Serdar Kaya / Sağlık Olsun

Gebeliğin intrahepatik kolestazı

Serdar Kaya / Sağlık Olsun

  • 2466

Gebeliğin intrahepatik kolestazı, tipik olarak gebeliğin 6. ayından sonradan doğuma kadar bir zaman aralığında gelişen ve doğumdan sonra hızla düzelen, kaşıntı ve serum safra asidi konsantrasyonlarında yükselme ile karakterize bir hastalıktır. Gebeliğin intrahepatik kolestazı, gebeliğe özgü en yaygın karaciğer hastalığıdır; ve gebelerin %1,5’unda görülür. 
Çoğul gebeliklerde, ileri anne yaşında, kronik hepatit c öyküsü olanlarda ve alkole bağlı olmayan karaciğer sirozu olanlarda, önceki gebeliğinde gebelik kolestazı olanlarda, akrabalarında gebelik kolestazı olanlarda ve kış aylarında daha fazla görülür. 
Sebebi bilinmemekle birlikte; muhtemelen genetik yatkınlık, hormonal faktörler ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Artan estrojen ve progesteron hormonları, diyette düşük selenyum ve güneş ışığı ve d vitamin azlığı da sebepler arasındadır. 

GEBELİĞİN İNTRAHEPATİK KOLESTAZI BULGULARI NELERDİR?
Tipik olarak hafif ila dayanılmaz arasında değişen kaşıntı gelişimi ile başlar. Genellikle avuç içi ve tabanlarda başlar veya buralarda baskın olup; sonrasında genellikle vücuda yayılır. Geceleri daha kötüdür. Kaşımaya bağlı cilt iz ve yaraları, sağ üst kadran ağrısı, bulantı, iştahsızlık, uykusuzluk, sarılık veya yağlı dışkılama da oluşabilir.
Labaratuar Bulguları nelerdir?
Serum toplam safra asidi konsantrasyonundaki artış, temel laboratuvar bulgusudur ve etkilenen gebeliklerin %90'nında bulunur. Laboratuvar bulguları genellikle kaşıntıdan birkaç hafta sonra görülmeye başlar.
AST ve ALT karaciğer transaminaz enzimleri de hastaların %60’ında yükselir.
Ancak ampirik olarak Ursodeoksikolik asit içeren ilaçlar başlanırsa, yüksek safra asidi ve transaminaz seviyeleri asla saptanamaya’dabilir. 
GGT (Gama-glutamil transpeptidaz) enzimi de vakaların %30'unda yükselebilir.
Total bilirubin ve direkt bilirubin konsantrasyonları da hastaların %25'inde yükselir.
Alkalen fosfataz enzimi de kolestaza spesifik olmamakla beraber yükselebilir.  
Protrombin zamanı yağlı dışkılamaya bağlı K vitamini eksikliği de gelişirse nadiren uzayabilir.

FETÜSE RİSKİ NEDİR?
Maternal safra asitleri plasentayı geçer ve fetüs ve amniyotik sıvıda birikebilir, bu da fetüs için önemli risk taşır. 
Ana komplikasyonlar, intrauterin kayıplar, bebeğin mekonyum kakasını yapması, erken doğum ve yenidoğan solunum sıkıntısı sendromu (akciğerlere giren safra asitleri ile ilişkili gibi görünen) ve yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı gibi artan risklerdir.

TEDAVİSİ NEDİR?
Ursodeoksikolik asit içeren ilaçlar öncelikli tedavisidir; sonrasında sıkı takip gerektirir.
Safra asitlerinin yükselme düzeyi, karaciğer fonsiyon testlerinde bozulma, dayanılamaz düzeyde kaşıntılar olması, gebeliği boyunca tekrarlayan intrahepatik kolestaz atakları olması, önceki gebeliklerinde gebelik kolestazına bağlı kayıp öyküsü olması durumlarında doğum zamanlaması planlanıp daha erkene çekilmesi gerekebilir. 

DOĞUM SONRASI
Hastalar doğum sonrası hızla düzelir. 
İntrahepatik kolestaz emzirme için bir kontrendikasyon değildir. 
Kolestaz, sonraki gebeliklerde hastaların %60-70'inde tekrarlar. Tekrarlayan epizodların şiddeti değişkendir.
Doğumdan sonra klinik semptomlar devam ederse, karaciğer fonksiyonu ve safra asidi konsantrasyon seviyeleri tekrar kontrol edilmelidir. Bunlar normale dönmezse, hasta altta yatan hepatobiliyer hastalıkları değerlendirmek için bir Gastroenteroloji ve Hepatoloji uzmanına yönlendirilmelidir. Etkilenen kadınlar safra taşı gelişimi için de artmış risk altında bulunurlar.
SONUÇ olarak gebelikte sıkça karşılaşılan kaşıntı şikayetleri için mutlak doktora gidilmeli; bakılan safra asitleri, karaciğer enzimleri ve ilaç tedavisi altında sıkı takipleri yapılmalı ve bebek için en uygun zamanda doğum planlanmalıdır. 


 

Yazarın Diğer Yazıları