AKIN TEZEL

Fethiyeli İş Adamları Dünyaya Açılıyor

AKIN TEZEL

  • 6984

Fethiye’de işe başladığım 1985 yılında aldığım ilk siparişlerden biri Fekotaş adı altında domates salçası imal etmek üzere kurulmuş bulunan, ancak bir türlü verimli çalıştırılamadığı için ortaklarının kapatmak zorunda kaldığı tesisin harabe halindeki resmini çekmek olmuştu.
Söylenildiğine göre bir zamanlar Fransızların işlettiği krom madeni dışında Fethiye’de kurulan ilk sanayi tesisiymiş ve o da başarısız olmuş.
O tarihten sonra uzun süre Fethiye’de sanayi adına bir hareketlenme olmadı. Zaten doğası bakımından Fethiye’de gerçek anlamda bir sanayileşme olması düşünülemezdi. Dünya piyasasından ham madde alıp yine dünya piyasası için üretim yapmak için pazarlara ulaşım kolaylığı dışında üretim için yeterli alana sahip olmak gerekir ki bu da Fethiye’de bulunmuyor. Turizm ve tarım için ayrılmış alanları sanayiye kaydırmak akıl dışı olacağından ancak yöre pazarına hitap edecek tarımsal sanayi ürünleri imalatı düşünülebilirdi. Bunun yanı sıra turizm ve teknolojik tarım alanında yatırımlar söz konusu olabilirdi.
Ancak Fethiye’ye dışarıdan gelip yerleşenler dışında Fethiye’nin yerlileri tarafından yapılmış kayda değer bir turizm yatırımı göremedik. Tarımsal alanda ise yirmi yıl boyunca domates fidelerine musallat olan virüs ( pürüz) hastalığının zararlarını tartışmak dışında bir şey yapamadık.
Bu esnada Fethiye’lilere ait olan birçok mülk el değiştirdi. Yüksek fiyatla çoğunluğu Fethiye dışından olan yatırımcılara satılan araziler üzerinde ya turizm işletmesi yapıldı, ya da ikinci konut yapılarak İngilizlere satıldı. Arazilerin Fethiye’li eski sahipleri de bir süre satış sonucu ellerine geçen paraları harcadıktan sonra kara kara düşünmeğe başladılar.
Bu arada Fethiye’ye dışarıdan gelip yerleşmiş olan ve yatırım hamlesi içinde olan kişileri de caydırmak önlerine çeşitli engeller çıkardık. Aslen Denizli’nin Acıpayam kazasından olan turizm yatırımcısı eski Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in Faralya Kabak koyunda temelini attığı turistik otelin çevreyi korumak bahanesiyle nasıl yasal engele takıldığını hatırlıyoruz. Bundan asırlar sonra arkeologlar otelin ot bürümüş temellerini incelediğinde bunun ne gibi bir yapı olduğunu anlamakta belki de güçlük çekecekler.
Yine Urantaş firması sahibi Halil Uran’ın Üzümlü’de kurmak istediği ufak çaplı çimento fabrikası için ne gürültü koparılmıştı. Adamcağızı o kadar korkutmuşlar ki sanki mümkünmüş gibi o fabrikayı yer altında kuracağını söylüyordu. Sonunda baskılara dayanamadı yatırımdan vaz geçti.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde ise Eşen Çayı üzerinde kurulması planlanan HES’i engellemek için el birliği ile çaba harcıyoruz. Yatırımlara öyle karşıyız ki bizim gazete bile “Eyvah, yine HES” diye başlık atabiliyor. Hatta Başbakanımızın her türlü enerji yatırımını sonuna kadar desteklediği bilinmesine rağmen iktidar partisinin yerel yöneticileri HES karşıtları tarafından oluşturulan olumsuz havadan etkilenerek bu yatırımları savunacak gücü kendilerinde bulamıyorlar.
İşte estirilen bütün bu olumsuz havaya rağmen son günlerde özellikle tarım kesiminde teknolojik yatırımlar filizlenmeye başlıyor. Karaçulha başta olmak üzere sera üretimi yapılan bölgelerimizde çiftçiyle bütünleşen küçük yatırımlar kendini gösteriyor. Örneğin Fethiye’de bir süredir faaliyet gösteren Zirve Fide işletmesine ek olarak çiftçinin fidan ihtiyacını karşılamak amacıyla iki Karaçulha’lı iş adamı Anatolia Fide adında yeni bir fide üretim tesisi kuruyorlar.
Dahası bir kısım iş adamlarımız dış ülkelerde yatırım fırsatlarını değerlendirmek için Cumhurbaşkanımızın Afrika’nın Gana ve Gabon ülkelerine yaptığı gezilere katılıyor. Bunlar Mümtaz Kökten, Harun Sağır, İsmail Çoban, Mustafa Ali Türkan ve Şaban Kıvrak.Bu isimlerden, Çobanlar Alabalık İşletmesi sahibi İsmail Çoban Hürriyet Gazetesinin ekonomi sayfasına konuk olabilecek büyüklükte bir yatırımın peşinde. Fethiye’ye ek olarak yurdun çeşitli yerlerinde kurduğu alabalık üretim tesisleri, balık unu ve ambalaj fabrikaları yanı sıra Gabon ülkesinde de yeni bir yatırım tasarlıyor. Anlattığına göre Gabon okyanus kıyısında olduğu için balık çok bolmuş. Burada çok ucuz fiyata alacağı balıkları yine orada kuracağı tesiste balık ununa dönüştürerek Türkiye’ye getirip bunlarla Türkiye’de ürettiği alabalıkları besleyecekmiş. Dedikleri gerçekleşirse her halde Fethiye’den dış ülkeye yapılan ilk yabancı sermaye yatırımı olacak bu.
Bu kadar engellemeye, yatırım yapanlara bu kadar kuşkuyla bakılmasına rağmen yine de cesaret edip kendini öne atan bu öncüleri kutlamamız gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları