Alban,'Turizmci batıyor, bakan zenginleşiyor'
CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un geçtiğimiz günlerde Bodrum Türkbükün'de otel satın almasını ağır şekilde eleştirdi. Alban, bakanın satın aldığı otelin arsasının Tarım ve Orman Bakanlığı'na ait olmasını ise 'yağma' olarak nitelendirerek, 'Turizmci otellerine kilit vururken, otel sahipleri iflasın eşiğine gelmişken, turizm sektöründeki emekçiler evlerine ekmek götüremezken, turizm bakanı otel satın alıyor. Kamunun malını kendi şirketine peşkeş çekmesinden dolayı Turizm Bakanı'nı istifaya davet ediyorum' diye konuştu.
CHP’li Alban’ın istifa çağrısını yanıtlayan Bakan Ersoy ise pandemi döneminde turizmin sıkıntılı bir dönem yaşadığını doğrularken, otel satın alınmasının doğal karşılanması gerektiğini belirtti. Ersoy, “Turizmde en yüksek cirolardan birini yapan, Türkiye'nin sayılı turizm gruplarından birinin asli faaliyet alanı içinde otel alıp satmasından, bu konuda yatırım yapmasından daha doğal ne olabilir?” şeklinde yanıt verirken, otelin bulunduğu arsanın Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait olmasına ise değinmedi.
DEVLET MALI BAKANA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde önceki gün başlayan 2021 yılı bütçe maratonunda dün Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşüldü. Sert tartışmaların yaşandığı bütçe görüşmesine, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un, Azerbaycan merkezli ISR Holding’den satın aldığı Bodrum Türkbükü Hilton Oteli damga vurdu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi üzerine CHP grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Mürsel Alban, bu satışı “peşkeş” olarak nitelendirirken, Bakan Ersoy ise “bunun doğal karşılanması gerektiğini” öne sürdü.
TURİZM EMEKÇİSİ EVE EKMEK GÖTÜREMİYOR
Dünyanın tamamını etkisi altına alan Covid-19 salgınının, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de en sert darbeyi vurduğu sektörün turizm olduğunu vurgulayan Alban, Türkiye’ye 2019 yılında 52 milyon turist geldiğini, 2020 yılında bu sayının 15 milyon turiste indiğini hatırlattı. Turizm gelirinin 2019 yılına göre 35 milyar dolardan 11 milyar dolara gerilediğini ifade eden Alban, “Güvenlik görevlisi, otelde çalışıyordu, işini kaybetti. Temizlik görevlisi, düğün yapacaktı, işini kaybetti, düğün yapamıyor; hayal kurmuştu, hayalleri boşa gitti. Aşçı, günde bin kişinin karnını doyuruyordu, şu an 4 kişilik ailesini geçindiremiyor. Otel sahibi, sizin köstek olduğunuz otel sahibi otelini kapattı, borçlarını ödeyemiyor, hacizde ve icralık durumda” diye konuştu.
TURİZMDE TEK ADAM DEVRİ
“Ülkede tek adam rejiminin yönetiminde olduğu gibi turizmde de tek adam yoluna gidiliyor” diyen CHP’li Alban konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Bakan, seçim bölgem olan Muğla- Bodrum Türkbükü'nde Azeri bir iş adamına ait Hilton Otelini satın aldı. Aldığı bu otel Tarım ve Orman Bakanlığına ait mülkiyette, Turizm Bakanı işletmesiyle ruhsat verilmiş. Bu oteli Turizm Bakanı kendi şirketine nasıl kattı? Turizmci kan ağlarken, garson evine ekmek götüremezken, işçi geçinemezken, şoför iş bulamazken, temizlik görevlisi düğününü yapamazken Sayın Bakan siz servetinize bir yenisini nasıl eklediniz?
Sayın Bakan, tüm turizmciler adına sizden bir beklentimiz var. Bu koşullarda, bu çürümüş, sebebi açıkça ortada olan bütçe, turizmciyi yoğun bakımda entübe hâline getirmiş ama Bakan Bodrum'un koylarında otel avlarken, servetine servet katarken o aldığınız, kazandığınız servetinizde turizmcinin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var; o hakkı size helal etmiyorlar. Siz buraya gelip, burada Bakanlığınızın bütçe genelinde konuşma yapmayın, istifanızı verin. Sizi kamunun malını, kendi şirketlerinize peşkeş çekmekten dolayı istifaya davet ediyoruz”
ŞAİBE VARMIŞ GİBİ ALGILATILMASINI YANLIŞ VE MANİDAR BULUYORUM
Muhalefet milletvekillerinin eleştirilerine yanıt veren Bakan Ersoy, yaptığı konuşmada otuz beş yıldır turizm mesleği içinde olduğunu belirtti. Turizm işletmeciliği ve turizm yatırımı yapan ve 6 bin 800'den fazla çalışanı olan bir firmaya sahip olduğunu belirten Ersoy, şunları kaydetti:
“Turizmde en yüksek cirolardan birini yapan, yurt dışında hiçbir yatırımı olmayan, Türkiye'nin sayılı turizm gruplarından birinin asli faaliyet alanı içinde otel alıp satmasından, her koşulda Türkiye'nin turizmine, Türkiye'nin geleceğine güvenerek bu konuda yatırım yapmasından daha doğal ne olabilir?
2003'ten beri, bakın, yaklaşık on altı yıldır, sahip olduğu ve yaptığı tahsis yatırımları sebebiyle binlerce diğer tahsis yatırımcısı gibi, devletin kiracısı olan bu firmanın sanki bu faaliyeti ilk defa oluyormuş, yeni bir şeymiş gibi gösterilmesini, siyaseten bir şaibe varmış gibi algılatılmasını son derece yanlış ve manidar bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum”