'Basın çalışanları mesleki düzenleme bekliyor'
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu'na bağlı Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan, '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı' nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamasında, 10 Ocak’ı bayram değil “dayanışma günü” olarak kutladıklarını ifade eden Kaytan, öncelikle basın sektöründe mesleki düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.
2020’li yıllara girdiğimiz günümüzde medya sektörünün zor bir dönemden geçtiğini ve basın özgürlüğünden internet yasasına kadar birçok alanda yasal düzenleme beklendiğini ifade eden Kaytan, 10 Ocak nedeniyle yaptığı açıklamada şu görüşleri savundu;
“Yaşadığımız sorunlar nedeniyle ‘bayram’ değil ‘dayanışma günü’ olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ nedeniyle, çözüm bekleyen sorunlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörümüzde yaşanan sorunların bir an önce çözümlenmesi, sürekli itibar kaybeden basın mesleğinin gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Sürekli vurguladığımız gibi ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Basın özgürlüğünden basında çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik, geniş katılımlı çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve zaman geçirilmeden uygulamaya konulmalıdır. Sektörümüzde mesleki düzenleme olmaması; tehdit ve şantaja dayalı etik dışı haberlerin yapılmasına, birikimine, eğitimine bakılmaksızın dileyen herkesin gazeteci maskesi altında sektörümüzde boy göstermesine neden olmaktadır. Meslektaşlarımız, meslek onurlarını korumak adına mücadele etse de, yasal boşluktan yararlanan çıkarcıların medya sektöründe boy göstermesine engel olamamaktadır. Bu nedenle basın sektöründe öncelikli olarak mesleki düzenleme yapılmalıdır.Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir” dedi.
“Basın demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır”
Özgür basının, demokrasilerin olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Kaytan şunları ekledi:
“Unutulmamalıdır ki; Basın özgürlüğü ve basın özgürlüğünü de kapsayan ifade özgürlüğü, çağımızda demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır. Özgür basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir. Halkın sesi olma görevini üstlenen bağımsız ve özgür basın, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracıdır. Çağdaş demokratik toplumlarda halkın haber alma hakkı basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür. Bu nedenle ülke olarak basının sorunlarını elbirliği ile çözümlemeliyiz. 10 Ocak Basın Bayramı’nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak umuduyla meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım.”