren herkes rahim ağzı kanseri olacak diye bir şey söyleyemeyiz. Ancak rahim ağzı kanserlerinin en büyük nedeninin HPV enfeksiyonları olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
“Yaygın olan riskli HPV türleri 16 ve 18”
HPV'nin birçok türü olduğunu, bunlardan bazılarının kanser, bazılarının siğil yaptığını ve bazılarının da hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Dr. Gündüz, “HPV'nin düşük ve yüksek riskli türleri vardır. Düşük riskli HPV türleri hem kadınlarda hem de erkeklerde genital bölgede ve anüste siğillere neden olabilir. Genital HPV'nin bazı türleri ise yüksek risklidir, hem kadınlarda hem de erkeklerde kanser ile ilişkilidirler. Bizim hedefimiz kanser ve siğil yapan türleri ile savaşmaktır” dedi. Gündüz, yaygın olan yüksek riskli HPV türleri arasında HPV 16 ve 18'in bulunduğunu da sözlerine ekledi.
“Aşılama ile yüzde 95-100 oranında koruma sağlıyor”
Aşılama ile HPV enfeksiyonları yüzde 95-100 oranında önlenebilse de aşılanmış kadınların yine de kanser taramalarına devam etmeleri gerektiğini söyleyen Dr. Gündüz, HPV testi, sitoloji veya kombine testlerin bu kansere bağlı ölümleri azalttığı bilgisini de aktardı.
Dr. Gündüz rahim ağzı kanserini önlemek için yapılan testlerden PAP Smear, sıvı bazlı sitoloji ve HPV testinin sadece rahim ağzı kanserini önlemeye çalıştığını; yumurtalık, uterus, vajinal veya vulva kanserleri gibi diğer jinekolojik kanserlerin taramasında bu testin kullanılmadığını söyledi. HPV testinin HPV tipi yüksek riskli kadınlar için bazı tarama programlarına eklendiğini belirten Dr. Gündüz yüksek riskli HPV bulunursa yani HPV sonucu pozitif ise kolposkopi adı verilen bir büyütme cihazı kullanılarak servikse ayrıntılı bir şekilde bakıldığını anlattı.
“Erkekler de aşılanır”
2007 yılından beri ülkemizde Sağlık Bakanlığı onayı ile ulusal aşılama programında yer alan HPV aşısı hakkında yanlış bilgileri ortadan kaldırmak gerektiğini vurgulayan Dr. Gündüz, “Kadınlarda bu aşı, 6 ay aralıklarla iki veya üç enjeksiyon olarak yapılır. Erkekler de aşılanır. 9-45 yaş arasında uygulanır. Virüs içermez, enfeksiyon yapmaz, kansere veya felce yol açmaz. Güçlü bir koruyucudur” dedi. Kanser riskini artıran sebeplerin ise sigara, uçuk virüsü, AIDS, yaşlılık ve kanser tedavisi gören ya da organ nakli tedavisi gören kişilerde bağışıklık sisteminin zayıflaması olduğunu dile getirdi.
“Kanama ve ağrıyla kendini gösterir”
Dr. Gündüz hastalığa teşhis koyarken dikkate alınan göstergeleri, "Anormal bir PAP testi sonucu, adet dönemleri arasında ve cinsel ilişki sırasında veya sonrasındaki kanama, menopoz sonrası dönemde kanama, hoş olmayan kokuya sahip vajinal akıntı, seks sırasında da dahil olmak üzere kasıklarda rahatsızlık veya ağrı ile bel ağrısı" olarak sıraladı. Böyle bir durumda hastanın önce jinekolog tarafından rahim ağzının kontrolü için muayene olması gerektiğini, ardından gerekiyorsa kolposkopi ve biyopsi yapılabileceğini söyledi.
Rahim ağzı kanserinde radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi yöntemin birlikte uygulanabileceğini ifade eden Dr. Gündüz “Kanser rahim ağzı ve etrafındaki dokularla sınırlı ise cerrahi yöntemle tedavi edebilir. Radyoterapi rahim ağzıyla sınırlı kanserleri tedavi edebilir ve cerrahiden sonra kalabilecek kanser hücrelerini yok etmek için kullanılır. Kemoterapi ise ileri kanserleri küçültmek ve semptomları rahatlatmak için verilir” diye konuştu.