ADLİ RAPORLARIN HUKUKİ KARŞILIĞI ANLATILDI

Fethiye’de yapılan toplantıda hekimlerin adli rapor düzenleme sorunluluğunu hatırlatılıp, adli rapor düzenlenirken dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgiler aktarıldı. Toplantıda adaletin etkin ve hızlı şekilde yerine getirilmesi için adli tabipliğin çok önemli bir unsur olduğu hatırlatılıp, adli raporların hazırlanmasında temel kurallar kavramlar hukuki açıdan sorumluğu ele alındı. Fethiye Esnafa Odası Salonu’nda yapılan toplantıya Cumhuriyet Başsavcısı Ergün Togöz, Emniyet Müdürü Hüseyin Kocabıyık, Fethiye Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Serdar Şahinoğlu, doktorlar ve emniyet ve jandarma mensupları ile diğer ilgililer katıldı. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı ve Fethiye İlçe Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen seminere konuşmacı olarak Muğla Adli Tıp Kurumu Şube Müdür Doktor Bülent Savran katıldı. Adli rapor düzenlemesi konulu seminerin açılış konuşmasını yapan Fethiye İlçe Sağlık Müdür Uğur Çomak, adli rapor düzenlemelerinde sıkıntı yaşanmaması kanunlara uygun şekilde adli rapor düzenlenmesi gerektiğini hatırlatıp, bu seminerin yararlı olacağına inandığını kaydetti. Muğla Adli Tıp Kurumu Şube Müdür Doktor Bülent Savran, konunun adliye, emniyet ve jandarmayı yakından ilgilendirdiğini söyleyerek, hekimin görevleri arasında adli hekimliğinde bulunduğunu belirtti. Muğla Adli Tıp Kurumu Şube Müdür Doktor Bülent Savran, “Hekimlerin düzenledikleri raporlar, tıbbi ve adli raporlar olmak üzere genel olarak iki grupta ele alınabilir. Tıbbi raporlar; kişilerin sağlık ve istirahat durumlarının belirlenmesi, bazı ilaçları ne kadar süreyle kullanması gibi konulan içerirken; adli raporlar yargıya yansıyan ve kişinin sağlığını ilgilendiren her türlü olayda, adli mercilere yol gösteren raporlardır” diyerek, “Bu yazıda, hekimlerden sıklıkla talep edilen adli travmatoloji raporlarının düzenlenmesi ile ilgili temel kurallar, kavramlar ve izlenecek yol üzerinde durulacaktır. Yazdığımız raporun hukuki karşılığını bilmemiz lazımdır” diye konuştu. Doktor Bülent Savran, sunumun devamında şu ifadelere yer verdi: “Kanun çerçevesinde, mahkemeler, bilirkişi olarak Türkiye'de hekimlik yapma yetkisine sahip tüm hekimlere başvurabilirler. Dolayısıyla, ülkemizde hekimlik yapma hakkına sahip tüm hekimler adli olaylarda görev alma ve rapor düzenleme ile sorumludur. Hekimlik uygulamaları ve hekim bilgisine gereksinim duyulan hukuksal uygulamalarla ilgili diğer yasalar da bunu destekler niteliktedir. Yargı mercilerince adli rapor talep edildiğinde, hekimlerin "bu benim işim değil, ben bunu yapamam" deme şansları, yoktur. Ancak, adli olguyu değerlendirme ve rapor düzenlerse aşamasında; başka bir hekimden de görüş alınmasını talep edebilirler veya ek inceleme gerekiyorsa bunu bildirebilirler.”